rnak’ta bir Şırnaklı (1)

° Kİ buçuk yıl öncesine kadar Dr.
C ‘zhan Uysal’ın işleri tıkırında, eyfi yerindeydi. Onun ol
mayacak da benim mi olacak? Erdek’te başında olduğu sağlık merkeziyle sağlık grubunun personeli
tamam, teçhizatı elsilcizdî. Hastasıyla, ustasıyla belde halkına sağlık
hizmeti sunuyordu.

Derken, Şırnak il oldu.

Uysal da
hemşehri ,dolduruşuna geldi.

nce telefonları çalmaya
başladı. “Helesen dohturum,

lsırnaktaihir .Sırnaklı (1)

Kurthcın FŞŞKıİî

uyurdu Uysal… Oniı da uyuyamaz
oldu. Sınıra yığılmaya başlayan yüz .
binlerce sağlık problemliye ‘baktı,
ayakta, yataktatedavi etti,- Türkiye’nin değişik yerlerinden gelen
doktorlara, yardımcı sağlık personeline _evinin kapılarını açtı, ellerinden tuttu, yol gösterdi.
Su uyur, politikacı uyumaz…
Şırnak’ın kemikleşmiş politik
– dengelerinin
düzenleyicile;
ri, Uysal’ın
çevresinde yoğunlaşmaya
başlayan sevgiden, saygıdan

buraya geli- rahatsız olmuşsen… Dohturu- lardı. Çektiler
muz yoktir, kenara… “İyihastalıktan, ba- sin, ı hoşsun,
kımsızlıktan öli- ama, fazla porek…” ` üler olmaya

A r k a d a n aşladın… Di
üçerli,.dörderli.
heyetler evinin kapısına dayandı:
“Sen bizim memleketlimizsin, sen
gelmezsen kimse gelmez…”
Dedim ya, hemşehri gazına geldi Uysal… Doğudaki personel açığından kıvır kıvır kıvranan sağlık
bakanlığına dilekçe verdi, Şırnak’a
tâyini yıldırım (bakanın ismiyle müsemmâ) hızıyla çıktı.
i**

Herkes U sa|’ın Şırnak’a tâyin
edilmesini be liyormuş zahir…

Once “körfez krizi” patladı, kısa zaman sonra kriz sıcak savaşa
dönüştü. Eskiden gecede altı saat

bimizi oynıaya ‘

devam edersen, aynını biz de sana
yaparız…”

Yaptılar sonunda… lş (ve köşe)
başındaki ANAP hükümetine haber ve ricacı salındı, “geçici görev”
vaziyetleri, Uysal Ankara’ya alındı.
Şaşılacak bir dayanışmaya girdi Şır-.
nak halkı… Allem ettiler, kallem ettiler, Uysal’ılgerisin geriye Şırnak’a
getirdiler, bağırlarına bastılar.’ ”

“Basmaz olsalardı!” demeyeceğim… Dr. Cengizhan Uysal da de
miyor. Uzerinize afiyet kaderci ço- l

cuktur kendisi…_ Ne kadar kaderci
olduğunu yarın anlatırım…

Bu PEFAZBAŞQZINlJIŞEîlADI save,,MuJDEMızI ıerarzız TABııK.

Düs voltaia
ho neresi

EMİZLEMEYE zahmet etme
diği çamurlar için “bereket”

diyen Karaman belediye
başkanı Yaşar Evcen’in adı yine
ilginç bir olaya karıştı. Ankara büromuzdan Ahmet Tekarkadaşımızanlattı.

Karaman’daki anî voltaj düşmelerinden ziyadesiyle rahatsız olan
belde halkı isyan edince, TEK bölge müdürü Mehmet Emin Zekey,
durumu belediyeye bildirmiş…
“Voltaj düşüklüğünün sebebi, beldedeki a açların yüksek oluşudur… Be ediye bunları budarsa
voltaj düşmez…” Sonra eklemiş…
“Amme hizmeti yapıyoruz hepimiz… Ayrıca, ağaç yüksek olursa,
yangın tehlikesi artar…”

Başkan işin kolayını buldu, m&
seleyi Allah’a havale etti: “Kolayı ‘
var müdürüm… Karasakal hocaya
okuturuz, yangın da olmaz, voltaj
da düşmez…” Imam olmamakla
beraber dinî sohbetleriyle tanınan
Karasakal Hoca’nın nefesi yetmedi
zahir…

İki güne kalmadı, Karaman’daki_

bütün ağaçların yüksekdalları bu- ‘

dandı. ş
Eskiden “İcraatin İçinden” diye
birtelevizyon programı vardı. Yine
yapılsa, “lcraatin İçine” olurdu
herhalde… ` `

“radyasyondan mütevellit” mide,

daha) vak’alarının arttığını söyleyince, yine çayını yudumlarken, “Biz

– çok geciktik, Türkiye halkından özür diliyorum!” demişsin… Sen
diyorsun da, ben ne diyeceğimi bilemiyorum… Sana saldalyenin ne
elektriklisi yeter, ne radyasyonlusu… O hükümette sandalyesi olan
kim varsa, hepsini Yüce Divan paklar!

ı Yüz Iıinllk o
,stadyum ııruiesi

, ENDİMİ bildim bileli, “ıoo
Binlik Stadyum” projesi vardır Türkiye’de… Yarar mı, ya
ramaz mı muhabbeti çok edildi,
ama, “mecbûrî” olduğuna karar
verdim artık… .

“İşe girişj’ sınavları başka türlü

yapılamayacak… `

“Rüşvet”, “torpil”, “particilik”

suçlamalarına hedef olmamak için,
turizm bakanlığında açık bulunan
55 kadroya merkezî sistem sınavıyla memur almaya kararverdi Ab
dülkadir Ateş… Ama, sosyal de-_

mokratların temennîleriyle babanın
istihdam hesapları memleketin işsizlik rakamlarına uymayınca, 55
kadroya 15.000 talipli çıktı. Karakış
ortasında o kadar insanı barındıracak salon yok, stadyum zaten yok,
ama, olsa kaç yazar? soğuktan
donmuş pamıak kalem tutmaz…
` “En iyisi, sınavları herkes kendi
bölgesinde yapsın!” deyip yakayı
kurtarmış Ateş… Sonra eklemiş…
“Seneye hallederiz…”
“Yüz bin kişilik stad” lobisine

hoşgeldin dostum! Stadyumun üstü _

kapalı, koltuk altları kaloriferli olsun!

“Kızdıysanız, beşe kadar
sayın… Çok kızdıysanız,
küfredin!”

(Mark Twain, 1891)

_CAHİT ARAL
Insanin nutku, daktilosu tutuluyor
bazen… Çernobil faciasından
sonra, ”Türkiye’de radyasyon
tehlikesi yoktur, bakın, çayımı ne
üzel yudumluyorum!” demiştin,
Işıerkes rahat etmişti. Rize devlet
hastanesi başhekimi bölgede
kemik kanseri (ve bilmemkaç tane