Tempo’ya 7. yaşgünü hediyesi

…t

BİR GÜNÜN ııiıııssi
KURTHAN FİŞEK,

Iemııırva 7. güü

Üııııhrer dergiler ~grubunun “siyasî kanat”ını oluşturan
TEMPO’nun doğumunda
vardım.
Genel müdür Mehmet
Y. Yılmaz, Ankara temsilcisi Şefik Kahramankaptan,
fotoğraf editörü rahmetli
Nermi Erdur yazıişleri müdürü Yetkin lşcen’di.
Güzel işler yaptık. Güzel haberler çıkaıttık.
Meselâ, Turgut Özal’ın
ANAP’ı cami avlusuna bırakacağını, arkası

. na bakmadan Çankaya’ya çıkacağını 34 ay

öncesinden söylemiştik. Bağıran çağıran
çok oldu, tekzip eden çıkmadı, doğru çıktı.
Yine meselâ, Bedrettin Dalan’ın ilk

seçimde tepetaklak gideceğini, metro di- _

ye sokuşturduğu şeyin tramvay bile olmadığını yazmıştık. Onun metro dediği
tramvay bile çıkmadı, o gitti, biz kaldık.

Daha doğrusu, bizi patronlarımıza
gammazladığıyla kaldı. ‘

‘k ‘k i’

İlginç bir dergidir TEMPO… Bir tek
defa bile özür dilemedi, tekzip edilmedi.

Yedinci yaşgününü kutlarken ilk defa
“özür diledi”.

29 Aralık 1993 tarihli sayısı, Türkiye’nin dergicilik tarihinde, 456 sayfa çıkan ikinci dergi oldu.llki de iki hafta önce
yine kendisiydi.

Kapağında başlık vardı: “Kürt
Boobafından Açıklamalar. Ba
şifi Butik!” Yha
hediyesi

Dergiyi taradım, Baybaş şin yoktu`ı 34’üncü sayfada
“özür” vardı.
‘k i’ ‘A’
ÖZÜR

Bu haftaki kapağımızda
gördüğünüz “Baybaşin’i
Buldu ” başlıklı haberimize
dergimiz baskıya girdiği sırada gelen bir mahkeme karanyla yayın yasağı kondu.

İstanbul 2 NO’LU DEVLET _GUVENLIK MA_HKE” MES/ BAŞKANLIĞI ‘nın
93/18 Esas No’lu kararının tebliğinden sonra bu sayfada okuyacağınız sözkonusu haber ‘baskı anında dergimizden çıkartıldı.
Gerekçe olarak Anayasa’nın 26Q’nci maddesine müsteniden CMUK ‘un 377/3 maddesi gösterildi. Ancak teknik imkansızlıklar
nedeniyle anılan haberin, basılmış olan kapağımızda yer alan anonsu çıkartılamadı.

Devam eden bir yaıgılamanın seyrini
etkileyecek mahiyette bulunan haberimizi bu konudaki yasal durum açıklığa kavuştuktan sonra yayınlayacağız.

. Okuyuculanmızdan özür dileriz.
‘k i’ i’

Özür dilemedi, tekzip yemedi TEMPO… Sansür edildi.

izlemeye devam ederseniz sevinirim.

TEMPO’nun beşinci kuruluş sayısında
bir başlık vardı.

“Sansüııe uğrayanlan bir şey olmaz…
utamıı!” ~

sahi, Baybaşiı kim? Hangi mahkemenin kaç numaıasında çalışıyor?

Mrxııgııaaıu Ş6AJAFI :Le Barça

YAPlYQE-Dulğm
eoııuıuvA Beıulıvı BUTÇEYı

KABUL ETTıLERS.

LALE AYTAMAN

DALAMANLI Melek
Dinç yine sınav kazanamamış… Yirmi bir yaşındaki kızcağızımızın tek
sorunu, cilt renginin siyah olması… Oğretmen olamazmış,
çünkü, minik öğrenciler korkarmış…

Topu Ankara’ya, milli eğitim bakanlığına atmışsın… “fâyinlere ben
kanşmam!” demişsin…

Orada devleti ve hükümeti temsil
ediyorsun, soğanbaşı değil, bütün devlet kuruluşlarının başısın…

Alay ederrniş gibi, “turizm alanında istihdam garantili Becerî Kazandırrna Kursu” dâvetiyesi çıkarmışsın
Melek’e… O da gelmemiş…

“Türkiye’nin ilk kadın valisi” olmak hoş bir

Muhterem eşinizin hafta sonların
da Muğla’ya gelerek,
olanca sıfatsızlığıyla,
bütün il genel meclisi,
belediye encümeni top lantılarına katılması, tâ yin yaptırrnası da hoş bir
şey… 12′ Eylül sonrasına ya

kışır.
Ayrıca, biz Ankara’da alıştık bunlara…
‘ _Yüksünmüyomm
Insanlığımdan utanıyorum.

“Dizlerimin üzerinde
ayakta ölürüm…”
(Dolores lbarruri, 1936)

.fm
. .ı ,
ıJ 4