SHP-CHP birleşmesine doğru (mu?)
Kurthan FISEK
SHP-GH? Iıirlesmesine doğru tmu?)
‘ S_TA_NBUL Su ve Kaka İdaresi’ndeki
(lSKI) olaylar büsbütün dallandı, budaklandı. SHP’nin eski saymanı Fikret Unlü’nün Hürriyet’e yaptığı açıklamalar da hepsinin üstüne tüy dikti.
Türk milletinin mümtaz ve mümeyyiz vasıflarından biridir. Düşmekte olana ya çelme takarsın, ya arkasından
iteklersin… Düştü mü de, yerdeyken iki
tekme kondurur
Aslında, dünyanın her yerinde
aynıdır. Düşenin
dostu olmaz…
Herkes akgün dostudur…
***k
SHP işi başından
beri yanlış yürüttü.
“Susuz ağaç,
bağışsız parti yaşamaz!” diyebilirlerdi.
Demediler.
“Mahcup taze” havalarına girdiler.
Bisküvi tabağına elini sokarken yakalanan pişkin çocuk gibi konuşabilirlerdi: “Ne var bunda anacığım? Zâten
bu bisküvileri bana yapmamış miydin?”
Biricik evlâdından da mı esirgeyecektin?”
Demediler. İkinci genel başkanlarının tabiriyle, suçluların telâşına girdiler.
Şimdi, bin dereden su getiriyorlar.
Rüşvet mi, bağış mı?
t** w
Hiç hayatımda ihaleye girmedim…
Nasıl yapılır, nasıl alınır bilmem…
Ama, sezinlediğim bir şey var. Birileri
rüşvet vererek ihale almışsa, ya rüşvet
vermeyen, ya verdiği rüşvet yetersiz
kalan birileri, ihaleyi kaybetmiş demektir.
Rüşvet istenip
de vermeyen, bu
yüzden de ihale
kişi çıkmadı ortaya… Oyle birileri
çıksa, SHP’IiIerin
telâşını anlardım.
***k
Anayasa Mah
hesaplarını incelemeye aldı. Çok
__ fazla terslik çıkar« sa, partinin kapatılmasına kadar gider.
Peki, böyle bir karar nereye kadar gider?
kaybeden tek bir ı
kemesi SHP’nin _`
Vallaaa, parti yönetimlerinin yapma- Â
«dığını, seçmenlerin yaptıramadığını,
parti tabanlarının hiç yaptıramayacağını
yapmaya kadar gider. .
SHP’yi CHP’ye katar.
Haftabaşı, salı pazarı fantezisi işte…
f..
lSKİ’NİN PARALARI ”TV”YE GİTMİŞ…
l l BAGLANTILARDA
Bi YANLIŞLIK YAPîıK
AMA NE ?.I.. `
Yolsuzlulıların
SIIYII çıkarken…
İR “yolsuzluk” paniği de Adapazarı’nda yaşandı. Adapazarıhha’_mızın haberine göre, belediyeye ait ihtiyaç Maddeleri Pazarlama
A.Ş.’nin (BELPAŞ) Umit Usal adına, bir
gazetede, “Cennet Koyu’nda 70 Bin
› Marka Satılık Villa” ilânı çıkınca, bele
diye üst yönetimi ayaklandı. SHP’lidir
kendileri, Deniz Baykal’ın deyimiyle,
azıcık şizofrendirler.
Tapu kayıtlarına kadar inen derinlemesine araştırmada, Usal’ın hem villasının, hem ilândan haberinin olmadığı
anlaşıldı. Daha sonra PTT kayıtlarına gidildi, 900’lü numaralardan yazdırılan
ilânın verildiği telefonun bir işadamına
ait olduğu anlaşıldı. işadamı, “Benim
haberim yok, yazıhaneme gelen misatîrlerden biri yapmıştır!” dedi.
Aslında fena taktik değil… Yolsuzukları küllendirmenin, unutturmanın en
kestirme yolu, böyle birkaç tane fos iddia ortaya atmaktır. Cidd” lerini de ciddye almamaya başlar insanlar…
y_
î ; iz’
4._›4; v,
“Sezar’ı yüceltmek için kaç
işi öldü?”
(Robert Graves, 1979)
CAVİT ÇAĞLAR
AŞBAKANANA Tansu
B ÇiIler’e bakarken gözlerinin
içinin gülmesine, ondan “sayın
başbakanım” diye söz ederken
içten tebessüm etrnene anlam
verememiştim. Tansu hanımın
hem genel başkan, hem
başbakan çıktığı kurultayın
öncesindeki kulislerini
hatırladıkça, “Başbakanım
bakanlık verirse, emri başımın
üstüne!” demeni, kavga
arkadaşlarını yarı yolda
cascavlak bırakmana düpedüz
şaşırmıştım.
Mesele anlaşıldı.
Acil nakit ihtiyacın, Halk
Bankası tarafından, bankanın
Avrupa’daki ortak _
bankalarından biri tarafından
karşılanmış… Kısa tebessümün
kârı, az-buz para değil, 220
milyar liraymış…
Belki sebep-sonuç ilişkisi yok
aralarında… Belki “güzele
bakmak ve tebessüm etmek
sevaptır” diye düşündün, kredi
kendiliğinden zâten gelecekti,
zamanlı geldi. _,
Ama, hayatımın hiç bir
döneminde “tesadüf” denen
şeye inanmadım. Krediyi aldın
ya, yarın Tansu hanıma sert
çıkarsan, 0 zaman hiç inanmam
bu “tesadüf”e… Yine misafirim
olursun…