Watergate bantalarını açıklamanın zmaanı geldi, geçiyor bile (1)

l h- ı Watergate bantlarını

* ortamdayız. ..

FİŞEK

açıklamanın zamanı
geldi, geçiyor bile (1)

ENÇ kuşaklar “Watergate Skan
dalı” meselesini bilmezler… Özetle
yelim… ABD başkanı Nixon, ziya
desiyle pimpirikli ve McCarthy dö
neminin muhbir vatandaşlarından olduğu için,

muhalefet partisinin genel merkezinin telefonlannı dinlettirdiydi. ~
Amerika’da yer yerinden oynadı.

Adamı alaşağı ettiler.
,Hapis cezasına çarptırılacaktı. Pazarlık s0nucu devlet başkanlığından ayrılınca, yerine
geçen devlet başkanı onu affetti. ‘

t**

Herkes herkese kulak misafiri olabilir.

Herkes herkesi dinleyip gammazlayabilir.

Devlet memurunun başka ne görevi olacak
ki? Ayortasından ayortasına bankamatike gidip para çekmek dışında, başka bazı işlere de
yaıasınlar… ı

‘k ı* ‘k

Türkiye’de telekulak skandalı var.

Olabilir. ‘ .

Ağzı olanın uluorta (ve garnından) konuştuğu, aklından geçeni dilinden esirgeımediği bir

Dediklerinin duyulmasını, öğrenilmesini, bilinmesini, sağa-sola aktarılmasını istemiyorsan, niye konuşuyorsun be adam!

Telefonda konuşuyorsan, uluorta bağırıp
çağırıyorsan, elbette duyan-işiten-dinleyen
olur.

Sen duymasan, ben dinlemesem, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa… _

t**

“Watergate” olayından bahsetmeye başlamıştım, konu dağıldı. ›

Meseleye dönelim… ı i

Amerika’da “iç hesaplaşma” vardı.

lktidardakiler muhalefettekilerin telefonlarını dinletmişti. `

lki gazeteci, Washington Post muhabirleri Carl Bernstein ve Bob Woodward meseleyi yakaladılar, üstüne gittiler, “araştırmacı gazetecilik” tarihine geçtiler.” ‘

Bantları yayınladılar, kazık kadar devletin
başkanını düşürdüler.

Olayları biraz geç takip ederiz…

Bütün suç basındaymış gibi yaparız…

Olayı yakalayıp günışığına çıkaran bir kısım
medyayla, olayın daha fazla büyütülmesini istemeyen bir kısım devlet büyükleri ve daltabanlar arasındaki konuşmaları aktaralım…

Watergate telekulak skandalını ortaya çıkartan iki Washington Post muhabiriyle gerzek
adalet bakanı arasında geçen gonuşmayı…

i**

CARL BERNSTEIN r Demokrat Parti’nin
Watergate’teki binasında meydana gelen kırgir-dinle _olayında devlet bütçesinden para verilmiş… Ustelik siz vermişsiniz… Yarın haberi
yayınlıyoruz… Diyeceğiniz bir şey var mı?

JOHN MITCHELL – Aman tanrım! Onu
mu yazacaksınız? Sen git, 0 genel yayın müdürü olacak Ben Bradlee herifine söyle, böyle bir haber çıkarsa, patroniçeniz Katherine
Graham’in memoşlarını çamaşır makinesinin
merdanesinden geçiririm. ..

BERNSTEIN – Bunu sizin ağzınızdan yazabilir miyim efendim?

MITCHELL – Yok, dur! O genel yayın müdürüne söyle, orasını kopartır, patroniçenizin
gırtlağından aşağıya iterim. ..

BERNSTEIN – Hepsi de çok güzel efendim… Hangisini kullanalım? ” .

MITCHELL – Sence hangisi daha etkileyici?

BOB WOODWARD (paralel telefondan araya girerek) – Bence ilki daha çarpıcı efendim…

MITCHELL – Sesin değişik geliyor, ama,
olsun… llkini kullan…

‘k i’ *k

Medyayla ilişkilerinde, zırvanın tevil, tekzip
ve tehdit götürdüğünü zanneden politikacılarımıza cülûs bahşişimdir. ..

Ayrıca, abuk-sabuk “telefonsal geyik
muhabbetlerimiz” ile ilgisizdir.

Devam ederiz…

Bizi izlemeye ve dinlemeye devam edin. .