Restoran tabldot ya yersin ya aç kalırsın
L r KURTHAN FİŞEK
estoran tabldot
l ya yersin
ya aç kalırsın
ILLAR önceydi. Sanırım 8-9 yıl kadar… O zamanın muazzam parasıyla
– kanlığı ihaleleri iptal edilrrıişti.
Ortahk karıştı. ,
» atlı.
a; o a, müteahhitlere ihale ederseniz, önünde
nunda olacağı budur.
ı. “hızlı tren” ihalesi de, birkaç ay sonra,
yüzden iptal edilrnişti.
ç, a› ± i’
~ Ağzı olanın konuştuğu, kalemi olanın yazdıu bir ortamda yaşıyoruz…
` Kötü haber tez geliyor.
Yolsuzluk varmış, herkes malı götürüyor-.
uş… Devlet bu işi hemen çözecekrniş…
Ama, her ne hikmetse, iyi haber, ya
~› geliyor, ya hiç gelmiyor. _
Yeniden yapılanmayı sağlayacak tek çıkar
l, mevcut parlamentonun sağlıklı şekilde ye- î
` enmesidir. Yani, erken seçimdir.
Kimde o cesaret?
bir buçuk trilyonluk Ulaştırma Ba
Ulaştınna bakanı Mehmet Köstepen, se- ,i
Yaşar Topçu’yu suçlar gibi yaptı, topu ta
“Yoğun usulsüzlük, yolsuzluk ve sûis- î ” ”
~ı = iddiaları ve söylentileri var. Onları ‘
l tle inceleyebilmek için ihaleleri ipettik ” ` “
Devletin yapması gerekeni işleri özel taşe- .
Rahmetli Turgut Özal’ın büyük hayali&
Her yeni seçimde eski parlarnentonun yüz
. de 54’ünün meclis dışı kaldığı hatırlanırsa,
kimse erken seçime cesaret edemez…
Bir kere de sorsalar kendi kendilerine…
“Giden gelmiyor, acep nedendir?” ç
‘k ‘k ‘A’
Anayasa Mahkemesi’nin son çıkışı bir kı
sım siyasi çevrelerde yadırgandı.
Yadırganmaması gerekirdi.
“Kuwetler ayrılığı” ilkesi, gelmiş-geçmiş
5 bütün mevzuatımızda var. Yasama ayrı, yü
rütme ayrı, yargı ayndır. Birbirlerinden bağırrısızdır, bin’ öbürünü denetler.
Oysa, bizim geleneklerimiz, göreneklerimiz, u
ş alışkanlıklanmız “kuwetler birliği” yönün
dedir. _
Ustelik, bazı kavramlan popomuzdan anla
dığımız için, akımı kakam şeklinde algıladığı
mız için, “kuwet” denildiğinde müsellah (si
lahlı) olanı aklımıza gelip takılır, ona sığınınz…
‘A’ *k ‘A’
Bizi “erken seçim” paklar, temizler gibime geliyor.
‘ Ama, burada bir problem var.
, ~.` ffGidenlerin yarısı geri gelrnediğine göre, erş? seçim karanm TBMM’den çıkartmak zor…
Aslınabakılırsa, seçmen de istemiyor. San dık başına gidip Aakıllarınca, gönüllerince oy
‘i kullanmak zorlanna gidiyor. Resmen üşeniyor
lar, ama, her yolsuzluk, rüşvet, ihmal, yerinde
infaz olayından sonra sızlanıp duruyorlar.
“Aaahhh ahhh! Bunları seçmez olaydık, keşke sandığa oy atarken elirniz kırılaydı…” ‘
‘k ‘A’ i’
Erken seçimden kaçıldığında, öyle bir ihtimalin düşünülmesine bile yan çizildiğinde,
hem seçenin, hem seçilenin psikolojisini özetlemek için, hep ‘aynı fıkra gelir aklıma.]
` Bedevi araplardan biri ağacın altına yatmış,
uyukluyor.
At sinekleri muz hevengi gibi doluşmuş yü-‘
züne…
Parmağım oynatsa dağılacaklar, ama, bizim l
bedevide tık yok…
muş-r’ .
“Ulan hıyar, elini kıpırdat da gitsin
bunlar… Senin şu hâlini seyretmekten ‘
bana bıkkınlık, bulantı geldi…”
“Aptal mıyım?” demiş bedevi, “Bunlar
tok sinek, koyayım da açlan mı gelsin?”
Yoldangeçenlerden biri dayanamamış, sor