T.S.E alışverişte görsün!

T.S.E. alışverişte görsün!

tüsÜ’ne bayılıyorum. Herkesin,
her şeyin “çifte standardlı” olduığu bir memlekette, her şeyi, herke
SU bizim Türk Standartları Ensti
. si “tek tip” yapmanın savaşını verir,

urur.

Meselâ, “Aldanmadan Alışveriş
Etmenin Yolları” diye bir broşür yayınlamış geçenlerde… Meğerse
15 yolu varmış…
Aynen aktarıyo
nım. g *madı ını sorun, ~
“Alışveriş sı- .A â Garanti

rasında uyanık ve . be sesinin tam

şuurlu hareket .olârağk neleri kar› ._ 1

edin, ‘ sa ı ını ince e
ok i i bir

piyğagraştıl/ması . ^l’ŞV9”Şî

yapın, Ierınızde T.S.E.
a “k girdiği_ damgalı. malları

niz yerden ahşve_ tercih edın…

riş ~ yapmayın. f. *di* .

çünkü, aynı ma- Efendim, b’
lın değişik fiyatla satılması mümkünur, .

I] Alacağınız malların etiketlerini
mutlaka okuyun, ~ ‘

B Gıda maddesi ve ilaç alırken
son kullanma tarihlerine bakın,

E Dayanıklı tüketim malları alırken, firmanın yaygın ve etkin bir
servis örgütüne sahip olup 0Imad`ığını araştırın,

H İleride çıkabilecek arızalarda
tamiri mümkün olmayan ve parçası
bulunmayan cinsten malları almayın,

E] Aldığınız, alacağınız malın garanti belgesini dikkatlice inceleyin, .

g Malı almadan önce iyice kontrol in,
Bir daha görmeniz münkün
olmayan kişilerden alışveriş etmeyin,
Kapıya gelen satıcılara itibar
etmeyin,
m Tenzilatlı satışlarda çokidikkatli olun,
Alacağınız malın son

zim Türk Standartları Enstitüsü biraz
fazla iyimserdir.. Vaktiyle “Türk er
kekleri için ortalama prezervatif bü-“

“klüğü” gibisinden bir standart tes
it etmiş, herkesi aşağılık (ve küçük-_

lük) kompleksine kaptırmıştı. Yani,
iyimserliğinin yanısıragepeyce de
abartır.

Şu son “alışveriş kılavuzu” bu kurala istisna değil… Enflasyon hızı biriki puan düştü diye, cebindeki üç-beş
kuruş fazlayı harcamaya niyetlenenIeri zora koşuyor. On beş kuralın gerekleri yerine gelene kadar, alimallah, alışveri yapacak para kalmaz insanda… En asyon alıp götürür.

AAA BAK;
ME UÇLİYOİZ t.

MUHALEFE11E İŞBİRLİĞİ YAPAN DYP, SHP’NİN öNERİsiNİ Reooısrri…

:Ic

Kurihcın r SEK

ı model olup oL.

i zzııın sunum

ş
kimileri şiire… Erkal Zenger ikincilerden… Ama, otump yeni dizeler döktüreceğine, eski defterleri karıştırıp ANAP’ın başına gelenlerin sorumlusunu bulmuş… ilginçtir, şiirin
yazılış tarihi 14 Haziran 1991
Aman avcı vurma beni, ben bir
OTEL AYISI’yam ;
SEMROŞ ile baş papatya, ÖZAL
ile kayısı’yam
Yüce dağlar şövalyesi HASAN CELAL’in belasıyam _
Hem BOZKURT, hem LIBERAL,
hem MESUT YILMAZ dayısıyam
i’ ‘k *k ‘
Yedim bitirdim güzelce, PETEK’t_e
koymadım balı ‘ o
Bana kızmayın ağalar, KARDEŞ’im
götürdü malı ı ı
Kalfasıyla, ustasıyla bin bir mesleğin erbabı “

K IMlLERl derdini ummana döker,

Görmedi ben gibi GAZİ, şu AN- A

TEP, ANTEP olalı
i’ i’ ir
Pek iri olsa da gövdem, gayetle incedirruhum – ‘- A
TAKTIK’lerim emsalsizdir, sağ gösterir sol vururum
Havayı koklar, zemini yoklar, yerimi korurum n
__ DUŞEN’e rağbet etmem, GUÇLU’nün yanında dururum

HAl.lL ŞIVGIN
12 Eylül’ü izleyen dört gün

boyunca Alparslan Türkeş’i
saklayan kişinin sen olduğunu
açıklamışsın… Şerefimle
söylüyorum, “Ben yaptım, var mı
diyeceğiniz Ian!” deseydin, ayakta
ve içtenlikle alkışlardım. Ama,
kıvırtmışsın… “Türk milliyetçiliğine
hizmet etmiş birine kapımı
kapatamazdım!” diye tevil yoluna
sapmışsın… Sonra da ”Türkeş’i
bana o getirdi” diye, Yaşar

Oku an’ı işin içine karıştırmışsın…
On i i yıl önce yaptığın doğru bir
işi savunacağına, “ANAP,
MHP’|i|eşiyor mu?” tartışmalarına
malzeme yapmaya kalkışman hoş
değil… Dâvâdan dönenler pek
sevilmez siyasî çevrelerde…
Oportünistler hiç sevilmez…

l üzüıııüttıı
MABJINALLEB

EFAH Partisi’nin son mahallî se- l
çimlerdeki oy patlaması “erken ‘

seçim” lâflarını siyasî gündemden çıkardı, ama, herkes RP’yi konuşmaya devam ediyor. CHP Bartın milletvekili Hasan ş ol meclis kulisinde
şöyle demiş… “Adıl düzen, devleti dinî kurallara göre yönetmektir. Bizim
eski ‘Hakça Düzen’ sloganına çok

benziyor. Vatandaş yolsuzluk ve rüş
vet yüzünden ANAP’tan bıkmıştı.
1989’da SHP’ye yöneldi. SHP’Ii bazı
belediyeler rüşveti hepten ayağa düşürünce, umut Baba’ya kaldı. Seçimden sonra kurulan koalisyon döneminde örüldü ki, değişen bir şey
yok… Es i tas, eski hamam… Vatandaş, RP’liler için, ‘Bunlar dindar, hır
sızlık yapıp rüşvet almazlar’ deyip oy’

verdi…” _

Tam 0 ara, Istanbul’dan milletvekili
Nami Çağan karıştı söze… “Iyi, ama,
Hasan Mezarcı adil düzene razı de
ğil… Acil düzen istiyor 0… Bakalım, y

seçmen de onu istiyor mu?”
Arkadaşlar yememiş, içmemiş, Çağan’ın bu sorusunu kaynak gösterme
den RP’lilere yetiştirmişler… Cevap il- ”

ginç… “Mezarcı bizim marjinalimizdir, yani mâzurdur, özürlüdür. Sanki
onların partisinde marjinal _tipler yok
mu?”

TÜRBAN İSİNDE
ııısııı savunma

ADIN haklarıyla lâiklik üstüne

bir panel vardı Eskişehir’de… Ko
nuşmacılardan biri de, yirmi yıla
yakın_ aynı fakültede hocalık yaptığımız Ozer Ozankaya’ydı.

“Madem kadın-erkek eşitliği isteniyor, 0 zaman kadınlar gibi erkekler de
tepeden tırnağa; örtünmeli…” demiş
Prof. Dr. Ozan ya… Sonra devam etmiş… “Çünkü, erkeğin de kadına görünmemesi gerekir. Kadına göre, s r

apan yarı çıplak erkek, yürür en
dağrını, yakasını açan erkek çekiciır…”

Prof. Dr. Ozankaya su katılmamış,
tavizsiz Atatürkçü’dür, genellikle tatsız-tuzsuz geçen böylesi panellere
renk katmak için arada sırada espri yapılması gerektiğini bilir. Ama, sırf espri
yapmış olmak için, başkalarının akıllarına yeni fikirler sokmanın da âlemi
yok… Yanılıyor muyum acep?

“Belâ
çocuk
îbidir. Ne
dar
d kad üstüne
‘ i şırrıartırsan,o arte ne
ğikag, eder…” _ Pe
(On yedinci yüzyıl Ingiliz atasözü)