Yargı sustu sustu niye şimdi konuşuyor?

Yargı sustu sustu ‘
niye şimdimlçpnuşuyor?

AKIN zamanlara kadar işçiler, memurlar,
emekliler sokaklardaydı. Yakınıyor, bağırıyor, pankart açıyor, yürümekle aşınmayan
yollarda paraları olmadığı için yenilemeyemedikleri pabuçlarını eskitiyorlardı.
Devletin üst katmanlarında “müstelızi bir sessizlik” vardı.
“Enselerine vurulup lokmaları alınacak
bir gariban kitlesi” olarak görülüyordu onlar…
Protestocular ya sustu, ya susturuldu, ya olup bitenler medyaya yansımadı, yansıtılmadı.
‘A’ i# i’
Devlet Planlama Teşkilâtı müsteşarı
Prof.Dr. Orhan Güvenen, siyasileri eleştirdi.
Aslında, yerden göğe kadar haklıydı söylediklerinde…
Koskoca DET, “devlet bahçesinde gezinen

V süs köpeği” hâline getirilmişti.

Açığa alındı. Ya sustu, ya susturuldu, ya olup bi
tenler medyaya yansımadı, yansıtılmadı.
_ f; *F* i’

Çerken, en üst yargı konuşmaya başladı.

Once Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, yeni
yargı yılını açtı. .

“Türkiye’nin talihsizliği hukukun üstünlüğünün yeşerdiği ülkeleri değil, hukukun devletinin uç verdiği ülkeleri örnek almasıyla
başlıyor. Demokrasimiz tökezledikçe, dünya
üstümüze geldikçe kendi konumuzu Anglo
sakson demokrasilerine göre değil, ufuk da- l

raltarak Fransız Cumhuriyeti’ne göre değerlendiriyor, ülkemizi aklamaya çalışıyoruz. ”
~ *k ‘A’ ‘k
‘ Arkasından Ankara DGM Savcısı Nuh Mete
Yüksel devam etti. ‘

“TBMM Başkanlığı’nın, ‘Kavakçı milletvekili değildir’ yazısı üzerine harekete geçtim.
Herkesin evine zamanlı-zamansız girilebiliyor Türkiye’de… Milletvekili olmayan birinin
ifadesini almaya giderken saatime bakmadım… Mevcııt mevzuat neyi gerektiyorsa onu
yaptım… Doğru bildiğim, kanunlann gösterdiği yoldan dönmeyeceğim… ”

t

Danıştay Başkanı Erol Çırakman da söylendl, _ H ; ı l – ~ ı r

“Kavakçı olayının en acı yanı, yapılan
açıklamalarla yargıya ağır bir müdahalede
bıılunulmasıdır. Bunlar yargı görevini engelleme niteliğindedir. ldarece polisin olay mahallinden çekilmesi emrini vermek açık bir
müdahaledir. Yargıya müdahalede bulunulmadığını söylemek çok zordur… ”

i***

En sonunda, Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, dilek ve temennilerini iletti.

Mahkeme kararına gerek kalmaksızın telefonların dinlenebilmesini istedi.

163`ü geri istedi.

Sansürde İngiliz, basında Yunan, ceza mahkemelerinde Alman yöntemlerinin bize uyduğunu,
uysa da uymasa da konulması gerektiğini
söyledi.

– Avrupa Birliği’ne bu kadar yaklaşmışken, ters
(bence) bir söylem koydu.

“lnfazlar askeri cezaevlerinde yapılsın…”

Ama, konuşsun… Yüksek yargı konuşunca mı,
rahat battı dötünüze?

tiki_

*Herkes konuşuyor. Kimisi normal konuşuyor, gimisi gamından gonuşuyor.

Beniın adıma kimse konuşamaz…

550 kişi konuşacak… Onları on yıl aralıklarla
özetleyen ve tekrarlayan 5 kişi konuşacak… Hepsinin adına, hepsinin özeti olan “bitekbiri” (başkanlık sistemi) gonuşacak. ..

Yedirmem… Benim adıma kimse konuşamaz…
Ben konuşurum, devamlı konuşurum, çok da konuşurum…

Ama, herkesi dinlerim…

*k*

Herkeste elbette ağız var. Gonuşur.

Birbirine çok aykırı düşünen ve söyleyen “bağımsız yargı” mensuplan konuşunca mı rahatsız
oluyorsunuz?

Niye acaba?

Bıçak onların bile kemiklerine dayandığı için mi?

Yoksa, sizin işkilli tüzüklerinizi dingillediği için
mi?