Yavuz’la “son yemek” yer sofrasındaydı

D

l yer sofrasındaydı!

ORT yıl önceydi.
Rahmi Saltuk Ankara’ya geldiydi. Geleceğini önceden öğrendiğim
(ve huylarını bildiğim) için,
odamda. “yer sofrası” kurdurtmuştum.

Daha ilk yudumunu almadan, “Yavuz’u da çağırsana, iyi şarkı söyler!” dedi
Rahmi…

Telefon ettim, yerindeydi.

Merdiven basamaklarını ikişer.
üçer zıplayarak geldi.

Gelmesin mi?

Hukuk faküliesindeki aynı sıraları, cezaevindeki aynı koğuşu
paylaşmış iki can yoldaşıydılar.

‘A’ i’ *k

Sevgili Yavuz Gökmen iflah
ve ıslah olmaz bir romantikti.

lki buçuk yıl yattığı. hepimizden elli kat daha fazla iskence
gördüğü 12 Mart (1971) mapuslarında, “çok iyi bir ses” sahibi
olduğunu keşfetmişti.

Mamak Muhabere Okulunun
içindeki Keçikıran tepesinde konuslanan “Albay Y.S. Yönetimindeki Yurttan Sesler Korosu” üyesiydi.

Rahmi sordu: “Hâlâ eskisi
gibi ötüyor musun?”

Asıka Bağdat nasıl sorulmazsa.
Yavuz’a da şarkı söyleyip söylemediği sorulmaz. ..

İtalyanca, Fransızca, Almanca,
İspanyolca. İngilizce, kübaca, za
za, kımıança, ne kadar ihtilal tür- ›

küsü varsa, hepsini çığırdı.
k i’ i’
Tedbirsiz davranmıştım, yeteri
kadar içki yoktu. i

Sallanarak yerimden kalkmaya .
çalışıp. sallanan sevgili Yavuz’u ‘

kaldırdım yerinden… Kendisi kadar sallanan Rahmi’ye buyurdu.
“Bu kadar öttük… Sen de
bir şeyler söyle Ian!”
Rahmi Saltuk pek ayık vaziyette değildi, ama, toparlandı,
konuştu. i ‘ l

_ “Senin gibi amatör ‘mü-l
yüm? Attır parayı, söyleye
yim Hoy Nare’yi…”
Yavuz bozulup gitti.

Olağanüstü sesi vardı, ihtilal ‘

türkülerini içten söylerdi. ç,, fîf.

Son yemeğimizdi. ‘ i› `
‘A’ ‘A’ i’

Sevgili Yavuz Gökmen’in

s: sx

amatör zevklerinden biri futboldu.

Kar-kıs demeden cimbomun
maçlarına giderdi.

Cimbom oyulduğunda ben
ona, sarıkanaryanın tüyleri yolundu“unda o bana bulaşırdı.

tişip kakışırken pek nazik kelimeler kullanmaz, zarif cümleler
kurmazdık…

Galatasaray-Juventus maçına
gitmek için bütün hazırlıklarını tamamlamı tı.

“Bu lulultalyanlar maçı
tehir ettirecekler!” dedi ayaküstü…
Niyesini sordum.

“Uç tane sakat futbolcuları var. Deschamps, Davids,
Fonseca… İ..l..ltalyanlar maçı erteletebilirse, bu i.neIerin
hepsi tedavi olur, maç oynayacak duruma gelir…”

Köktenfenerli olarak, ezeli rakibimiz cimbomdan bir ricam var.

Nerede oynarsanız oynayın,
sevgili Yavuz için oynayın…

i’ *k ‘k v

Bir can dostumu kaybettim…

lnsandı. Konuşurdu, paylaşırdı.

Büyüğüyle, küçüğüyle, herkes
ile dostça, ağabeyce, kardeşçe

dertleşirdi.
Mapus damlarında sürünenler,
cuntaların işkencehanelerinde çi
le çekipişkence görenler iyi bilir v
. bu ruh hâlini…

Sıkıntı çekenin hâlinden sâdece sıkıntı çeken anlar.

Uğur da öyleydi, Teoman
da, Ekmekçi de…

Derdini, sıkıntını götürdün mü,
yazılarını bırakır. çözüm için telefona sarılırlardı.

i’ i’ i’
“İyiler” çok sık aralıklarla öl
rneye başladı.

“Kötüler” yaşamaya devam
ediyor.
, Gülegüle sevgili dostum…