Zırva tevil götürmez!
Zırva tevil götürmez!
sapar. Yani, krvırtır. Zırva tevil
götürrnediği için, bu sefer tekzip
yollar. Yani, yalanlama…
O da mı olmadı? Gelsin tehdit…
Yani, abanın altından (veya üstünden) sopa
Niye söylüyorum bunları?
‘ın zamansız ölümü yüzünden kafası koparılmış tavuklara dönen
politikacılarımız iyice midemi bulandırmaya başladığı için…
Gazeteciye haber sızdırıyor, üst
yönetimden zılgıt gelince haberi yazan çocukcağızı suçluyorlar: “Öyle
dememiştim de böyle demiştim…”
*i*
Neyse, tek tesellim var. Politikacı
dünyanın her_yerinde politikacıdır.
Kıvırtır, yalanlar, tehdit eder.
Watergate skandalını ortaya çıkartan iki Washington Post muhabiriyle,
ABD Adalet Bakanı John Mitchell
arasındaki konuşmanın parodisini izlemeye var mısınız?
CARL BERNSTElN – Demokrat Parti’nin WatergateTeki binasında meydana gelen kır-gir-dinle olayında devlet
bütçesinden para veri/miş… Uste/ik siz
vermişsiniz… Yarın haberi yayın/ıyoııız… Diyeceğiniz bir şey var mı?
PAÇASI sıkışan politikacı tevile
JOHN MITCHELL – Aman tanrım!
Onu mu yazacalsınız? Sen git, 0 genel yayın müdürü olacak Ben Bradlee herifine söyle, böyle bir haber çı
karsa, patroniçeniz Katherine Gr_a- _
ham’in memoşlarını çamaşır makinesinin merdanesinden geçiririm…
BERNSTEIN – Bunu sizin ağzınızdan yazabilir miyim efendim?
MITCHELL – Dur, düzelteyim… O
genel yayın müdürüne söyle, poposuna tekme vurur, başparmağımı kulağından çıkartırım…
BERNSTEIN – Bunu sizin ağzın/zdan yazabilir miyim efendim.? .
MITCHELL – Yok, dur! O genel
yayın müdürüne söyle, orasını kopartır, patroniçenizin gııtlağından aşağıy’a iterim…
BERNSTEİN – Üçü de çok güzel
efendim… Hangisini kullanalım.?
MITCHELL – Sence hangisi daha
etkileyici?
BOB WOODWARD (paralel telefondan araya girerek) – Bence ilki
daha çarpıcı efendim…
MITCHELL – Sesin değişik geliyor,
ama, olsun… ilkini kullan…
İşbu trialog, zırvanın tevil, tekzip
ve tehdit götürdüğünü zanneden po
‘litikacılarımıza cülûs bahşişimdir…
beraat etti!
EI.Kl hatırlarsınız, Samsun
BDOğumeVİ başhemşiresi
Havva Ertürk, yayın yoluyla kendisine hakaret edildiği
gerekçesiyle, Samsun “Yeni
Söz” gazetesi aleyhine dâvâ açmıştı.
İki sanık vardı.
Gazetenin sahibi Bilal Mollahüseyinoğlu… Gazetenin genel yayın müdürü Haktan Mollahüseyinoğlu… Ellişer milyon
lira tazminat isteniyordu sanıklardan…
Samsun-hha büromuzun
haberine göte, ilk celsede beraat etti Haktan… Gerekçe, “yaşının küçüklüğü”… Baba (gazetenin sahibi) hakimden de güzel
bir zılgıt yedi.
Genel yayın müdürü (kızı)
okuma-yazmayı yeni söküyor.
Dört (rakamla 4) yaşında…
MESUT YILMAZ
CRÜBE süzgecinden
geçirerek Iâf söyleyen
atalarımızı bir kere
daha haklı çıkardın… Şaşkın
ördek sahiden poposundan
dalarmış… “Red Cephesi”
oluşturuyorum diye, seni genel başkan yapan kurultayda reddettiğin ülkücü sağla
dinci sağa yanaştın, “Gelin
canlar bir olalım, Çankaya’yı işgalden kurtaralım!”
dedin… Onlar tecrübeli, hiç
biri yemedi. Tek piyadeye
talim eden demokratik sol
kolordusuna yanaştın, ittifak
önerdin… “Sağol, ben kendime yeterim!” cevabını aldın… Kırk yılın kurdunu dolduruşa getireceğini sandın,
cintonik o numaraları yemedi. Şimdi ne oldu? Senin
partinden üreler başladı. Birer ikişer devam edeceğine
hiç şüphem yok… Babayı
kıskıs güldürüyor, ANAYOL
sevdalılarını küstürüyorsun…
Haberin olsun…