Vize isterler mi acaba?

s

Kurihcın ‘FISEK
llize isterler mi acaba?

OMALl’de açlıktan ölen binlerce insana yapılacak yardımın
yerine vannası için, “barış gücü” oluşturdu Birleşmiş Milletler…
Bizimkiler de, 300 kişilik birlikle hemen dahil oldu, toplu erata “esas duruş” komutu verdi.

Kore’ye asker gönderildiği zaman

bölüşür. Giden da yardımlannı ni
Yepa aşamwo V’ Çek/lap yine dışişlerinden… “Allah
bilir!” ‘ t.

Milletvekili tatmin olmamıştı.
Odasına gitti, dışişlerini aradı, sahte
isim verdi, sordu: “Somali’ye itmek
istiyorum efendim… Ne gibi iş emler

da balıklama atla- _ yapmanı gerek?”
mış, “Kunuri” [QPTANL SEN 612:’ SAQOA Yine cevabını
falan derken, bin- Slfglzéhıaélğumll soya-İ, (ve boyunun öllerce genç insanı- ART( ” ^` i.’ çüsünü) aldı. Somızı kaybetmiştik. “7” l mali’nin AnkaAğzımdan yel al- . ‘ ra’daki temsilcilisın, “bravo kapita- ›’ ği “muhtemelen

no” dolduruşuna

sa, manzara o kadar karamsar değil…

Mehmetçik belki Somali’ye hiç
inmez, inemez… A

TBMM’nin, Somali’nin yanısıra,
Makedonya, Kosova, Sancak, Usküp
ve B0sna-Heısek’e asker göndemıe
rarı aldığı gün, Sezai Bayar arkadaşımız meclis kulisindeydi. Tesbitler yaptı.

“Tamam, asker öndermesine
gönderelim de, So ı nerede?” diye sordu bir milletvekili…

Cevabını dışişleri enformasyon
genel müdürlüğünden aldı: “Afrika’nın d u burnunda, 8 milyon nüfuslu, n” sunun yüzde 99’u sünnî
müslüman bir ülkedir…”

Milletvekili üsteledi: “Müslüman

üç-dört yıl önce”

ş gelirsek, yine bi- kapanmı Bizim
zimkiler telef olur. oradaki büyükelEn önce bi- çiliğin kapısına
zimkileri indire- da aynı tarihlerde
cekleri için… kilit vurıulmuş…
“Pe i, ora a
* * * nasıl gidebi iAslına bakılır- rim?” diye sordu

milletvekili… Ekledi: “Vize falan almam gerekir mi?” Gerekirmiş… Türkiye’ye vize uygulayan memleketlerden biriymiş S0mali… Ancak Türkiye’de Somali vizesi veren bir temsilcilik yok. En kolay yolu, 3 aylık ziyaretlere vize iste
meyen Kenya’ya gidip oradaki S0- ş

mali Büyükelçiliği’nden vize almaya
çalışmakmış… Ama, Kenya’nın Somali’yle ilişkileri bu arada kopmuş

olabilirmiş, çünkü, aralarında “sınır

problemi” varmış…

inşallah yoktur. Barış gücünün
Türk tarafı, vize mecburiyeti yüzünden, Kenya üzerinden Somali’ye yardıma giderse ayıp olur.

MECLİS
Pızıgğgßmı

MANTI
küılEFE

&ama

ııisırten al Iıalıerl! f

EVRİMCİ lşçi Sendikaları Konfederasyonu (DlSK) araştırma
merkezinin bir broşürü var
önümde… Türkiye’yi büyüteç altına
almak için bire bir…
b Meselâ, en çok iş kazasının olduğu
yıl 1988… Tam tamına 171.769 tane
olmuş… Kazalarda en çok ölünen yılsa 1.292 kişiyle 1990… _
> Daha meselâ, işsizlik rekoru 1985
yılında kırılmış… Toplam nüfusun yüzde 16.3’ü işsiz-aşsız geçirmiş o yılı…
b Daha daha meselâ, sigortalı insanların nüfustaki paylarının en yülGek
olduğu yer yüzde 76’yla Zonguldak,
en düşük olduğu yer yüzde 1.5’la Şırnak’mış… .
Rakam’ okumaya bayılırım… Ne
. rede yaşadığımızı, etrafımızda nele
rin olup bittiğini bir ton lâftan bin kere daha iyi anlatıyor.

lsmınden Iııkanlar
ARALIK günlü gazetemizin
2üçüncü sayfasında bir haber

vardı. 131 milyarlık sahte mark
yakalandı diye…_Olaya adı karışanlardan Mahmut Izgi, haberin çıktığı
sabah, gazetenin kapısına dayandı,

arkadaşlarımızdan Selçuk Şenyüz’ü
. yakaladı, başladı ağlaşmaya… °

“Benim adım Mahmut İzgi…” de
di, “Matbaacıyım, AnkaraIı’yım, _İs- .

tanbul’daki kalpazan Mahmut Izgi’yle hiçbir alâkam yok… Adaşım
olacak o herif, 5-6 yıl önce böyle bir
olaya karışmıştı. O gün bugündür,
çile çekiyorum, kahroluyorum. Adamın adı ne zaman gazetelere geçse,
konu-komşu damlıyor, markları, dolarları kaçtan bozdurduğumu soruyor. ‘bunca yıldır dostluğumuz, komşüluğumuz var, bizi de görürsün artık’ diye bulaşıyor. Adam ya ölsün,
ya ben öldüreceğim… Yetti be!”

Garibim haklı… Allah’tan adaşım
yok (bildiğim kadarıyla), çünkü, başıma aynı şeyler gelse, inanın, ben de
katil olurdum.

“Ne yapsanız, ne kadar
yırtınsanız, çağanoz düz
yürümez…”
(George Ade, 1931)

.. Itaadînımız nlvei
_siyasete girmez?

ECLlSTEKl milletvekili dağılıM mına bakın, 442 erkek, 8 ka
yok… Peki, niye yok?

“Kadın Haftası” münasebetiyle Erzurum’da düzenlenen “Kadın ve ‘
sal Yaşama Katılım” konulu pane de
özlü bir açıklama getirmiş Dr. Çiğdem
Arıkan… Kendisi devlet bakanlığına
bağlı “kadın sorunları ve statüsü genel
müdürlüğü”nün başıdır efendim…

‘ “Aslında, kadınlarımız siyasete
çok yatkın, katılmak için can atıyor,
ama, siyasetin yapıldığı mekânlar ka
dın için müsait değil…” demiş, de- ~

vam etmiş, “Bizim memlekette siyasî
propaganda a kahvelerde apılır, ya
meyhanele e… Kadına açık, ona uygun yerler değildir bunlar…”

Dilimin ucuna geliyor, oynamak istemeyen gelinin “yerim dar” demesi
çağrışımları oluyor, ama, neyse, geçi
niz… Sayın genel müdürün kahveler V

ve meyhaneler hakkında bilgisi kulaktan dolma… Meyhanedeki “siyase ”
geyik muhabbetidir, ondan öteye geçmez… Kahvehanelerde siyasî toplantı
varsa, herkese açıktır, tavla, okey, pişpirik oynanmaz… Genel müdürlük
maaşını (ve makamını) hakketrnek istiyorsa, biraz Türkiye’yi tanısın…

ABDURREZZAK YAVUZ V
Meclis çatısı altında bir sürü şey

atıldı bugüne kadar… Tabanca,
çanta, kafa, lâf, palavra… Ama, elli
küsur yaşındayım, otuz senedir
siyasetin içindeyim, “acaba
kıvamında mı?” sorusuna cevap
bulmak için tavana çiğköfte
atıldığını ne gördüm, ne işittim…
Ayıp sadece senin değil… Aşçı
yamaklığı yapan Bolu milletvekili
Necmi Hoşver, grup yöneticileri,
TBMM idare amiri,
“Cumhurbaşkanına vekâlet
ettiğim için fazla konuşmak
istemiyorum” (ne biçim
mazeretse?) diyen Hüsamettin
Cindoruk, hepiniz, ama, hepiniz
ortaksınız bu ayıpta…
Başkalarından saygı bekleyen,
önce kendisine saygı göstersin!
“Eğa nlik kayıtsız-şartsız _

ke ` ınındır!” dıye meclisı
mayta aldırmaya hakkınız yok…

dın… Partilerin “kadın kolları” i’
olmasa, siyasette rßmen kadının adı A