Sosyal demokrasinin kaderi: Kıyakçılığın sonu ayrıcalıktır

DUMAN OLAN YERDE. . .

YORUM

i SOSYAL DEMOKRASİNİN KADERİ:
KIYAKÇILIĞIN SONU AYAKÇILIKTIR l

Yirmi yıl önceydi. Ecevit hükümeti- l

nin ya ilk, ya ikinci ayıydı.

Spor Bakanı Yüksel Çakmur, bizle
ri, yani bürokratlarım toplantıya çağırmıştı. Bakanlık makam odasımn kapısı,
içeriden çatırtıyla açıldı, gümbürtüyle
kapandı.

Kapıyı çarpıp çıkan ya seçmendi, ya
partili… Ağız dolusu küfrediyordu.

“Bunlar adamı hasta eder! Eskiler
bin kere daha iyiydi. Hem yerler, hem iş
yaparlardı. Bunlar ne yiyorlar, ne iş yapıyorlar…”

î *k i’ yı..

Bu imajını yıllar W
yılı korudu
CHP… Günahını almayalım, k(
kendiliğinden kaybetmedi,
işgüzarlar ve mataracılar kaybettirdi.

Arada ufak-tefek
tırtıklamalar, “motel çıkmaları”
oldu, ama partinin ileri gelenleri, devlet malının amanvermez
bekçiliğini yaptılar.

Derken, “Meclisin, belediyelerin tek
kerizi ben miyim?” sorusunu soranlar
çoğalmaya başladı, iski miskiler patladı.

CHP yıprandı.

Doğru-dürüst savunamadılar kendilerini… Öbür partilerle farkları kalmadı.

“Özelleştirme” (tamamen hür teşebbüs) konusunda, sıkı İttihatçı Cavit Bey’le İtilafçı Prens Sabahattin’in farkı
vaktiyle nasıl kalmadıysa…

i i’ t

CHP veya DSP kalmamış olabilir.
Kimseyi eleştirmiyorum.

Bütün derdim, “devletin namusu”…

Ortada çok, ama çok büyük paralar,
cukkalar dönmeye başladı.

Prof. Dr. Korkut Boratav’ın, rüşvet
mekanizmasının Türkiye’de niye, nasıl
işlediği konusundaki görüşlerine aynen
katılıyorum.

“Bizdeki devletçilik rayına oturmadı, mantığına kavuşmadı, eğri-büğrü,
yamuk bir devletçilik olarak kaldı, genişledi. Devlet elbette herşeye yetişemez, devletçilikle elbette herşey yapıla
144

1/15″

maz… Ama, “devletçilik adı altında,
devletin yapması gereken işleri özel taşeronlara havale ederseniz, devletin çok
düşük ücretli memurları, ‘rüşvet’ yoluyla serbest piyasa ekonomisine girerler…”
Boratav haklı…
Lâf aramızda, bazı RPliler de haklı…
“İnceldiği yerden kopsun! Rüşveti,
lüpçülüğü, yolsuzluğu, tokatçılığı, tarihin çöp sepetine yollamanın tek yolu,
devletin ekonomiden, maliyeden, bankacılıktan el-eteğini çekmesidir. Her
türlü yolsuzluğun soruşturulması, yargılanmasıdır.
Koalisyon ortağımız
bunlara yanaşmıyorsa, onlarsız da
yapanz…”
Bunu RP’liler söylüyor.
Ama, bazı DYP`liler de
söylüyor.

rk i’ i
Elbette yaparsınız.
Bu koalisyon elbette bitebilir, biter.

Zâten, şimdiki hükümet, “coalescere” (beraber büyümek) kavramının
inkârıdır. Beraber büyüyeceklerine, beraberce küçüldüler.

Tıpkı CHP-DYP koalisyonu ortaklannın cüceleştikleri gibi…

‘k ‘k İ’

Mevcut koalisyon gitsin mi, kalsın
mı?

Bir fıkra geldi aklıma…

Arab’ın biri ağaç dibinde horuldarmış… Yüzünde de salkım-saçak bir sürü
sinek… Eliyle kışlasa hepsi kaçıp gidecek… Ama, Arap’ta tık yok… Yoldan geçerılerden biri dayanamamış…

“Ulan hacı! Parmağını kıpırdat da
kaçsın bunlar…”

Arap kaşını, dudağını oynatmadan
gülmüş…

“Bunlar tok sinek beyim… Kovayım
da açlan mı gelsin?”

i’ i’ ‘k

Ayın yazıları, aynı düşünceleri niye
tekrarlıyorum?

Ben mi tembelim?

Yoksa, tarihten ders almayı bilmeyen aptallar, tarihi zorla tekerrür mü
ettiriyor?

DOGAN GÜREŞ (Tuhal ihliras ve beklentileri 1.91’lik boyunu bile î
aştığı için) …… ..

HİKMETSAM URKNECATİALBAYCİHANYAZARHA

c’ca gitmek için DSP’deki “ ‘ler” eselesinin gündeme gelmesini
bekledikleri için) .D
SELİMEDESHALİLBEZMENENGİNCİVANAYŞEGULNADİRTECIMEH _
(Yurt dısına kaçmak icin mahkeme kararlarını bekleme zahmeline _

kallanmadıkları icin) . . . . . . i . . . . . . . …ll l
ÜZEHTANSUMEHMETSEDATİBRAHİMYİNEİBRAHİMAYHANYİNEAYHANKORKUT (Adlarının Susurluk komisyonunda niye beraber
anıldığını henüz açıklamak zahmeline kallanmadıkları için) ……… ..O
KURTHAN FİŞEK (Yukarıdaki zevâlın isimlerini bitişik yazarak, aynı kaba ettikleri inlibaını uyandırdığı için) ……………… .. ..
ŞEVKET KAZAN (Bu ilerlemiş yaşında lulbnla dadanıp. ^
Atatiirkçiiyüm” demek zorunda kaldığı ” `

cak!” tezahüralına muhatap olduğu için

NECMEITlN ERBAKAN (koltuğunu nasıl vermek istemiyorsa. Baş?’
bakanlık Kupası maçının sonrasında Trabzonsporlu 0gün’e kupayı
vermemekte, en azından beraber tutmakla direndiği için) ……… .. 0
SÜLEYMAN DEMİREL HAPOHLU ,
BÜLENT ECEVİT ……. .. HAPORLU
MESUTYILMAZDENİZBAYKAL (Giı erek veya spor yaparak. tuhal
bir “muhalelet anlayışı” sergiledikleri için) …………………. ..D

DOĞAN GUREŞ
( Takşakçı TSK emeklisi )
Siyasi tercihlerine hiçbir itira
zım yok, olamaz… Ama, orduya getirdiğin bazı teamülleri yadırgadığı’ mı söylemek istiyorum…

Bayram değil (30 Ağustos), seyran değil (12 Mart, 12
Eylül), Tansu Çiller`i alenen telaffuz ederek, “O tak der,
ben şak yaparım!” dedin…

Herkes şaşırdı. Emir-komuta zinciri büsbütün şaşırdı.
Ne demek istiyordun?
Kısa zamanda anlaşıldı. Mert Çiller anasının yalısın
da askerliğini yaptı, selametle bitirdi.

C C İ
Şimdi parti liderlerini dolaştım… Hem de kritik Ba
kanlar Kurulundan iki gün önce…

“Sıradan bir milletvekili, bir vatandaş olarak dolaş
tim!” dedin…

O yüzden, herkes seni kapıda heyecanla karşıladı, ka
pıya kadar saygıyla uğurladı, öyle mi, hahhhaahhahhhh!
Güldürme paşaml

TSK rahatsız… Açıkça söylediler.

Partiler huzursuz… “Bu şimdi niye geldi?” diye…

Bir tek kişi alınganlık göstermedi. Tansu Çiller…
Herkesin “elçiye zevâl olmaz” tufasına geleceğini zan
nediyorsan yanılıyorsun, eski komutanım… Deyimi bağışlayın, ama o hatun kişi seni kullanıyor… Tepe tepe…

Takşak paşam, bari bizimle takşak geçme…

Tempo 12/ 1997

~~~ › v ‘re

y. ı

U

14 MART TIP BAYRAMI KUTLU OLSUN! l
MEMLEKET YİNE ŞİFALI OTLARA KALDI! l

Memleketimizde bazı sağlık problemleri var. Kabızlık, ishal, dizanteıi.

lmkıışma-küflenme, mantar, uyıız, ti
tiz, verem…

“Sanlık” olarak da bilinen saranp solma. ..

l4 Mart Tıp Gününde, doktor arkadaşlarla beraberdim…

Siyasetin bu sağlık problemlerine, modern tıbbın çözüm bulamadığını söylediler. Ne yapmam gerektiğini
sordum, şifalı otlara başvurmamı
önerdiler.

Fena fikir değil…

Eski Yunanân “şarap tanrısı” Di
onysos, tanndağı O1yınp0s’a sonradan geldi. Şarabı, içtimaî sefaleti,
sirozu beraberinde getirdi. Ama, sirom caydıracak şifalı otlar da
vardı çıkınında… Hangisi?

c. Hüthüt otu
d. Boğa boku
İktidarsızlık problemini çözen Ze’ us artık azmıştı. “Yetti artık. Biraz uyumama izin ver!” diye isyan etti Hera… Zeus’u gemlemek müınkün
olmadı. Peki, azgın Zeusun cinsel
frenine neyle basıldı?
a. Buz masajı
b. Kabak çekirdeği
c. Demirhindi
d.Ademotu
Belki Zeus’un gözdesiydi, ama
haremdeki 48 tanrıçadan yalnızca biriydi Hera… Zeus’un öbürleriyle
ilişkisinden “vajinal kaşıntı” bulaştı
kadıncağıza… Ne yaptı?
a. Hıyar kabuğu sürdü
b. Anduzotu kaynatıp içti
c. Köpeküzümü çiğnedi

a. Horoz ibiği d. Hepsini yaptı, işe yaramab. Hind safi-anı yınca manastıra
c. Kaeviz kapandı

d- Htpsi Herasız kalmıştı Ze
F? “Tanrılar tanrısı” Ze us, Dionysosun bedava şaraplarına dadandıktan sonra, gözde karısı

Heradan çekmediği kadarını basuı ları gidermenin yolunu sordu aktar` larına… Yanlış tavsiyede bulunan bi
rıından çekti. Meseleyi nasıl halletti?
a. Selvi kozalağıyla tampon yaptı
b. Mısır püskülüyle orasını süpürdü
c. Şapa oturdu
d. Havuçlan, patlıcanları fitil olarak
kullandı

Problemli adamdı Zeus… Olyma poslun aktarları, “atkuyruğu”
önerdiler kendisine… O bitkiyi kullandı, haynnı gördü. Genelde ne işe
yarar?
a. Gece yatağa işemeyi önler
b. İdrar söker
c. Ay hallerini düzene sokar
d. Hepsi

Şarap ve tütünü çok tüketen ka
dınlarla erkeklerin ortak cinsel
sıkıntısı “iktidarsızlık”tır. Zeus’ta da
0 problem vardı. Hera isyan etti, yücedağm aktarları seferber oldu. Hangi çözüm bulundu?
a. Hardal
b. Süt banyosu

CEVAPLAR

Termo 12/ 1997

us… Kendini büsbütün içkiye vurdu, karı-kız peşine düştü. Ama, içkiden, tütünden, her tarafı kokuyordu.
Banyo yapmaya üşendiği için, koku
rini astırdı bile… İçki-sigara kokusunu ne gidermez?
a. Maydanoz
b. Pırasa
c. Hindistan cevizi
d. Selvi kozalağı
Sıra geldi siyasete… Ahmaklık
tedavisinde ne kullanmazsınız?
a. Neft yağı
b. Adasoğanı sirkesi
c. Bal şerbeti
d. Turp tohumu
Olympostaki son günlerinde,
halvetle devleti karıştırmaya
başlamıştı Zeus… Seksüel nefsini köreltmek, siyasi izzet-i nefsini yüceltmek için bir şeyler yedi. Ne?
a. Patlıcan
b. Greyfurt
c. Muşmula `
d. Kol böreği

9 (6 ‘B (8 ‘q (L `P t9 “l (9 ‘B lt `P (8 `9 (Z `P (l

KURTHAN FİŞEK

Doğu’da görevli emniyet amiri
yanına üç memurunu çağırmış…

LÜTFİ DOĞAN

TÜFEYLİSOĞAN “Adam başına gürıde 20`şer mil(“YES” Joker) yon çeza kesmenizi istiyorum…”
M_SALİH ıumııcıoétu lkisi kotayı doldurmuş, parayı
SİKİOĞLANCAHİL ARMUT teslim etmiş… Üçüncüsünü ara da
BECİANLÄİGÂÜ bulasın! Dağın başında, ne araba ge** KIRY A L
,, _ , çer, ne kuş uçar…
GUYÖ ?UL BAKIRE Derken, bizimkisi, dağbaşından
( A Joker) elen tek özlü bir e örmü
OSMAN YUMAKOĞULLARI g G l gb. .kı t ş yg ş”
YAMUK MOGOLARSLAN! e en_ *S* e __ _y . _ .
AMAmN SEVER AYDIN Selesınde nur yuzlu bır ıhtıyar
ADl “VERESİYETANTANA” kek&- ” _ ı ı _
CE” Joker) “Durl demiş polis, “Nereye gıdıKAZIM ATAOĞLU yorsun?”
KAZURAT OGLAN Ml? “Evime gidiyrem…”
VRN” JOKGÜ “Pompan var m1?”
MUSİÂFÂ KEMÄL ÂTEŞ “Vay-dir, ahhaaaa!”
MASUM TAŞKAFA (Eki) “Lastiklerin sağlam mı?”
“‘ MUSİAFÖ YUNLUOGLU “Saglamdir, bakasin ahaaaa…”
UU! TUYLU SAF OĞLAN! ,. .. .. ..
M T” m Işıklanm yak sondur…
Us AYI [z “Yapmişemdir ahhaaaa!”
MIZILDAYAN SOFU d k

FON.. Joker) ı Ceza kesmekten umu unu esMEHMH SALİH YHDIRIM nuş bızım polis… Ama meraktan sor
muş… “Baba, bu izbe yolda, bu garip
bisikletle ne işin var? Korkmuyor
musun?”

“Bre ogul! Ne korkacakmişemdir? Önde Allah, arkada peygamber,
eve gidiyrem işte…”

DEME! SİLAHLI HIRT Ml?

HAFTRNIN HİKMET!

irflfiîYöksülşoğunluklorıüı

!rbrumaktanıûcizîjzgür 1 .İt
_ülkeler/zengin 5

nn1,k|,,,mge,5eç ğ Polisin nihayet gülebilnıis…
r ‘likeyeutnîlqt.lî” ” .Lg “Tamam, ceza yazıyorum… Bu
kadar yolcunun ne işi var burada?’

—–~—e- e ı s ı i. r ı
.AJIELT azra::. sızı: GUMLERİ v
.Aşraaiıggnlét :lıAvııA GUNLERI

Almanya’dan bir okuyucu mektubu al- 1 Acı görmemiş ahmaklar PKK’yı ehven

dım… Yasin Hatipoğldnun ordu mensupları- görür”
nı “büsbütün kışkırtan” şiiriyle baslıyordu’ ı -ı ı›
mektup… l Arkasından ince bir siyasî eleştiri geldi.

Ecevit’in motel hükümetinin bakanlarından
Hilmi lşgüzarın şairlik tutkusuyla alay eden
bir lkilikti.

Yağdı yağmur esti rüzgar

Sen de mi .sair oldun a Hilmi lşgli

zar

t ‘A’

Her milingin lıtratı var, kahıol’u yaşa’sı i
var

Sobayla ısınanın küreği, masası
var

Mülayim olmak güzel, lakin

hani nerede ı t v
Her grubun bir tane Çevik Bir Mektubun bitişi harika… Esref’paşası var f in ölümsüz dizelerinin siyasüere pos ” talanmasını, telelonlanmasını.
Manadan ruhtan yoksun şe- fakslanmasını Öneriyor.
kilciler arıyor “Erbab-ı Mansıb” (seçilmişler)
Toplumu dışlayacak tekilciler hakkında bir sürü dörtlük patlattı
arıyor Esref… Bu yine en kiban…
Soyu şüpheli olan Meclis’i tahkir ile Millete erbabı mansıbdan biri eşşek dese
Özgür ruhlu ve soylu temsilciler arıyor Red edilemez böyle bir söz amma can sı
kar
Zırha bürünmüş ödlekler ortalığı gülşen Olsa da millet eşek, eşek diyen bilmez mi
görür ki
Evladına ağıt yakan anaları hep şen görür Sadrazamlar da, valiler de bu milletten çıMüslümanı PKK’dan tehlikeli addeder de kar.

1-45