“Sevgililer Günü” mektuplaşmaları

arkadaş…

*sevgiıiıer Günü’ ı
mektuplaşmaları t

t; Valentine’s Day muhabbetinden
hoşlanmam… Birbirlerinden 364 gün
nefret edenler, bir günlüğüne, kabristan
artığı karanfillerle gönül aldıklannı zan
ßğß/Jyjğ kürt çorbası içerler.

“Sevgimeı î l

Geçelim…
St. Valentine’s Day, bizde,
Günü” 0arak an\r.
Ne sevgilisi, ne sevgisi lan!

l

ı

. 1929 yılıydı. Yer Amerika… o *’14 Şubat” `

günü, derin devletin derin .kuwetleri, derin devletin gönnezlikten geldiği derin mafyayla hesaplaştı.
Yirmi yedi insan duvar dibine dizildi, tomsonlarla taranıp telef edildi.
_ Neymiş? “Sevgililer Günü”…
i’ i’ FA’

Yıl 1971’di. Mümtaz Soysal… Altan Oymen… Uğur Alacakaptan… Emil Galip
Sandalcı… Sadun Aren… Behice Boran…
Uğur Mumcu… ~

12 Mart zindanlanndan nasiplerini alıyorlardı.

Şimdilerde dışişleri bakanı olan sevgili ismail
Cem’in solumsu kitabı toplatılmış, kendisine
“kızıl komünist” damgası vurulmuştu.

Sevgili Talat Halman, 0 sıralarda, ilk kültür
bakanımızdı. “Şalcı Erim” hükümetindeydi.

Bir çoğu hapiste… Bir teki kabinede… Hepsi

t**

Otuz yıl kadar sonra, 3 Şubat 2000 günü,
Devlet Konukevinde, bilcümle yerli ve yabancı
devlet büyüklerinin huzûrunda, ingilizce bir met
. hiye şiiri okundu. Olağanüstü bir ingilizce…

Shakespeare’i özümlemiş, onu bile çatlatacak birinin ingilizcesi…
Talat Halman’ın şiiri…

İsmail Cem için… “Tribute to His Excel?
lency İsmail Cem”… .

lki eski kültür bakanının, otuzyıl sonra, “Sevgililer Günü” hediyeleşmesi, mektuplaşması…

Mealen ve özet tercümesi çıktı e-mailimden…
Orijinal ingilizcesini merak edenler, TEMPO dergimizin gelecek haftaki sayısını.0kusunlar.

.. ,ı . ş
v- .ßş-‘ogßv-_şêsaçıyış

CEM SULTAN’A METHİYE
Haşmetmeab önünde bir şaircik ,parçası
‘lîirtir titremektedir, elinde madalyası.
Oyle bir bakandan ki, tarihin. en âlâsı.
Cem’in zarafetı’ var, kibar sözün ustası,

ı Enteller dünyasmda yoktur böyle başkası
Benzerini görmedi diplomasi dünyası,

‘ Klasik okumuştur, erdem dolu kafası,
Fotoğraf virtüozu, intemet’tir sofrası, ‘
Bol bol gazete resmi, övgü dolu masası.

&Dßlßâßkaßüamazpaýıßi A

Uçarcasına oynar, bilir her üriiûürısr.
Kinıle başbaşa kalsa, olur banş hastası,
Öylesine kibar ki, yoktur “no”su,
“nayn”ı, “asla”sı. _
Şekspir yapsaydı onu çöpçatanlar ustası,
Jülyet’i bekletmezdi Romednun babası,
O tutardı Tosca’yı çekse aşkm baskısı,
Maçolar susturulur, artardı oy sayısı,
Ne Frankeştayn kalırdı, ne Drakula korkusu, .
O verirdi yoksula Antuanet pastası.
Şükretmelı’ ki ona, düşsünşasker süngüsu, .
Dinsin topların sesi, kalksın savaş korkusu…
Onunla belki biter dış borçların öyküsü.
Ekselans sıfatıdır sözlüğünde tek lüksü,
Tanrı eksik etmesin kabineden bu süsü.
Devlet adamı doğmuş, tam bir cevher
kutusu.
Bayram etmeli artık Türk’ün diplomasisi,
Şanlı dönem yaşıyor ülke Cem ‘okrasisil

i**

“Sevgililer Günü” aslında güzel gündür,
herkes mektup/asır, söyler, söyleşir, sevemıiş gibi
yapar, bazısı sahiden sevişir.

İçimde yine de garip bir his var.
Birileri öbürlenyle kafa buluyor galiba… ‘

r’ v( vrw-i “