Teoman’ı çok özleyeceğim
PERŞEMBE ..i
Teoman’ı çok
özleyeoeğim
ER değiştirY meme sevinenler oldu.
“Abem Benim”
diye hatıralarını
tefrika ederek gündemi yakalayan
biri aramış, bulamamış, not bırakmış… “Ohh olsun!”
Yer değiştirmeme üzülen er oldu.
“Milf Enişte” aramış, not bırakmış… “Aile servetinde gözü olanların başına bu gelir, ama, elektrikli sandalyeni özleyeceğim…”
Haberleşemedik, not bıraktım:
“Merak etme, elektrikli sandalye
işe yaramaz olmuştu, bundan bir
süre sonra ‘gaz odası’ ihdas ediyorum…” A
Bir de kitap buldum masamda… AFA yayınlarından çıkmış…
rılğlöfçünün Rehberi: Gazetecii “…
Benimle ilgili bölümü okudum.
Köşe Yazarları
Köşe yazar/arı, genellikle masa
başında şişirme ”dÜşÜnce” kırıntıları ve başyazıları üreten ”gasteci”lerdir. Halkımız bu değerli yazıları, hele ”ciddi” denen gazetelerde yayınlanan/arı hemen hemen hiç okumaz. Ama bu yazılar,
gazetelerin hükümet işlerini ciddiye aldıklarını göstermeye, karşılığında da bakanların yurt dışı gezilerine çağrılmaya yarar. Yurt dışına gitmek her gazetecinin rüyalarını süsler. Amaç ufku genişletmek
değildir elbet. En yüksek “iş harcamaları” yalnızca yurt dışı gezilerinde yapılabilir.
Köşe yazarları, yine ciddi gazetelerde, bellı’ konular Üzerine uzun
yorum-haberler yazarlar. Bu da
bayağı ustalık gerektirebi/ir, çünkü
yazar şunları iyi kamufle etmek
zorundadır:
1 Yazı veriden yana yoksuldur;
2 Başka gazetelerde daha önce
çıkmış bir konunun takla artırılarak
yeniden yazılmış halidir;
3 Bin okurdan ancak birinin
anlayacağı ya da anlamak isteye
KUBTIIAN
HOCA
bileceği kadar çok Veriyle dolu,
müthiş çapraşık ve alakasız, ama
genel yayın müdürü ya da patron
için önem/i bir konu üzerinedir.
Köşe yazar/arı, aynı zamanda,
kitapları düzenli olarak on binin
üzerinde satan şanslı kitap yazarlarıdır/ar. Yazın mafyasıy/a araları
iyidir, çünkü olasılıkla Üniversitede
birlikte okumuşlardır. Bunlar kimi
zaman da o piyasa yapmaya yönelik toplantılara davet edilip Yayın Müdürü Danışman Yardımcısı
Vekili gibi anlamsız ve bir o kadar
da da/kavuk/uk kokan payelerle
onurlandırılırlar. Fırsat buldukça
yazdıkları, kerameti kendinden
menkul yazı/arı kaleme alırken,
asıl işleri, bir sonraki romanlarının
telif hakkını gazeteye satmaya çalışmaktır. Gazete ise, bunları çok
istediği için değil, yazar/a radyo ve
televizyonda yapılacak röportajlar
sayesinde bedava reklam olanağı
bulacağı için alır.
Yazarlar çalıştık/arı gazetede
pek sevilmez, çünkü steno bilmez
ve içki/eri ödeme sırası kendilerine
geldiğinde ortadan toz olurlar.
***k
Yazıyı okumam bitti, gidip ay- r
naya baktım.
“Bu ben miyim?” diye sordum,
Tam o an telefon çaldı, 36 yıllık
dostum Teoman Erel’i trafik kazasında kaybettiğimi öğrendim.
“Teoman böyle miydi?” diye
sordum.
“Hayıı“’ dedim aynaya, “Sapına kadar dosttu, insandı, gazeteciydi…”
Ortalama ömür beklentisi 54** ‘
sene olan bir sektördeyim… Üzülmeyi, sinirlenmeyi unuttum.
YAZIYIIR l