Sosyal demokrasinin kaderi “Mutluluk Çubuğu” mu olmak ?
ı- ı t.)
o’
?î
ı
n.. .r
KURTHAN FİŞEK
SOSYAL DEMOKRASİNİN KADERİ
“MUTLULUK ÇUBUĞU” MU OLMAK?
Tek parti dönemini hariç tutarsanız,
şimdiki ideolojisi “sosyal demokrasi” olan
CHP çizgisi hiç bu kadar uzun zaman iktidarda kalmamıştı.
Kurultay boyunca eleştiri-özeleştiri
bekledim.
Ufak-tefek çatmalar, sataşmalar, bulaşmalar dışında, kimsenin gıkı çıkmadı.
Herkes birleşmeye endekslemnişti.
Birinin kalkıp konuşmasını, “Dört yılda ne yaptık allâsen?” diye sormasını bekledinı. Ağızları bıçak açmadı. Az zamanda
çok iş başaran bir partinin “çok zamanda
hiç iş başarınayan” çocuğımdan bu bekle
‘ ‘L nir.
“CMUKla gurur duyuyoruz…” demesi
i ni bekledim birinin… “Duymasına duyuyo
ruz da, bizim Azimet efendi kalkıyor,
CMUKun işlemediğini, işkencenin devam
ettiğini söylüyor. Nemene iştir?”
Kimsenin aklına böyle soru gelmedi.
Soran olmayınca, cevap veren de olmadı.
r v: t
Kurultayın ilerleyen saatlerinde esnemeye başladım.
Ama, yine de umutluydum.
Kuliste arkadaşlara bir fıkra anlattım.
Avcının bin’, meyhanede arkadaşlarım
f etrafına toplamış, son marifetlerini ballanİ dıra ballandıra anlatıyor.
..-.ğ..ı.’.ıı..«.ıç_ . ‘
“Gidiyorum abicim… Kıpırtı yok… Akşam olmak üzere, umudu kestim, tam arabaya dönüyorum, baktım, çalılıkların arkasında bir kıpırtı… Hemen mermiyi sürdüm namluya, asıldım tetiğe… Baktım, bir
ğ geyik… Bacaklarından yakalayıp omuzu
TEMPOll2
ma attım, yürümeye devam ettim. Baktım, başka çalının arkasında yine kıpırtı…
Sürdüm mermiyi, asıldım tetiğe, gidip
baktım, yine bir geyik… Yakaladım bacaklarım, omuzuma attım…”
Tam o sıra garson yanaşmış masaya…
“Lâfını böldüm abicim, kusura bakma,
ama, telefondan istiyorlar…”
“Şimdi dönerim…” demiş avcı, “Nerede
kaldığımı unutturmayın…” Az sonra dönmüş… “Nerede kaldıydım?”
“Bacakları omuzuna attıydm abicim…”
“Haaahhhh tamam! Sonra geçiriverdim…”
Türk insanı cinselliğe endekslidir.
Kafası hep oraya takılı, kendisi orasına
endeksli olduğu için, en ciddi tartışmayı
bile beş-on dakikada belden aşağı indiriverir.
Kurultay kürsüsüne birilerinin çıkıp
mevcut hükümeti cinselliğe endekslemesini bekledim.
“Ne ulan bu yaptığınız? Ağzı yarım
açık ayran budalası gibisiniz hepiniz… Sarı gacının içine düşeceksirıiz…”
Olmadı. Kimse müstehcenliğe kapılmadı.
Karar verdim. Bunlardan “mutluluk
çubuğu” bile olmaz…
t i: ı
Günbatımına doğru biraz heyecanlanır
gibi oldum.
İlginç bir lâf çalınmıştı kulağıma…
“Satıştayız beyler… Kamu işçilerine
zam yapmadılar, KİT’leri satın alacaklara
kıyak yapıyorlar. Kıyakçılığın sonu ayakçılıktır…”
Kulak kabartmaya devam ettim.
“Azimet efendi kalkmış, öldürülen her
PKK’lının devlete 10 milyar liraya mâlolduğunu söylüyor. Doğru… Ama, öldürmeyelim de besleyelim mi yani?”
Hoşuma gitmişti duyduklarım… Sonu
nasıl bağlanacak diye dinlemeye devam
ettim.
“Güneydoğunun problemi işsizliktir.
GAP’ın suyımu 40-50 toprak ağasımn ma-_
lına, mülküne akıtacaldar… O bölgede toprak erformıından bahsetmeniıı tam zamanıdır. Getirin reformu, marabaya, yanaşmaya, yarıcıya, üçurdumcuya dağıtım toprağı… Bunu bile akıl edemiyor bu andavallar…”
Aklı başında bir sosyal demokrata kavuşmanın heyecan ve gözyaşlarıyla döndüm, “Sen çıkıp söylesene!” dedim.
Meğerse, benim gibi, 0 da çiftleşme kurultayının delegesi değilmiş…
Sıfır zammın ekonomik şokundan kurtulamayan bir kamu sektörü işçisiymiş…
Dört çocuğunun nafakasını azıcık doğrultmak için, kurultaya, beyaz peynirli
sandviç satmaya gelmiş…
…………ııııı.ııııııoıoıııo…ıı.ıooıı ıncıııoıııııııııoııooıııoıııııoıoıııııoıııııııooıoıoııooıııııııııııııııııınıııoıoıoııoıooııııııııııooıııoııOOııınıııııoıııııooıııııııoııoıııo
a,, sırıııcı ııucpııııı
ıırıı ıııarıeııı
TANSU ÇİLLER (Kamu işçilerin ‘sıt zam/a, aklınca, özelleştirmeye /ıız kazandıracağı için) …………………………………. ..û
h!
TANSU ÇİLLER ( larla süt/acı karıştırmaya der/am ettiği
İçin) ……………………………………………………………………. ..RAPORLU
NECATİ ÇELİK (Sendikacılıktan ağız alışkanlığı olan ”patron” tabirini lıer du yduğunda sinirlendiği için) …….. ..RAPOHLU
SEVİNÇ İNÖNÜ ( “CHP’nin başına o drımuzu ğetirmeyin!”
derken kimi kasdettiği henüz anlaşılamadığı için)….FlAPORLU
ÖZER UÇURAN (Paralar ve cukkalar ortaya cıkmaya basladıkça, sinirleri bozulmaya başladığı için). U
TANSU UÇURAN (DYPye şarkı olarak, ğlama Deg ez
Hayat, Bu Göz Yaşlarınal”melodisini seçtiği için) …….. .. ….0
MERT UÇUHAN (Sualtı komandosu olarak askerlik yaptığı
sırada, midye toplarken değil, babasının parasını sayarken
işaret parmağını kırdığı için) …………………………………………….. ..D
MESUT YILMAZ (Başbakanlık koltuğuna oturabilmek sevdasını 23 Nisan ‘dan 23 Nisan ‘a tatmin edebileceği için) ……….. ..O
MURAT KARAYALÇIN (Başına neyin niye geldiğini hala anlayamayıp kurultaya yurtdışında hazırlandığı için). …………… ..U
HALİL ÇULHAOGLU (Göriinûrdeki tek aklı başında sosyal
demokrat olarak, Esat Kıratlıoğlu ‘nun damarına basmaya devam ettiği için) …………………………………………………………………. ..6
OLMADI SAYIN…
Yılmaz Karakoyunlu
ağabeyimiz (Mülkiyeli),
bundan yirmi yıl kadar
önce, sahne sanatçıları
hakkında bir lâl etmişti.
“Negatif inputlu
emekçi…”
Ne iktisadî anlama
geldiğini sorduydum, cevap verdiydi.
“Toplumsalekonomik katkısı ‘yok’ deniIe-.
cek kadar az, ama, ııgat
gibi ter döken, emek koyan insancıklar…”
Sana ne demeli?
Enflasyon hızının
yüzde 156’ya vurduğu, Türkiye ölçeğinde 7-8 milyon işsizin kol gezdiği,
çalışanlara yüzde O zam müjdesinin verildiği, 12 Eylül’den beri “ziyadesiyle mulâyim” olan sendikalarımızın, sendikacılarımızın bile burunlarından soludukları bir ortamda ne dedin?
“Cumhuriyet tarihine geçecek işler yapıyorum, kimse farkında değil, yazmıyor, söylemiyor, övmiiyor. Hülya Avşar’ı kıskanıyorum. Bir güIüyor, günlerce gazetelerde resimleri çıkıyor…”
Güleryüze, güzelyüze ihtiyacımız var.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak sen ne yaptın?
“Negatif inputlu emekçi” olmaktan gayrı?
Hiç olmazsa Hülya Avşar güzel kadın… Yüzüne zevkle bakılır.
Sendikaların bile suratına bakmadığı bir sosyal demokrat “çalışma
ve sosyal güvenlik bakanı” (sınırlı-sorumlu) için tek sılatım var. “Nega
E titinputlu emekçi…” Yakışır.
HAFTANIN HİKMETİ
“Bilgisiyle övünen kişinin beynindeki ışık pırıltıları,
BUŞİDIIET, mı CELÂI.?
gözlerini kör eder…”
(Benjamin Franklin, 1769)
DÖKÜLEN KANLAR oLsııN IIELÂL!
Gerçi “kana susamış” bir millet
sayılmayız, ama, şiddete, şehvete meraklıyızdır.
Televizyoncunun biriyle romancının bin’, genç bir kadını
fena hırpaladılaıt lkincisinin
zaten üst üste baskı_ yapmış
olan romanı, üç gün içinde,
peynir-ekmek gibi kapısı/dı.
Öğretmenin bin’ öğrencisini
dövdü, çocuğun kanına dokundu, iki yumruk da 0 çaktı. Son
duyduğuma göre, çocukcağızı
disiplin kuruluna vermişler,
okuldan atacak/azmış…
Güneydoğudaki operasyonlar
olanca şiddetıyle sürüyor. Ha
rekâtın komutanı Ölen 38 PKK’lının arkasından üzülüyor. “Bunlar da bu
ıamnın evladı… Yazık değil mi?” Devletin bakanı AzimetKöy/üoğlu kalkıyor, bütîfj çe açığının sebebini so’ ylûyor. “PKK’nın her ölüsiı’ devlete l 0 milyara patlıyor… ”
Gülsen gülemezsın, ağlasan ağlayamazsın… İyisi mı’, testimizi yapalım.
Adamın biri, karısını ve karısının âşığını kesti, biçti, vücut ve kafatası ke
miklerini odun sobasında yaktı. “Yılbaşı
Eğlenceleri” bâbında, bir genç kadın da,
İ avukat nişanlısını 18 parçaya ayırdı, kö
mür sobasında yaktı. Nerede olmuş olabi
. lır?
c. Uganda
d. Transilvanya
Adalet terazisinin ağır !arttığı (veya
hiç tartmadığı) yerlerde “yerinde in
faz” çalışır. Bizde, “Linç” adıyla, kitabı bile
– 5 yazıldı. Kimyazdı?
a. Kenan Evren
b. Tahsin Şahinkaya
‘gğ e. Kerim Korean
” – d. Yaşar Kemal Gökçeli (Göğceli)
Adâletin gecikmesinden söz ettik.
Türkiye’de, yarım asırdır sürüp henüz
sonuçlanmamış kaç dâvâ var?
i j _ B. 4
i c. 114
b. 83
d. 425
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın 500
Gün Raporu’na göre, “şeffaf kara
kol” projesi ceviz olmuş durumda… Too
‘Ş lam 806 kişiye işkence yapılmış… “Boğaz
köprüsünde kadın döven, kapalı karakol
kapılan ardında neler yapmaz?” Kim dedi?
a. Abdülbaki Tuğ
c. Kenan Evren
d. Azimet Köylüoğlu
5 İşkence ve şiddette yeni değiliz… 0smanlı Meclis-i Mebûsaninda, Gümülcine meb’usu İsmail Bey de, bu konuları
gündeme getirmişti. Kimin zamanıydı?
a. II. Abdülhamit
b. ll. Selim
e. X. Vahdettin
d. XII. Kenan
6 “Şiddet ruhun gıdasıdır!” diyen toplumlar da var bu dünyada… Şiddete
kim tapar?
a. Aztekler
b. Lotusyanlar
c. Mirahışiler
d. Toklamonyalılar
Lâf aramızda, şiddeti, cinayeti tanımayan topluluklar da var. Hangisi?
a. pevlet Halk Dansları Topluluğu
b. Ipek böcekleri
c. Zuni eskimoları
d. Mau Mau’|ar
Şiddetin türleri zaman zaman moda
olur. Meselâ, Auschwitz toplama
kampında, fırın kapasitesi, günde 22.000
kişiye çıkartılmıştı. Derken, öldürülen düşmanlan kızartıp yemek de modaydı. Nere’
de?
a. Tasmanya
e. Bogotı
b. Haiti
d. Japonya
duman olan yerde…
aiıı ARKISI ‘ ‘
ÖMÜR BOYUŞADAM
İzel-Ercan ikilisinin “Haydi, Şimdi Bütün Eller Hiç mi beni sevmedin
Havayal” şarkısını ANAP çok sevdiydi. DYP Gözyaşımısi/medin
gaspetti, iki parti mahkemelik oldular. Hiç mi beni sevmedin
Durum düzelebilir, güffe azıcık lahrif edilebilir. Söyle söyle
“Haydi, Şimdi Bütün Bacaklar Havaya!” Ne soyleyeceksen söyle Ian!
ı ı ı› t t ı
Ferdi iyi müzik yapar, nostaljik takılır. Bu aptal sosyal demokralların kurultayında
“Köye Döneliml” dedi, DYP heyecanlandı. herkes Tansu Çlller’e âşıktı. Kuliste müziksel
Nasıl heyecanlanmasın? Köy oyları uzaktan mırıltılar vardı.
geldikçe, seçim dengeleri, sandık sonuçları Bir öpücük ver bana
değişirdi. Yalvarnıorum sana
Köyden kapik çalışmıyor artık… Beni kucak/asena
İşin komiği, “Yeniköy’e Dönelim” deseler, Kollanna alsana
bacımız oradan da oy alamaz… Komşu kom- vesaire vesaire vesaire
şuyu sevmez… Amaaaannnnn!
* * * Ben de mırıldanmaya, ırlamaya başladım.
Özal nostaliisiyle yaşayan, Özal’ı sevmeyip Rüya gibi her hatıra
ona şapka çıkarmaya devam eden ANAP’a Her yaşantı bana
göre de şarkımız var. . . ›~ _ –
Rüya gibiher hatıra “î
Her yaşantı bana “r
Ne bu/duysa kaybetti
Gönül aşktan yana
Ömür çiçek kadar narin
Bir gün kadar kısa
Ağlama değmez hayat
vesaire vesaire vesaire
~k ir t
Saza gelmeleri bekle
nirken gaza gelmeye [V,
devam eden sosyal de- ** ‘ ~
mokratlar beni rahatsız ediyor. Müzik ruhları- Ne bulduysa kaybetti
nın gıdasıdır, Gönül aşktan yana
Bekledim de gelmedin Kak sağnsına rahvan gitsin
BİR isim BİR İŞLEM
(Artiz Anagramları Analizinlz)
TARIK AKAN KAKA NATIR
FİKREİ HAKAN _
AY, HAN] ERKEKTI?
(“EYi” Joker)
NURSELİ ioiz EN DiLsiz HURİ
( “H” Joker)
MÜJDE AR QEŞARJ üMiDi
(“D/$I” Joker)
,, TÜRKANŞORAY
URYAN KAŞALOT
(“AL ” Joker)
HÜLYA AVŞAR Üı-ı, YAŞLI AVRAT
( “IT” Joker)
KADİRİNANIR ANIRAN DİRİK
HALE SOYGAZİ
-AH, SOYUN_, İLAHİ sızı
(“HUNI” Joker)
ZUHAL OLCAY HÂLÂ YOLCU
MEHMET NEDİM BUDAK
BUNAK UD_I HIMMET EDE!
(“I” Joker)
FIKRA
‘ şsizlikten bezen, GAP’ta toprak re
formundan umudunu kesen Reşo
dağa çıkmaya karar vermiş… Beytüşşebaptaki bit pazanna gitmiş…
“Silah istiyrem…”
“Emrin olur babol” demiş Cabbaı, malları lezgâha yaymış… “Hangisini istiysen? Browning var, Magnum, ParabelIum var, tomson, kalaşnikof, sten var,
M-5, M-tö, G-3A1, geri tepmeslz top
var…”
Reşdnun kalacığı karışmış, kestirip al
mış…
“Sen seçesin babo… Altı kişi öldürsün,
yeter…”