Vergilerimin hesabını verin!

ğ . m› ivlüll993ı- ozr

Kurlhcın FISEK

vergilerimin hesabını verin!

EMOKRASİNİN Eski Yunan’da

başladığı söylenir. Fazla inan
mayın! “Yurttaşlar arası” demokrasiydi onlarınki… Atina’nın, Sparta’nın nüfûsunun neredeyse dörtte
üçü köleydi, onların seçme-seçilme
hakları yoktu. ‘

Demokrasi 1215’de oluşmaya başladı. “Magna Carta” tabir edilen sözleşmeyle… Dediği dedik, öttürdüğü
düdük olan Ingiltere krallarına isyan
edildi o tarihte… “Ya bize oy hakkı verirsin, ya kapik vergi çalışınaz!” dedi
insanlar, “Bizden aldığınız paraların
nereye, nasıl kullanıldığını bilmemiz,
denetlememiz gerekir…”

Kral boyun eğdi, Ingiltere’de demokratik süreçler işlemeye başladı.

Demokrasinin özü, halktan hangi
vergilerin nasıl t lanacağına halkın
karar vermesi, top anan vergilerin nasıl, nereye, kime harcandığının halk
tarafından, halkın seçilmiş temsilcileri
tarafından denetlenmesidir.

***k

Benim paracıklarımı, kim, nereye
harçıyor?

Ingiltere’deki Magna Carta’nın bizdeki benzeri, 1808 Sened-i lttifakrydı.
“Kapik çalışmaz!” diyen âyânın, eşrafın ağzına padişahlarca bir parmak bal
çalınmış, “meşrûtî monarşiye geçiş”
süreçleri başlatılır gibi yapılmıştı.

Geçiş süreçleri 185 yıldır devam
ediyor.

0 Tekel zammı yapılır, niye yapıldığını kimse sormaz… Neymiş? Girdi
maliyetleri artmış… Yalan! Büyük rakının satış fiyatı 60 bin lira, fabrika çıkış maliyeti 27 bin lira, aradaki 33
bin liralık fark dolaylı-dolaysız vergi…
Enayi rantı…

9 Garip memur-işçi maaşının yaklaşık yüzde 40’ını vergi olarak öder.
Odesin, vatan borcudur. Peki, ondan
kesilen vergi nereye gider? Bilen yok…

9 Devletten 3 trilyon (çüüüşşşşl) kredi alıp bir gıdım yatırım yapmayan
adam ya iflas eder, ya konkordato
ilan eder, o kredinin nereden geldiği
sorulmaz… Devlet bütçesi dediğin
şey, sabit gelirlilerin vergilerinden
oluşur. Fakirin vergisi deniz, tokatlamayan keriz… .

9 “Örtülü ödenek”, “fon” diye şeyler icât edilir, vergi borçlarının açıklanması “devlet sırrı” diye yasaklanır,
yüzde 10 manoyla barbut attıran kahveci hapse tıkılır.

Çalkantılı günler yaşıyoruz… Bozulacalßa bozulsun aralar, ortaya çılGın
paralar, cukkalar…

Demokratikleşmenin başlangıcı,
toplumun değil, paranın temizlenmesidir.

* l we. ;va/vi o &ama; l

, Hışıııllâyxalzasıuve BES_ YILLIalNA
ıKTlDAR OLMIJŞTUK… _ YILLAR NASIL DA A,
ÇAQJK GEÇIYO.

NECMEITİN CEVHERİ
Mevcut koalisyonun

devamını istersin, iste
mezsin, o senin bilece
ğin iş… Kalbinde
ANAP’Ia koalisyon, hatta, bir adım öteye, “sağın birleşmesi” arslanı
yatıyor olabilir… Ona da
diyeceğim yok…

Ama, devam etmekte
olan bir. koalisyonun en
sorumlu bakanlarından
biri, Çiller’in siyasi sırdaşı (ve akıl hocası) olarak,
nerede, neyi söyleyeceğini bilmen gerekir.

“ANAP’Ia koalisyona
varız…” demeye getirmişsin… Tamam, dost
sofrasında söylemişsin,
ama, iki kişiden fazlasının paylaştığı görüşler sır
olmaktan çıkar.

Dün SHP kulislerindeydim… Bakanlar henüz belli olmamıştı,
ama, “kuwetlenen”
adaylar vardı. Muhteme
len “yeni bakan” olacaklardan biri sinirliydi.
“Necmettin bey yüzümüze başka şey söylüyor, arkamızdan başka
şey konuşuyor, kendi
kurultayında yaptığı gibi, bizi satışa getirecekse, önümüzde zaman
varken çekilelim koalisyondan…” dedi. Sonra
ekledi: “Belediye seçimlerinde sanıldığından
çok daha yüksek oy alacak SHP…”

SHP canibinde parlak değil durumlar…
Herkes burnundan soluyor. Cevheri gibi “tecrübeli” olduğu iddia edilen bir politikacının arı
kovanına çomakla girmemesi gerekir. Hele,
ağzından çıkanların
“Tansu hanımın beynine
işlediği” hatırlanırsa…

“Dürüstlerin uyanık
olması gerekir. Güneş
zalimlerin de üstüne
doğar…”

(St. Augustine, M.S. 420)

..kAC-TıM 8A kAÇTINgVERDİM ss VERDiM
KuRTARDIM 5A KußTARDıMI.. _

NbıMuâ YANİ ?L

Başkentte “KIIIIİIZI
plaka” savaşları

ANKARNyIa İstanbul arasında bazı minik farklar
yardır.

Istanbul “siyah zemin üzerine beyaz rakamlı”
plaka gördü mü, gördüğünü “devlet” zanneder,
esas duruşa geçer. Ankara’dan bakıldığında, “kırmızı zemin üzerine altın yaldızla yazılı” 33 bakan
plakası (devamlı değişir), 74 vali plakası, 39 meclis
büyükleri plakası var.

SHP’nin koalis ona ilk ortak olduğu günlerde,
turizm bakanı A ülkadir Ateşli kafaya almıştı fikri Sağlar… Ateş’in “0033” plakasını istiyordu. Içel
milletvekili olduğu için… Ateş sert pazarlık yaptı,
dön-dörtlük bir rakı sofrasına, üstüne kayıtlı olan
kırmızı plakayı Sağlar’a devretti.

Şimdi, Ankara’nın siyasî kulislerinde, “0003”
tanışması var.

Anayasa Mahkemesi’nce milletvekilliği (ve do
layısıyla TBMM Başkanvekilliği) düşürülen Fehmi
Işıklar, bütün dokunulmaz haklarını geri alarak,
büyük ihtimalle, bakanlar kuruluna girecek…

Ama, tek şartı varmış…

“D003” numaralı plaka…

Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın plakası…

Ama, Anayasa Mahkemesi’yle lşıklar’ın ilişkisi
sâdece plaka değil… lşıklar’ın inadının sebebi de
bu değil… _

12 Eylül’de DISK’ten gaspedilen binada Anayasa Mahkemesi var. Çıkmıyor. Işıklar, binanın gaspedildiği tarihte, DlSK’in genel sekreteriydi.

“O plakayı bana çok görmeyin…” demiş, “Binayı vermiyorlar, bari plakayı versinler…”

Tekel genel müdürlüğü hiç
değilse kabahatini biliyor, belli
aralıklarla zamlarını yapıyor,
küfürleri işitmemek için kulaklarını tıkayıp susuyor, sütre gerisine çekilip tiryakilerin, akşamcıların öfkesinin yatışmasını bekliyor.

Sen öyle yapmadın… “Aslında zammı az bile yaptık…”
dedin… Bir de kuymklu yalan
attın… “En ucuz telefon konuşmaları bizde…”

Okuma-yazman varsa,
aşağıdaki listeye bak, belki
utanırsın, elektrikli sandalyeye
niye misafir olduğunu anlarsın… Tek kontuıün TL üzerin
den fiyatları bunlar…
japonyan___ >__349
finlaridiya_____ __ 405
Names.. __ .z ..gêğßî
ââD_-Kénada___42_8___
Azuéîrê/ya. ._ ___.4.36._
İsviçre_ -__ 457 _
Hella/ide _ z_ __ _E23_
Fransa _ ._5_7_â.
A/m?”Yê_,___…. 513.Avusturya_ V _A 533_ V
.Belçika __ __-__56.Q_
İtalya,, _ __ @L
!İspanya ._ ___-_ 27._
TÜRKİYE 300