Satılmadık bir havamız kalmıştı

19 Ocak 1994 A

ÇARŞAMBA

‘başka manâya geti
ııüüıı ııiıııasi
KuRıı-ıAN rpişiı( g

VUZ Gökmen’in siyasî literatürüYdıüze kazandırdığı bir benzetme
var. “Sarışın Güzel Kadın”… Erotik
çağrışımlar yapan bu benzetmenin ardından, bütün hanım politikacıların topuklu pabuçları, blûzları, saç stilleri demode oldu. `
Dışlanmışlığı içlerine sindirenler var,
si ndiremeyenler var.
Sindiremedi mi,

ılmaılık Iıir haııamız kalmıştı

kopyasını çıkartan Türkiye’de eder.
“Hava parası” denilen şeyi biz icât
ettik.
Evden Çıkmak, eve girmek, dükkan
boşaltmak, dükkan tutmak için eşek yüküyle “hava parası” ödüyor insanlar…

***k
Şimdi aa’nın bir haberi… “Devlet

kestiremiyorum. Meteoroloji İşleri, bundan böyle, tek

Ama, Çiller’in cin- E:: -;’ ‘_” ‘ Yğpraldlk hava tah
seııığını pıana ..ıîıaıîsvßapııtézgg mu; rawıaçnı va,

çıkarmasını eleştırı- sENeT. gEMEMmgşıN; am; . raya sataca Te
V^°EY| IİINÜEÜZ» –*'”‘ _ yapraklık bülten

r.
“söylediklerim,

Lilmesin… Tuansu
anımın ” e iğini
kıskanmaîu veya
çekemezlik değil
benimki… Aylardan beri Tansu ha
nımın cinselliği,

güzelliği, edası,

saçlannı atması, sa- a. , o
.uırzw – .v .. v v” .`,’,’

vurması, hoplaya- ” *’

rak, zıplayarak, yaylanarak yürüyüşü
söyleniyor, yazılıyor. Cinselliğe, güzelliğe bakılsaydı, Hülya Avşar başbakan
olurdu…”

Sonra ekliyor.

“Hava atıyor, hava satıyor…”

*k*

Mâdem konumuz ekonomi, sormamw

gerekiyor. Allah’ın havası p`ara eder mi?
Monetarizmin çok kötü bir karbon

m!.. A_ -:.~

250 bin liraya verilecek, kurum bundan yılda 1 trilyonun üstünde gelir
elde edecek…”
Türkiye’de modern’ meteorolojinin
kurucusu olan Umran (Çölaşan) Amca’nın kemikleri
sızlıyordur herhalde… Yıllar önce,

“vizyon sahibi” yardımcılarından birin
den böyle bir teklif gelmiş, “Saçmalaına
yavrucuğum, biz burada amrne hizmeti
yapıyoruz!” tepkisini göstermişti.
Hava atmak, basmak ve özellikle de
satmak moda oldu.
Havalı sunucumuzla başladı, havalı
siyasi lerimizle devam ediyor. Bu kafayla
iderlerse, yakında Devlet Meteoroloji
şleri’ni de özelleştirir bunlar…
Hava para ediyor ne de olsa…

ııasıııı et ııenıinııe
parti sarııı derdinde n

şarkı senin, bu şarkı benim, partiler
şarkı sahiplerinin, herkes birbirinin
gırtlağında…

vaktiyle aldıkları yüzde 42 oyun nostaljisiyle “Sevukardeşim” diyor sosyal demokratlar… Obür partiler, “Kıl Oldum Ağbi”, ”Çeyrek Mumdur”, “Bacaklar Havaya” gidiyorlar.

Sahibini soruşturamadım, ama, Refahlı
Ankara büyükşehir belediye başkanı adayı
Melih Gökçek’in önerdiği söyleniyor.

#Biz ezandan başka bir şey dinletmeyiz… 27 Mart’a kadar ne söylerlerse söylesinler, 28 Mart sabahı koro halinde ‘inleyen NağmeIer’i söyleyecek hepsi…”

, l NKARA’da “şarkı savaşı” başladı. O

“Kit zekâlıların tek sığınağı alay
etmektir…” (Jean de la Bruyere, 1688)

AYDIN GÜVEN GÜRKAN

ÖN seçim mi, merkez yoklaması mı? lşi biraz fazla uzatmadınız mı? SHP’nin şu aşamada iki şeye tahammülü
yok… Birincisi adaysızlığa, ikincisi 27 Mart seçimlerinin sonuçlarına…

lki aydan biraz fazla zaman
kaldı seçimlere… SHP’nin ilertutar, adı sanı belli tek bir adayı
yok… Dahası, adaylarını nasıl
tespit edeceğini bile belirleyebilmiş değil…

Parlamento çoğunluğuyla
genel merkez çoğunluğu çelişirse böyle olur.

SONAR araştırma sonuçları
da dönmeye başladı.

Oy alabilmek için polisin
memur dövmesini bekleyen bir
parti haline geldi SHP… Elbirliğiyle getirdiniz. Parti içi demokratik haberleşme mekanizmaları elbette çalışır, ama, basın kanalıyla değil… Hele bu
saçmasapan kararsızlık aşamasında…