Sahi, bugün seçim var!

şdisler_ çıktı piyasa

Kurthan F SEK

Sahi, bugün secim var!

George Washington’du. Köle

sahibiydi (420 tane), çok arazisi vardı, “centilmen çiftçi” dedikleri toprak`soylu sınıfındandı.

Hemen arkasından John Adams
geldi. Gerçi biraz çift-çubuğu vardı
(120 bin dönüm),
gerçi köleleri (68 ta
! MERlKA’NlN ilk cumhurbeyi

lüydü.
Derken, mühen
ya… Uçüncü başkanın babası inşaat
mühendisiydi. Paranın para, mühendisliğin geçerakçe olduğu o günlerde
312 köle, 124 bin
dönüm tarım arazisi yaptı, hepsini
14 yaşındaki oğluna bıraktı. O da
özgürlükçü oldu, “liberalliğin babası” olmaya soyundu.

Sonra çaptan düştü, Amerika’nın
cumhutbeyliği…

Fındıkçılar, fıstıkçılar, ayyaşlar,
çetecilikten gelme başıbozuk paşaları, ikinci sınıf artizler, kovboylar…

Restoran tabldot, yersen! Seçim
seçimdir, kim aday olursa olsun, birinden birine oy atacaksın…

İki gün sonra Amerikalı olmak is

temezdim. Cumhurbeylerini seçeceklermiş… Biri petrolcü, on yıl daha yaşamak umuduyla sabahları 10
kilometre kpşuyor, kalp krizi geçiriyor. Ebleh! ikincisi zampara, gül gibi
karısını evde unutup çiçek (Flowers)
toplamaya gidiyor. Ahmak! Uçün
cüsü petrolcü,

ama, yer cücesi,

ne) kendisine saygı- suratına bak
da kusur etmezlerdi, SECİYORUM… sscivblzuM… süngüye sarıl!

‘ ama, İAmerikan 55555 “M” Sandıktan ne
standardlarına göre _ çıkarsa bahtları”fakir başkan” sayı- na! Iyi ki, Amelırdı. Resmen köy- rikalı değilim…

* t**

\ Mahalli de
` olsa, bugün bizde seçim var.
Adaylardan
baba olanı,
dünya medeniyetinin en eski
kıtası Avrupa’nın en eski başbakanı… Celgitleriyle 27 yıldır işbaşında… Öbürü
mahdumbey… Teorik fizikçi, satranççı… Babası yetmiş yıl evvel
memleket kurtarmış… Mesut beye
bakmayın, yüzü seçimden seçime
güler, ama, iyi poker oynar. Biri makine mühendisidir, camiden çıkmaz… Obürü üç ihtilal geçirmiştir.
Biri başarılı, ikisi başarısız…
Türkiye’de kaliteye, kaliteliye oy
kullanmak çok güzel bir şey…
Sandık başına!

PASTAYI KESIYORUM…

TABAKLARINIZI UZATIM ı..

Günü döken
toıılasın!

NKARA Çankaya belediye
başkanı Doğan Taşdelen zaten
ep sözünü ederdi. Çöpçülükten, çevre temizliğinden sorumlu
devlet bakanı Doğancan Akyürek
somutlaştırdı: “Her aileden, her haneden ‘çöp vergisi’ alacağız…”
Kaç para? Otuz bin lira…
Otuz bin lira ne eder? Onu da
sayın bakana sordu arkadaşlar… .
Özetledi: “Beş bardak çay kaç
para ederse, bizim çöp vergisi de o
parayı edecek…”
Arkadaşlar sordular: “Meclis’teki
çayın iîyatı mı, yoksa kahvelerdekinin mi?”

Akyürek’in parmak hesabını pek ı

aklım almadı, beş çay parasının nasıl 30 bin lira ettiğini anlayamadım,
ama, olsun! Beş yüz gün hesabına
da aklım yatmamıştı zaten…

Siz anlaılıvsanız
Iıaııa anlatın Iütien!

HP Çorum milletvekili, meclis
S adalet komisyonu başkanı Ce
mal Şahin garip bir kanun teklifi hazırlamış… lhtilas, irtikâp veya
rüşvet suçlamaları yüzünden görev
yeri değiştirilen hakim ve savcılara
“disiplin affı” istiyormuş…

Kişisel duygularıyla görev yapıp
karar veren, meslek haysiyet ve şerefini zedeleyen, tarafsızlığını kaybeden, karar öncesinde taraflardan
hediye kabul eden, iş sahiplerinden
borç alan herkesi kapsamına alıyor
bu “af tekliii”…

Sus Kurthan! Çeneni tut! “Yaşasın adalet!” diye bağırman için,
hem yaşın genç, hem zaman erken…

“Her gazetenin
şeytana vicdan

borcu vardır…”
(Jean de la Fontaine, 1687)

rımalatvalım,

erkeğim hanim ~

ANDIKLI Postası’nın (Afyon)
Shaberlerine devamlı yer veriyorum. Gazeteci ağzıyla, “çiçek
gibi habeı” yakalıyorlar da ondan…
Seçim sabahına iyi gider, iç açar,
yol gösterir, birtane daha var.
Hacettepe UniversitesPnin sekiz
ilde yaptığı bir araştırmaya göre, 412 yaşındaki çocuklarını en çok döven babalar Malatya’dan çıkıyormuş… Nalıncı keseri gibi kendilerine
yontmuşlar, en az dövenlerin kendilerinden çıktığını (Afyon) ballandıra
ballandıra anlatmışlar… `

“Çocuklarını döven babaların,
toplam baba sayısına oranı” şöyleymiş… Nevşehir’de yüzde 42, Rize’de
yüzde 41, Trabzon’da yüzde 36, Giresun’da yüzde 30, Ağrı’da yüzde “
28, Ankara’da yüzde 23, Afyon’da
yüzde 14… Dikkaaattt! Malatya’da
yüzde 54…

Allah’tan illerin ilçelere _göre dağılımı yok… lsparta’nın Islamköyü’nü, Malatya’nın Pötürge’sini yazsaydık, maazallah, seçim yasaklarına girebilirdi.

ILDIRIM AKTUNA Yine piYyasaya çıkıp “2001 yılında
Türkiye’de sigortasız kimse kalmayacak!” demişsin… Gazete
yöneticileri kibar insanlardır,
karşılarında çalkapı bakan gördüler_mi saygıda kusur etmezler, “Iki tane düdük gibi yeşil
kart dağıtamadın, cümle âlemi
nasıl sigorta edeceksin?” diye
sormaz, içki-sigara ikram eder,
dediklerini yazarlar. Ankara
bürosuna da bekleriz efendim…
Sigoıtayı attırmak için değil,

yapmak için…