Sen yazmasan, ben söylemesem nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?

KURTHAN FİŞEK

SEN YAZMASAN, BEN SÖYLEMESEM __
NASIL ÇIKAR KARANLIKLAR AYDINLIGA?

Gazetecilere yüklenmek yine moda
oldu.

[şık Yurtçu’nun çıkmasıyla Ragıp
Duran’ın girmesi bir oldu.

İnsanların yaşama, düşünme, yazma,
söyleme hakkını savunanlar var.

Mevcut mevzûatın arkasına sığınıp,
matbaada, daha baskıya bile girmeden, redaksiyon ve tashih yapılırken. bazı yayınların sansür edilmesini isteyenler var.

Demokratlara, liberal geçinenlere sesleniyomm. Özgür basını sustururlarsa, hepiniz sağır-dilsiz olursunuz…

Politikacılara sesleniyorum. Ulusal
basın susarsa, 4-5 bin kişilik miting meydanlarında, siz çalar, siz oynarsınız…

Sevgili okuyucularımıza soruyorum.
Basın sansür edilseydi, hayali ihracattan,
yolsuzluk, rüşvet ve suistimallerden. mafyalardan, çetelerden hanginizin haberi
olurdu?

Özgür basına, basın özgürlüğüne sahip çıkın! Gün gelir, sizin gibilerin de ihtiyacı olabilir.

Alpay Kabacalı’nın “Yakın Tarihimizden Büyük Dönemeçler” kitabını
tekrar tekrar okurum… 19 Ocak 1947 tarihinde, Senirkentli lO vatandaşımız, noter
kanalıyla devlete başvunnuştu.

l- Karakollarda. bir iskemlenin ayaklarına masum vatandaşlann ayakları geçirilip. sandalye üzerine otuırulan jandarma
erinin yardımıyla kıpırdamasına olanak
verilmeden. ayakları patlayıncaya kadar
“asrî falaka dayağı ” atılmıştı.

2- Vatandaşlar, ağızlarına gem vurularak ya da gemsiz olarak, hayvanlar gibi
üstlerine bindirilen jandarma erleriyle,

v çeşme yalaklanndan hayvanlar gibi su iç
meye götürülmüşlerdi.

3- Rutubetli ve karanlık bodnımlarda
hapsedilen vatandaş/amı üzerlerine 20-25
gaz tenekesi su dökülüyordu.

4- Bucak halkı, şapka/arı başlanndan
çıkattıldıktan ve içleri “ufak ve büyük
pisliklerle daldurulduktaıı” sonra bunları başlarına giymeye ya da içlerindeki/eri içmeye zorlanıyorlardı.

E KENDİM İÇİN BİRŞEY İSTİYORSAM NÃMERDİM!

5- Yüzüstü yere yatırılan bazı kişilerin “namuslarına saldırmaya _veltenilere “korku ve dehşet veriliyordu.

6- Soğuk gecelerde vatandaşlar giysilerıyle su dolu lıa vuzlara atılarak boğazlarıııa kadar gelen su içinde ördek gibi yüzmeye zorlanmış, “boğma tehditleri” yapılmış. ha vuzdan çıkarıldıklannda kıyasıya dövülmüş/erdi.

.Zur

Devletten çıt çıkmadı.

28 Ocak 1947 tarihli Tasvir gazetesi,
noterlik kanalıyla TBMM başkanlığına
gönderilen bu dilekçeyi yayınlamasaydı,
Türkiye’de olup bitenleri kimse bilmeyecek, bilemeyecekti.

Tasvir basının sorumluluğunu yerine

Sevgili 1402 ‘liklerden Prof.Dr. Tahir Hatipoğlu ‘nun Selvi Yayınevi ‘nden kitabı çıktı. “Türkiye Üniversite Tarihi”… Yüksek öğrenim
kurumlarımızın nereden nereye geldiğinin özetidir. Öğrenciler okusun… Nerede, kimden, ne okuduklarını öğrenir/er hiç değilse…

1- Maarif Nazırı Safvet Paşa, 1874’de Mekteb-i
Sultani içinde gizli bir Darülfîğınun (üniversite) açtı.
Bu “gizlilik” niyeydi?

a. İhsan Doğramacı b. Ahmet Kenan Evren
c. Tansu Çiller d. Süleyman Demirel
5- Üniversitelerde ”Hülleci Profesörler” kime

a. Gericilerden korkulması denir?
b. Öğrenci yığılmasının önlenmek istenmesi a. Yabancılann tezlerini Türkçeye çevirerek profec. Üniversitenin illegal bir örgüt sanılması SÖI’ Olanlar

d. Padişah çocuklarının kontenjan istemesinin önlenmesi

b. Büyük paralarla özel üniversitelere geçenler

c. Yabancı şirketlere danışmanlık yapan profesörler
d. YÖK’ün kumluş döneminde odalarından çıkmadan başka bir üniversiteye atanmış gibi gösterilip
profesör olan doçentler

&Abdülhamit döneminde Maarif Nezareti’nin asli
görevi neydi?

a. Abdülhamit’in soy ağacı ve anatomik özellikleri
hakkında araştırma yaptırmak

b. Kitap sansür etmek, toplamak ve yaktırmak

c. İlk öğretimde öğrenci sayısını arttırmak

d. Okuma yazma seferberliği ilan etmek

6- “Bilhassa çoğu komünist, mason, cinsi sapık,
Kürt Devleti kıınnak isteyen, asistanlarını metres
olarak kullanan, yılda üç beş kez fakülteye uğrayan
üyeleri affettik!” sözlerini kim ne zaman söyledi?
a. 12 Eylül sonrası Kenan Evren

b. YÖK`ün kuruluş gününde İhsan Doğramacı l
c. 27 Mayıs sonrasında MBK Üyesi Muzaffer Ka

rildiği günlük cetvele işlenir,
c. Diploma alabilmek için son sınıfta İnkılap Tarihi
derslerine devam sartı aranır.

. . . . d.H ‘
den bırısıdır? gps’ Tan

3- Aşağıdakilerin hangisi 24 Ekim 1934 tarihli İstanbul Üniversitesi talimamamesinin maddelerin
a. Talebenin imtihanlara girebilmesi harçlarını zamanında vermesine bağlıdır.
b. Vaktinde girilmeyen derslere kaç dakika geç gi
d. Refahyol döneminde Hasan Hüseyin Ceylan

ı)a.2)b.3)d.4)d. s) d. 6)&

4- ”Üniversiteyi öldürmüşüz, üniversite yüksek
okul olmuş. Şeklen var, hür değil…” Kim dedi?

E Tempo ı s50 ı 1998

getirdi.

Yazdı. uyardı. yol gösterdi.

“Ortaçağ işkence usûllerinin hortlamış ve delice şaha kalkmış çirkin örneklerini veren bu facia gerçekten yaşanmışsa, İçişleri Bakanlığı bu küstah
eylemciler hakkında şiddetli soruşturma yaparak_kamuoyunun kanayan vicdanını yatıştırmaya çalışmalidir. Eğer
olay düzmeceyse, hu kez yine küstahça
suç uyduran bu bedbaht iftiracıları en
kesin şekilde cezalandırarak kamuoyunun ıstırap çeken duygularını yatıştırmak gerekir.”

Zu

Türkiye. özgür basın sâyesinde demokrasiye geçti.

Basına uygulanan yaptırımlar ve tehditler. Türkiye’yi geri götürür.

İbrahim Müteferrika’yi bıraktım.
Johannes Gutenberg’den de geriye götüTür.

“Müteferrika” dediniz de aklima
geldi.

Düşünenlerin, yazanların, söyleyenlerin. tepki gösterenlerin tıkıldıkları yere de,
polisjargonunda. “mütefe ıika” denir.

Türkiye’de matbaanin, matbuatin tarihi. her ne hikmetse, mapusluk ve müteferrikanın tarihidir. CI

PKK terörü bitti, feodalite problemi başladı.

Büyük toprak ağalarından Reşo on
adım önde, dört karısı, kırk iki çocuğu
on adım geride yürüyordu. Kaymakam
uyardı, olağanüstü hâl bölge valisi
uyardı, kolordu komutanı uyardı.

“Kazmalık yapma lan! Kurdara ‘ya
medeniyet geldi artık… Kadin-erkek
eşittir…”

İki gün sonra, dört karisi, kırk iki
çocuğu on adim önde, kendisi yirmi
adim geride, PKK’dan arındırılmış topraklarına yürüdü Reşo Ağa…

Uyarıldı. “Abartma lan keko!”

Reşo cevap verdi.

“Abartmiyrem babo! Pekeke’nin
yer mayınlarina karşı tedbir alıyrem…”

Sıfırcı Hoca’nın Not Defteri

NECDET MENZlR (Rumeli ve Kırım Türkleri’nin Bursa’daki piknigine babasi da özel tutulmuş THV uçagıyla gidermiş gibi) . . . O
TÂNER (Kabzımallık yasasının çikmayacagını iddia ederek Yalım Erez’e 10.000 dolarlık saat kaptırırken, bu gibi

degırmenlerın suyunun nereden geldigini açıklayamadıgi için) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . O
MERTON MİLLER (1990 Nobel Ekonomi Ödülü’nü almış bir mümtaz şahsiyet olarak, hangi sebeple bilinmez, Güneş Tanerîn

afra-tafrasina lıatlmdıgi için) . . . . . . . . . . . . . . . , . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . O
YÂLİM EREZ (Bakanlar kurulunda kerize getirecek birilerini mutlaka buldugu için) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8
TÂNSU ÇIUİR (Bütün bunlar olup biterken, sütten çıkmış akkaşıga dönmek üzere oldugu için) . . . . . . . . . . . . . . . . . .. RÂPORLU

FATIH SULTAN MEHMET (Karides), ABDÜLAZlZ (Lüfer), ll. ABDÜ LHAMlT (Kalkan) (Parantez içindeki
balıklar sofralaıııdan eksik olmayarak, Türkiye topraklarında “diyet devrimi” yarattıkları ve AB’ye girmek isteyip bcceremeye l

Türkiye’ye tarlfiii bir defa daha hatırlattiklaıı için) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8
lBRÂHlM YÂZlCl İ RASlM ZÂIMOĞLU (Batari ANAP gemisini ilk terk eden fareler oldukları için) . . . . . . . . . . . . . O
ÂLEXÂN DER GRAHÂM BELL (Telefonu icat ederek ‘ * ınagandalıgırun öncülüğünü yaptıgı için, mezarında ters

dönmesi dileklerinle) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . O

BURSA YEŞİL TÜRBE VE YEŞİL CAMl’NlN
AVLUSUNDA RESMI IDEOLOJİ…

N.B. (Resimleri Recep Tanıtkan çekti, benim
herhangi bir yorum yapmama gerek kalmadi)

Haftalık anaeram

analillêfinll Cahit Külebi üstadımızı, geçen yıl, bir hafta ön
SÜLEYMAN DEMIREL, HİKMET çETiN, MEsuT ce bugün kaybettik…
VİUWÄZ. İSMAİL HAKKİ KARADAYL ÖZER Eşimin 1952 yılından itibaren konservatuvarda
UÇURAN, TANSU UÇURAN, RECAl KUTAN, edebiyat hocaslydı.

DENİZ BAYKAL HÜsAMEi’ı1N clNToNIK,
MUHSİN YAZIClOĞLU, NEcATI çELlK, MERVE
ILDENİZ, BÜLENT EcEvlT, BAYRAM MERAL,
SALIM USLU, RIDVAN BUDAK, KORKUT EKEN,
MEHMET ACAR, MEHMET EYMÜR, TEMEL
KARAMOLLAOĞLU.
BERK-MERT ÇILLER
SAMSUN’A AYAK BASTIĞIMIZDA DURUM
KÖTÜYDÜ. MEMLEKETiN HER TARAFI İŞGAL
ALTINDAYDI. BU MEMLEKETI BU FELAKET
HALLERE DÜŞÜRECEK ADAM MIYDIK NETEKİM?
ELBETTE BAHTI KARA MADERİNİ
KURTARACAKLAR ÇIKAR. İNŞALLAH BİZDEN
KÖTÜSÜ ÇlKMAZ. BİR iHTiMAL DAHA VAR,
DEĞERLİ TSK MESELEYE SAHlP ÇIKABİLİR.
OLABİLİR, AMA, BAŞA GELEN ÇEKİLİR.
(Hepsi Bizatihî Joker)

“Tek gerçek bilirim…

“:x~ıı.. .

Sohbetine, sevgisine doyamadığım bir büyüğümdü.

Anma töreni yapıldı.

Usta şairler eserleriyle anılır,

A TA TÜRK KURTULUŞ SA VAŞINDA
Biz biliriz bizim işlerimizı’,

İşimiz kimseden sorulmamıştır.
lûlıçla, mızrakla, topla, tüfekle,
Başımız bir kere eğilmemiştir.

K uzumuz var, ,yayla/arda meleşiı;
Çeşmemiz var, gece gündüz söyleşir,
Yazımız var, pehlivanlar güreşir,
Bu toprağa kimse girememiştir.
Davranıda deli gönül davranı!
Kemal Paşa dinlemiyor fermanı
Anası, batısı, kızı, kızımı,

Ekmekm’ ‘ Bizim millet gibi görülmemiştir.
(JEAN ANoulLH, 1976) CAHİT KÜLEBİ
Tempo ı 550 ı 1993 EE g