Sansür gelmişse cihane…

21 Kasım1993

Pazar

.›’ ‘ı’ ı
.

.::W i.

ş nin aüııüıı ııııîııııssi
KURTHAN FIŞEK

tan belliydi. Gidip gitmemeyi
epey dü ündüm. Gidip duman
altı, nefes altı olmak, zaman kaybetmek
vardı. Gazetede oturup naklen yayını
bölük pörçük-izlemek vardı. “i,
Gitmeye karar verdim sonunda… lyi
ki de gitmişim… “ı
DYP Çoğunluğunun kafa ‘yapısını
öğrendim, anladım.
o Ust yönetim kademeleri ve etkiliyetkili delege çoğunluğu, SHPDYP koalisyonunu gözden çıkarmış durumda… Giderse mart seçimlerine kadar
“kerhen” gider, sonra da inceldiği yerden kopar. _ Bir koldan “Terörle mücadele”,
öbür koldan “özel radyo ve televizyon” yasalarıyla getirilmek istenen
sansürcü uygulamalar kimsenin umurunda değil… “Yahu, ne yapıyorsunuz,
babanın ‘yasaklı’ olduğu dönemde sansürcülüğün sıkıntısını en çok biz çekmedik mi?” diyen tek bir kul olmadı. Ne

DÜNKÜ kurultayın sonuçları baş
. kulislerde, ne kürsüde…

*i*

1988 yılının başında TEMPO dergisi
“Sansüre Hayır!” kampanyası başlatmıştı. Ilk yazı sansürcü kafaları hicvediyor, suskunları uyarıyordu.

Her konuda görüş birliği sağlama
“snsür” gelmişse cilıâne…

nın, bir/ik ve bareber/iği temin etmenin
en kolay yolu, aykırı bütün görüşlere yasak koymaktır.

Sansürün ayrıca sayısız yararı vardır.
Ne okuyacağımıza, neye bakacağımıza,
neyi dinleyeceğimize “etkili ve yetkili”
uzman ve kuru/ların karar vermesi, o
konu/arda uzun uzadıya kafa yorma
mecburiyetinı’ ortadan kaldırır, insanın
zihinsel yükünü hafif/etir, hayatını k_o
Iaylâtırır.

bür bütün toplumsal dertlere de.
devâdır sansür… Enflasyonu, batık kredi- .

leri, şirket iflaslarını, rüşvet, ihti/as, zimmet olaylarını, dış borç/arı, terör ve şiddet suçlarını, bilcümle cinsel sapıklık/arı
yolcsayar.

Ama, Türkiye özgür bir ülkedir.

“Etki/i ve yetkili” bazı kişilerin “Sansür isteriz” deme hakları nasıl varsa, özgür yaşamak isteyen insanların da buna
“HAYIR” deme hakkı vardır. Sansüre
“HA Y/R” diyecekseniz bugünden deyin… Bugün susmak, başka her şeyinize
karışma hakkını yarın sansürcÜlere verir.
Sansür de, bir kere geldı’ mi, siz söyler,
siz dinlersiniz…

i***

Aslında, bu yazıyı dün (kurultay sabahı) yazmalıydım…
BalGanıza, yarın oldu.

-î__ı±-__`

«ama eıeıııyesı
istim üstünde!

ONYA belediyesinin faiz girdilerini ma
liyet hesaplarına katmayıp, otobüs,

metro, havagazı, doğalgaz, su, elektrik
hizmetlerini vatandaşa “sudan umz” sattığını yazmıştım ya, herkes dellendi.

Vakıflar Genel Müdürlüğü açıklama gönderdi. “Bizim Refalfla ilgimiz yok…” dedi,
“Kuruluş kanunumuz gereğince, bedava yemek dağıt oruz…”

ANAP’ ılar telaşlandı. Bilmiyorlarmış,

benden öğrendiler zâhir… “Belediye kaynaklarını partileri için kullanıyorlar!” diye, gardlarını aldılar.
_ _Onümde Konya Büyükşehir Belediyes’nin bir basın bülteni var. Türkiye’de yalnızca üç hastanede (Izmir, Istanbul ve Konya
büyükşehir belediye hastanesi) bulunan bir
yöntemle, kansız-bıçalsız laperoskopi yönte
miyle ilk safra kesesi ameliyatı yapılmış, hasta hızla eski sağlığına kavuşuyormuş…

Bilin bakalım, hasta kim?

n Konya’nın Refah’Iı belediye başkanı Halil
Urün’ün muhterem valideleri Ayşe Urün…

‘ANI f’ “Heralallının

yerine mutlaka

dört budala
bulunur…”
(On dokuzuncu yüzyıl
İstanbul özdeyişi)

GORDON Milne’i Türkiye’de beş maçı kaldı, Japonya’ya
gidiyor. Kendiliğinden mi gidiyor,
yoksa kuyruğuna teneke bağlanıp
gitmeye mi zorlanıyor, onu bilmem, futbol kulislerinin o kadar
içinde değilim…

Ama, bildiğim bir şey var. .

Vefakârlığıyla bilinen Beşiktaş,
Milne’e tek kelimeyle “nankörlük” etti. Yaş ortalaması su
içinde 68 olan bir yönetim kurulu, engizisyon papazları gibi adamı karşısına aldı, sorguya çekti,

“Niye Avrupa’da başarılı olamı
yoruz?” diye hesap sordu. Gazetelere haber sızdırıldı: “Adam lngiliz ajanı, Türk’leri sevmedi,
Türkçe bile öğrenmeye tenezzül
etmedi…”

Milne geldiğinde Beşiktaş liglerde sıfırdı. Onun yedi yıllık yö
netiminde, bir sürü kupa kazan»

dı, ikincilikten aşağıya düşmedi.
Türkiye futbol tarihinin gelmişgeçmiş en büyük performansını
gösterdi.

Jübile beklemiyor sizden…
Beşiktaş’ın cebinin akrep dolu olduğunu biliyor. Ama, bir zahmet,

_”veda yemeği” verin… Yoksa, o
ayıp doksan yıllık kulübün yedi
cedd ine yeter…