Zevkine öldürmek insana mahsustur!
‘ lar, öldürmezler.
BİR ııüııüıı ııivıssi
KURTHAN FİŞEK
| 3 Şubat 1994
SALI
AWAN üç şey için öldürür. Ya
karnı açtır, ya can derdine düş
müştür, ya yavruları tehlikededir. Zevkine öldürmez, yamyamlığı
yoktur.
Etoburların en parçalayıcılarından
arslana bakalım…
Yeme, içme, avlanmaya günde sâdece 2 saat ayırır dişi arslan… Artan
22 saatinde yavrularını korur, eğitir,
büyütür. Bir batında 3-4 tane doğan
yavrular aslında hırçındır, ama, analarının yanında hoşgörüyü, sükûneti, teenniyi öğrenirler.
Karınları acıkmadıkça, canları
(ve cananları)
tehlikeye düşmedikçe saldırmaz
***k
Gelelim, çok
özel bir hayvan `
türü olan insana…
Zevkine öldüren tek hayvan
türüdür.
Uygarlık tari- . .
hine tek katkısı “kravat” olan Sırp’lar,
çoğu kadın ve çocuk olan 66 kişiyi
tek bir top mermisiyle yok ettiler. Pazaryerini hedeflediler, tetiğe bastılar,
başsız-bacaksız bir sürü insan ürettiler.
Niye yaptılar bunu?
Bana değil, onlara sorun… Ben
hayvanım… Böylesine vahşetten anlamam…
*k ‘A’ *k
Orman bakanlığını insanlar istila
Zeiııe öldürmek insana mahsiıstur!
e .
Metin Sertoğlu arkadaşımızın yazısından öğreniyorum bunu…
Eti yenmez, kanadı kalkmaz kuğuları katlediyorlar… “Bıldırcın sesi”
alınmış teyp bantlarını çalıp bıldırcın
çağırıyorlar, yumruk büyüklüğündeki
elli-altmış hayvanlık bir sürüye mermi
sıkıyor, hepsini yok ediyorlar. Bu “insanlaı”, lama bulsalar, o “hayvanlar”ı
da öldürürler.
Merkez Av Komisyonu karar al
mış… Av günleri çarşamba, cumartesi,
pazar olacakmış… Keklik, tavşan, çil avı 12
Aralık günü kesilecekmiş…
Peki, kim denetleyecek? Nasıl denetleyecek?
Orman Genel
Müdürlüğü denetleyecek, 12
Eylül sonrasında
‘ emirlerine verilen 30 helikopterle denetleyecek…
Niye denetlemezler? Helikopterleri havalandıracak
akaryakıtın bütçesi tükenmiş…
Ceçiniz!
Kuğuların birbirlerini ne kadar sevdiklerini, yaşamak için nasıl dayanıştıklarını, kuğuları öldürmek isteyen
soylu birinin nasıl “ku laştığını” (ve
öldüğünü) 1965 yılın an beri Türkiye’de anlatan “Kuğu Gölü” balesini
izlemiş tek bir Orman Bakanlığı yetkiIisi varsa dişimi kırarım.
Çağ atladık, “insanlaşıyoruz”…
BEDRETTİN DA N
ZÜLFÜ l.ivaneIi’nin
adaylığına gösterdiğin
tepki şıktı: “Beyefendi,
iyi bir insan… Aday olması ile siyasette birbirini’ karalama devri
son buldu…”
Dediğin oldu baş
larda… Hiç bir partinin `
adayı karşısındakileri
suçlamadı. Derken,
perhizi sen bozdun…
“İlhan Kesici eski
bir ülkücü, kendisini
destekleyen Bahattin
Yücel de eski bir DevS0|’cudur…”
Kötü bir haberim
var sana… ANAP genel merkezinin kasalarında kalınca bir “Niyazi Adıgüzel Dosyası” bulunuyormuş…
Yücel’le Kesici hakkında söylediklerin duyulunca, “Açalım dosyayı gitsin!” havası yayılmış ANAP üst yönetiminde…
Şimdi de bir nebze
rahatlatıcı habere geleIim… Ilhan Kesici müdahale etmiş, “Yapmayın, böyle misillemeler
bize yakışmaz!” demiş…
O dosyada nelerin
olduğunu merak etmeye başladım.
Duız siMvıl..
,EAHAßız ETME.-.
kıTABlM şu ııarecAıoLı
YEIZINDEYIMI.
“İnsanları birleştiren iki kuwet vardır.
Korku ve çıkar…”
(Napolyon Bonaparte, 1799)
DYP’nin oyları
kime sliılivor?
EÇEN hafta yine İsGtanbul kulislerindey
dim. Konuşulan tek.
konu Refah Partisi’ydi. Çok
uzun ,süre Türk-Iş ve
DlSKfin gölgesinde kalan
Hak-Iş’in ön plana çıkışı,
RP kongresinde birazcık
kakofonik de olsa İstiklal
Marşı’nın söylenişi tartışıldı, durdu.
Başanamızın yaptırdığı
kamuoyu araştırmasında
DYP’nin 9 puanlık gerilemesi de hepsine tüy dikti.
Altı ay önce yine burada yazmıştım: “Konya belediyesini izleyin…”
Hem DYP’li, hem
ANAP’lı dostlar ya suratıma, ya telefonda kulağıma
gülmüşlerdi.
Dün onlardan biri aradı.
Kulağıma fısıldadı: “O yüzde 9’|uk kayıp aslında yüzde 13 civarında… Onun
yarıdan fazlası da Refah’a
gidiyor. DYP örgütünde
panik ve yılgınlık yaratmamak için azıcık oynadık rakamlarla…”