u akar, türk bakar çalmak daha zevkli abicim!

açmwfçiê

îuızrı-IAN FİŞEK

su AKAR, TÜRK aAKAn _ _
çALMAK DAHA ZEVKLI ABICIM!

mizi bilmem… Günlük politikaya, siyasi
entrikalara endeksli, sınırlı-sorumlu bir
beynim olduğu için, evvelki gün, beni
çok heyecanlandırdılar.

başına ne halt geldiyse, sudan gelmiş…
su fışkırsa, ölüyormuşuz…

teha.ret musluğunda gördüğümüz için boğuluyoımuşuz…

beceremiyorum…

dikleri için öldüler.

Folklorumuzdan anlamam, efsaneleri
Efsanelerimize göre, soydaşlarımızın
Ne zaman yer yarılsa, yerin dibinden

Yüzmeyi bilmediğimiz, suyu ancak

Seller sular götürdü memleketi…
Suyu lağımda görenler boğuldu.
Allah rahmet eylesin!
*t*
Gülmek, güldürmek istiyorum, ama,

lnsanlarım, insancıklanm öldü.
Niye? Doğru-dürüst üretmeye üşen
Orta Asya’nın güneyinde Çinliler ya-_

şardı.
Kuzeyinde de soydaşlarımız…

Aıada “Çin Seddi” yoktu.

Çinliler bir sabah uyandılar, tavuklar
yok, koyımlar kuzular yok…

Ama, kanlı kemikler de yok…

Besbelli, çakal-Sırtlan takımı talan etmemiş…

Kavlan hazırlamışlar, meşaleler ateşlenmeye hazır…

Haşır-huşur ses gelince ortalık aydınlanmış, bizim soydaşlar tavuk kümesiue
sürünerek yaklaşıyor…

Çinli reis toplatmış hepsini…

“Size çift-çubuk verelim, dört karı
verelim, kayun-kuzııkısrak verelim,
beraber üre-tip beraber üleşelim!” demiş…

Tamam… 15 gün sonra soydaşlar
kayıp, iki gün sonra yıne tavuk kayıp…

Aynı önlemler alınrmş, kümes-ağıl tarafında sürünen yine bizimkiler…

va verdik! Daha ne istiyorsunuz?” .

Hayat felsefemizin özetidir. “Çalmamn zevki de başka be abicim!” ‘

t** ‘

Namusuyla, emeğiyle yasayan bir ülkedeyiz…

“Ben aslında edebiyatçıydım, ama,
kader kurbanıyını., müteahhit oldum!”

Namusuyla, emcğiyle yaşayan bir ülkedeyiz… 4

“Devlet yaraları sarar, buna mugtedirdir…”

Namusuyla, emeğiyle _yaşayan bir ülkedeyiz…

“Medya beni anlamıyor, gelirsem
şaaparım!”

Namusuyla, emeğiyle .yaşayan bir ülkedeyiz…

“Bu vergiyi salmazsak felaketler
birbirini kovalar…”

Namusuyla, emeğiyle yaşayan bir ül

Mı!.

ğ IÇOALİŞYONLARIMIZINQGAIÇİP TARİHMHATIRLAMAK BİLE r”
a› lSTEMIYORUM AMA, NE DlYEYIM, TARIH TEKERRUR EDER

ıvrı

[E] Tempo! ısısı 1999

,›.w,.,`,,…,..

.ı avwarıpı ,

vw…

kedeyiz…
“Aritmetik hatası yapmışlar galiba…”
t**

Hırsızlığın kurumsallaşıp kamusallaştığı bir ortamda, deprem felaketinin faturası
bana çıkacaksa, tarihin çarklarını tersine
çevirip, 0 çarklan kırıp, katlayıp altlanna
koysunlar…

Şiir okuyanlar af kapsamı dışında…

Götükınk bir hükümetin kurulması için,
Türkiye’nin gelmiş geçmiş büyük şairlerinden biri olan Hilmi bile affedildi.

Dizeler güzel…

Yağdı yağmur esti rüzgâr

Sen de mi şair oldun

he Hilmi İşgüzar

i*** `

Uysa da, uymasa da olur. Sığsa da, sığmasa da olur!

Artakalan bölümü bize kalır, koyacak,
uyduracak bir yer buluruz…

EI

Özel tiınlerin; tanklarm, zırhlı taşıyıcıların
her gümbür-gümbür geçişinde Reşdnun evi
sallanır, dolaplann, gardıropların menteşeleri
yerinden oynar.

“Bıkmışemdir begim…” demiş karısı,
› “Tamir ettiresin bunları…”

, Kırk yıllık dostu, marangoz ustası Baran&
göndermiş eve… _

Baran gelmiş, bakınmış, yoklamış, “Ben
dolabin içine giıiyrem, bakasin, asayiş geliyken haber veresirı, hangi vidalar sökülür, han~
gi menteşeler yerinden oynar, ben bakiirem.”

Baran dolapta…

Reşo eve erken gelmiş… Ceketi yeleği çıkarmış, asmak için dolabı açmış… Karşısmda
Baran…

“Helesen babo!” demiş Baran, “Belki
inanmiysen, ama, özel timleri bekliyrem..”

2:’ esasa. .,: ;tı :-.;. :va:

(Yeni Äilîelvğkitizğğgtgmığrğız) s.sÜLEYMAN DEMİREL (Olmadık yerlerde carMELEK DEN” KARACA cur konuşup, olacak yerlerde susmayı ve görünmemeyi
EN KELEK u AR Acı MîLADı› ;f kendisine şiar edindiği için) …………………………………… ..0
BULENT ECEVIT
“^5^” “’15 DEVLET BAHÇELİ
AAFİEEEFOîLÇrçN’ MESUT YILMAZ 4 ı

GAFFARYAKIN (Enkaz altından çıkan insanlarımızın sayısını
AFFA GINA YAK ldıeîîplayamşyacak kadar aritmetik bılgısınden yoksun&
, V› u anı ın ……………………………………………………….. …
(“Babanın havhavı ‘ Joker) RENT ECEVİT
(“MA” Joker) MESUT . . . MEHMH TELEK (Bunca derın arıtmetık bılgilerıyle veya matematik
HIM’ LE METE” zekâlarıyla, önümüzdeki enflasyon hızını sıfınn bıle aln”Fr-w müvaswewker› “a“flîrîêmûîşrrai”’ş;;;ş;1;}±;;;;;;;;ın;;î.
ı : d neke bağlanıp denize döküldükleri Türkiye’ye “ulusal f
_ (ucjjéker) lıîurltaıiıcı: olarakdnlalsıldöndlüklerirg, kimiığkçağırrdığını

‘ ‘GÜLER or a or a ogren ı’m ve eprem en am: ‘se ızgun

‘ (Friedrich Engels, 1883)

ı
,a a.
› ` i., .

AıııAsRîREcLj ‘ ı
.MAı-ımurcöxsu “ , .~±;~
.g öHı TAM KusMuK ., ‘
(“K”,.Ioker) .. ,

jHfanı Himi l `
“Smıf tahakkûınûnün
en acımasız vasıtası olan devlet,

sınıf kavgasına hakim olamayTıİa,
aracı-arabulucu kesilir.”

Im.

* KêiiiIMİ iéiZRÄiîLAMAk İÖRUNDÄAVYIMA
‘ “MEE..’$5EĞ^5P’.*9 WKVEREÜM ”

SİFIRCI HOCANIN
NOT DEFTERI

sonra gelebildikleıi için) …… ..

NI HATIRLAYAMADIĞIM BÜTÜN DOSTLAR

RIDVAN BUDAK (Selden. depremden, yangından f
mal kaçıran, işçinin, emekçiniıı, emeklinin cebinden vergi d
adına para çalan bir hükümetin büyük ortağınm milletvekıli olarak, açıkça isyan etmene rağmen, istifa etmeyip, «ş
. hâlâ kovulmayı beklediğin ”

için)

…. ..0 .

YUNANİSTAN, İSRAİL, BULGARISTAN, JA- j
ı›0NYA, KENYA, ROMANYA, MAcARİsTAN, ş
AMERİKA, ıı0LLANDA, ALMANYA vE coê; i
RAFİ KONUMLARINI BİLEMEDİĞİM, ADLARI- _z

10

…YEDİ ı

l Sırıirsız ve sorurrisüi
ı, muhterem zevat .- ,. ç

yeıéıaıııkçıaındzvıeıçıdinıênniîrşnıaıêwýdıfı

Cılmıı” ‘yet 6 h ıiiiyetçiidir, V

}« 453,5.

Tempo! sızı 1999 E13!