Sıfırcı Hoca

Kanat Atkaya / Hürriyet

NORMALDE hiçbir öğrencisine sıfır vermezmiş.

Ama “Sıfırcı Hoca” diye anılırdı sevgili Kurthan Hoca.

Bu “sıfırcı” lakabı, hayatında tek “sıfır” vermesinden kaynaklanırdı.

Sıfır verdiği tek öğrencisi Abdullah Öcalan’dı.

Nisan 2012’de Halkın Habercisi’nden (www.halkinhabercisi.com) Deniz Bilgen Çakır’ın sorularını yanıtlarken Öcalan’a niye sıfır verdiğini şöyle anlatmıştı:

Soru: (Öcalan) Nasıl bir öğrenciydi peki?

Cevap: Vallahi bilmiyorum. Derse girmezdi ki. Sıfır vermemin nedeni de, imtihana girmedi. Dağa çıktı…

* * *

İstanbul’a tatillerde gelirdi.

Yazı İşleri’nin genç elemanları olarak dört gözle beklerdik geleceği dönemleri.

Paldır küldür yazı işlerine girer, çeşitli katlara dağıttığı zulalarını teftiş ederdi.

Masamdaki en alt çekmece de zulaları arasındaydı.

Sabah erken gelir, yazısını bitirir, bizi toplayıp harika hikâyeler anlatır, ona buna çatar ve çoğunlukla öğlen olmadan da kaçardı.

* * *

Hiçbirimiz öğrencisi olmamıştık okulda fakat o hepimizin hocasıydı.

Tanıdığım en parlak zekâlı insanlar listesindeki yeri asla değişmeyecek, o kesin.

Yazmayı da anlatmayı da çok iyi bilirdi.

Hem konuşurken, hem yazarken muhteşemdi.

* * *

Kurthan Hoca’dan dinlediğimiz anılar arasında çok güldüğümüz ama içimi acıtan bir tane vardır ki, arkadaşlarımla epeyce paylaşmışımdır…

12 Mart günleri…

Kurthan Hoca, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy ve daha niceleri Mamak’ta.

Uzunca bir süre sorgu, işkence, “kötü muamele”…

Bu süreçte yıkanmalarına da izin verilmemiş…

Nihayet, uzun bir aradan sonra “hamam” izni çıkmış.

Türkiye’nin parlak beyinli insanları bellerde peştamal, hamam sırası beklemeye başlarken arkadan tok bir ses o sert ortamda espriyi patlatmış: “Aşırı uçlar nihayet temizleniyor!”

* * *

Kurthan Fişek’i kaybettik, içimizde güzel ve coşkulu bir yer daha öldü.