Yaptırılmayan savunmalar…
. du. Yardım, bu sâyede
ni GÜNÜN ııivıssi
< KURTHAN_ FIŞEK7
20 Nisan 1994
ÇARŞAMBA
A4
bir kere de yapmaya karar verdik.
Bunu müzakere etmek için Amerika 'ya gittim. İstikrar tedbir ve teklifleri ileri sürerek 300 milyon dolar talebinde bulundum. Müzakere/er neticesinde, Amerikalılar bana 30 milyon dolar verdiler ve
bir de mektup teati ettik. Bu mektupta, alacağımızı bildirdiğim tedbirlerin isabetinden
bahsediliyor ve üç ay
sonra yeniden müzake
re/ere başlamaya hazır
olduğumuz söyleniyor
BİR kere deva/Üasyon yapmamaya,
700 milyon dolara çıkmış oldu.
Türkiye'nin göreceği
yardım/ar kül/iyetli miktarda olmalı ve kısa zamanda mil/ı* kalkınmamızı sağlama/ıydı. Alınan tedbirler dostlarımız/ memnun etti ki, Almanya'dan yeniden 50 milyon dolarlık ve İtalya'dan 75 milyon da
larlık yardım/ar aldık.
iktidara geldiğimizde, kredi bolluğu
yarattık ve ithalatta liberasyona gittik. Ce
niş kredi imkânları, ticari sahayı devletin
murakabesi dışına çıkarmış olup tamamen hususf teşebbüse bırakmıştır ki,
memleket ekonomisinin inkişafı bakımın
"Yaııtırılmavan savunmaIar". ..
Tabi', almış olduğumuz istikrar tedbirlerinin sonuçlarından dünya milletleri
çok etkilendi. Velâkin (ama), kimse kimseye boşuna para vermez. Onemli olan,
dünya para piyasasında istikrar ve bütün/üğün kurulmasıdır.
Milletlerarası Para Teşkilâtı sadece bize karışmıyor. Ikinci Cihan
Harbi'nden sonra Almanya'ya, İtalya'ya, Ingiltere'ye, Fransa'ya bile karıştı. Para hareketlerini, istikrar tedbirlerini yakın takibe aldı.
IMF korkulacak değil,
takdir edilecek bir örgüttür.
Elli yaşını geçtim,
29 senedir, durmadan, dinlenmeden,
devletime hizmet ettim. Devlet için giriştiğim her işte büyük şansım oldu, Allah
beni muvaffak etti. Arkamda bir tek muvaffakiyetsizlik bırakmıyorum. Avrupa
Topluluğwna giriş/miz, Kıbrıs meselesini
haller/işimiz benim eser/ındır.
'k 'A' 'k
Bilin bakalım, kim söyledi bunları?
Hulûsi 'Turgufun "Yaptırılmayan Savunmalar" kitabından Fatin Rüştü ZorIu'nun 26 Temmuz 1961 tarihli Yassıada
savunmasından özetledim.
ı ~ uç......:. J*
EIKM
x
› KEGE
zAM...
eaveeaıeviveye simcér erme- liî i. `5
ama› coP_ cum ıçre:- .aş
Müsterih olun,
sınırımız guvende!
İLlî savunma bakanı Mehmet
M Gölhan yüreklerimize su sert›
ti: ”T ürkiye'nin sınır güvenliği
tamdır..."
Edirnehhwmız haber geçti.
Koltuk değnekleriyle zorlukla yürüyen 21 yaşındaki M.C., Bulgaristan sınırını kör-topal aşarak sığınma hakkı iste;
miş, sonra da gerekçelerini açıklamış...
"Ailem bana çok kötü davranıyor
- du, otobüsle Edirne'ye geldikten sonra,
düşe kalka, Bulgaristan yakınındaki ormanlık alana gittim. Aç-susuz, pusulasız yürüdüm, sınırı geçtim. Aileme kavuşmak istiyorum..."
Hikâyenin devamını merak ettiniz
mi?Anlatalım.
M.C. isimli yürüme özürlü vatandaşımız, "güvenliği tam" olan sınırımızı
aşıp iade edildikten sonra, Pasa rt Ka
snunu'na muhalefetten 55 bin ira para
cezasına çarptırılıp serbest bırakıldı.
y
mı*
METİN v. Üsrıaıı
SÂYENDE "renkbilim" diye bir şeyin olduğunu öğrendim, birkaç yaşıma
daha bastım. İnsanların kılık-kıyafet
renklerine göre, hayattaki başarı şanslarını ve geleceklerini kestiriyormuşsun...
Ustelik, tecrüben de varmış bu konuda... Altı yıldır "söyle rengini, bulayım dengini" parolasıyla çalışıyormuşsun... .
Özlü konuşmuşsun... "Türkiye'nin
zor günlerden kurtuluşu, Tansu hanımın beyaz renginden kaynaklanacaktır. Ancak, ekibinde beyazlığı bozan,
parçalayan kişiler var. Onları temizlemesi, beyazlatınası gerekir..."
_Deterjan reklâmı gibisin...
ltirazım yok... vesikalık fotoğrafıma,
avucumun içine, kahve içtiğim fincana
bakıp başıma gelecekleri kestirenleri
seviyorum. Bedrettin Dalan'ın Surinamlı falcısını_ da çok seviyorum, sayıyorum.
Bildiğim tek şey, kerizleri ralanndan ayımıanın sevap olduğu ur.
"Yapamayan yıkar..."
(Ralph Waldo Emerson, 1848)