Recep Beyi savunmak zorunda kalacağımı hiç zannetmezdim

ı

KURTHAN FİŞEK

RECEP BEYİ SAVUNMAK ZORUNDA

İstanbul büyükşehir belediye başkanı’
Recep Tayyip Erdoğan’a hiç ısınamadım.
“Bale belden aşağı bir sanattır!” hikmetini yumurtladığında, belediye yenileme
seçimlerinin sabahında, “Ben eşimi çok
seviyorum, oyımuzu ona göre kullanın!”
diye, Hürriyet”te yazdım.

Seçim yasaklarına muhalefet suçundan dâvâm devam ediyor.

Tek tesellim var.

Kazandıklan Fatih belediyesini
ANAP’a, Sadettin Tantana’ya kaybettiler. Belki üç-beş oyluk katkım olınuştur.

v: w ı

İstanbul büyükşehir belediye başkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ı bir türlü sevemediın. Allah’ın düttür ettiği, peygamberin
yüz yılda bir uğradığı tarihî eserleri restore eden, çalıştıran Çelik Gülersoy’a
“müşavirlik” teklif etti.

Gülersoy’un bunu reddedeceği belliydi.

Ya “komiklik” yaptığım zannetti, ya
“piyar” (public relations) yaptı.

i’ ± a:

Yirmi beş yıllık eşimin mesleğine
(devlet balesi) dil uzatmasaydı, inanın,
Recep Tayyip Erdoğan’a saygı duyardım.

Saygı duyardım, çünkü, örgüt adaııııdır, Türkiye’de kaç cami varsa o kadar
toplantı yeri, kaç cemaati varsa 0 kadar
oy potansiyeli vardır.

Orgütçülüğü, örgütçüyü severim.

Ece Ayhan’ın vaktiyle dediği gibi,
“Aşk örgütlenmektir abiler…”

– o: a: ±

Recep Tayyip Erdoğan’ın başına bir
kazâ geldi.
TEİO l 12

KALACAĞIMI ı-ıiç ZANNETMEZDİM

“Sarışm Güzel Kadın” (Tansu Çiller),
İstanbul’da_ bakkal-manav gezerken tavır koydu: “Istanbul artık bizimdir!”

Hiç bir Allah’ın kulundan tepki gelmed_i_.

Uç kişiden tepki beklerdim.

Birincisi, Murat Karayalçm… Kendisi, ‘Iîirkiye en iyi belediye başkanmdan biridir. Parti başkanlığına karışmam, ama, “karşıt görüşlü”
merkezî hükümetlere rağmen, Atatürk’ün Ankarasını yeniden yaratmıştır.

İkincisi, Mümtaz Soysal… “Demokrasi, insanların kendilerini yönetmesidir…”
demişti vaktiyle… Sonra devam etmişti:
“Mahalli idareler, merkezî idareden ne
kadar uzaklaşırsa, demokrasiye o kadar
yaklaşılır. Doğrudan demokrasi belediyeler, dolaylı demokrasi merkezî
mettir…”

Uçüncüsü, Deniz Baykal… Kendisinden fazla bir şey beklemiyordum, ama,
belediyelere sahip çıkabileceğini umuyordum. Yapmadı.

….. .. Ve mevcut koalisyon hükümetinin ortağı (ve suç ortağı) sosyal demokratların kurultayında, merkezî hükümet
adına, Tansu Çiller’in, Istanbul belediyesinin yetkilerini gaspetmesine, zerre
tepki gelmedi.

***k

Sosyal demokrasi, komünizmden j

korkan az-solcularla “parra para paraaa”
diyen sendikacılarm ittifakıdır.
Tek dayanakları, yerel demokrasidir.
Küçük bir anekdot aktarayım izni
‘nizle…

Merkezi hükümetin dıdınınımnındıdısı bir bakanı gelir, belediye başkanı
makaın koltuğıma buyur eder, beldenin
altın anahtarını verir. Hem de, “esas duruş” göstererek…

Anahtar vermek, surlarla çevrili feodal düzen geleneğidir, “Buranın beyi
benim, buraya ancak benim iznirnle girebilirsin!” demektir.

Bizde “anahtar vermek”, tam tersidir. “Abicim, anacım, babacım, buramn
tek hakimi sensin, gel, yerime otur!” şeklinde yorunılanmıştır.

Demokrasiye en çok muhtaç olarılar,
isiınlerirıin başına “sosyal” (veya asosyal)
sıfatını yakıştıranlann peşinden giden
gariban, fakir-fukara takımıdır.

Mahalli iradeye saygıdır.

İstanbul büyükşehir belediyesinin
yetkilerinin, gözyaşları (ve sürekli alkışlar) arasında gaspedilmesine göz yummam müınkün değil…

Sinirlenmeye başladım.

Gitmedim.Kurultayı televizyon haberlerinden izledim.

Bekledim, gelmediler.

sıııııcı ııııı:_ııııııı
ııoı nırııııı

HÜSAMETTİN CİNDORUK
(Kendisini anlayan tek kişi Süleyman Demirel olduğu için)….0

SÜLEYMAN DEMİREL
(Hüsamettin Cindaruku anlayahilen tek kişi olduğu için) ….. ..0

TANSU ÇİLLER

(Daı/os ‘a gidedursıın, arkada kimleri bıraktığını düşünmediği
için). …………………………………………………………………… ..RAPÜRLU
KAMRAN İNAN

(İlerleyen yaşına rağmen kendisini hâlâ dışişleri hakanı zannetliği için). ……………………………………………………………………… ..ıı
MURAT KARAYALÇIN

(Gene yas/na rağmen kendisini hala dısisleri hakanı Zannettiği için
MÜMTAZ SOYSAL

(“HaIıza-i beşer unutkandır” s
ciye hakanlığını bıraktığı içinl..
COŞKU N KIRCA

(“Karahatak” misali, ne zaman “ara re dedikadusu çıksa,
arta ya çıktığı için). …………………………………………………………… ..D

GÜLJER SABANCl
(Onca sarı/eline rağmen, pilot/uk hröı/eslni, l-lıişdü Saracağlunun
elinden. Merkez Bankası’nın kiraladığı uçaklarla aldığı için).

NUSRET DEMIRAL

( ”Uğur Mumcu’nun katillerini maalesef elimizden kaçırdık!”
; demek suretiyle, daha önceki 1.759 mechul la
unutturacağını zannettiği için). …………….. ..

. TARKAN

ıııııııoıııoıııııııııııııoıııı

ııoıııııoııoıııııı

unutarak vakitsizee lıari…………………………………. ..U

ıoıonııııııoııoıoı

ıııoııı

(Onca kusuşturma arasında gündemden düştüğü içini…

HÜSAME1TİN CİNDORUK

(Nleclis Boşkcıııı)

Yine konuştun…
ğ “Parlamento konuş: mazsa sokak devreye
ğ girer…”
: Bozacının şahidi
5 meyhaneci, Köşk doğğ ruladı. “Her dediğine
: katılırım…”
3 Oooohhh ohhhhhh
oooohhhooohhhhhl
: Köşk’ün en yakınlarından bir başkası, lsmet Sezgin, “söylem”
ğ yaptı: “Cindoruk lât ishalidiı…”

Necmettin Cevheri
bu söylemi doğruladı.

Iki sorum var.

Seçim yenilendiği
takdirde, geri dönecek
: misin?
j Sokak hakim oldu: ğu zaman (veya takdirde), hâlin nice olacak? _
E Çok genç yaşta demokrasi mücadelesine katıldın, “emanetçı
ğ başkan” oldun… Hepsi askerî rejimlere endeksliydi.
Yani, ne zaman “askerî müdahale” olsa, yıldızın paıladı.
Çekirgenln sâdece iki defa sıçrayabildiğini söylemeye izniniz var mı?

ıoıoıııııooııııı

HAFTANIN HİKMETİ

“Kanunları bilmedikleri, anlamadıklan için suçlanmayan
tek meslek grubu hukukçulardır…”

(Jeremy Bentlııım, 1814)

m
SOSYAL nnMqKııAsivi mumun,
SIRA onun ııooııuvonıı, ANAVATANA!

SHP-CHP kurultayının fiyaskosuna

coşkun bakan, “sağın birleşmesi” konusunda coşkunluğunu devam ettiren en
önemli coşkurı_ hangisidir?
a. coşkun Ozarı
b. Coşkun Sabah
c. Atalay Coşkunoğlu
d. Coşkun Kırca

Yukarıdaki soruyla bağlantılıdır. Sivil

siyaset tıkandığında “askeri” (ve asgari) anayasa yazmak için sıraya coşkunlukla giren kimdir?
a. coşkun Kırca
b. coşkun şabah
c. Coşkun Ozarı
d. Atalay Coşkunoğlu

Türkiye’nin en çok başbakan ve dışiş_ leri bakanı olamamış siyasîsi Kâmran
Inan’dır. Ne hikmetse, Hasan KorkmazCan’ın adı da, serhat (ve darbe) türkülerinden tanıdığımız Hasan Mutlucan’ınkiyIe
karıştırılır. Son zamanlarda ortaya çıktılar,
DYP-ANAP koalisyonunu savundular, ona
zemin hazırlamaya çalıştılar, partidaşları
Oltan SungurIu’yu kızdırdılar. Sungurlu ne
dedi?
a. DYP’nin mandasına girmeyiz
b. DYP’nin yaması olmayız
c. Ainımızda keriz mi yazıyor?
d. Dış kapının dış mandalı mıyız?

4ANAP’ın DYP’ye destek vermesi,
ANAP çevrelerince hoş karşılanmıyor.
Mustafa Taşar ne dedi?

a. Bıraktığımız yerde otluyorlar

b. Yok yaavwwv!

c. Benden destek bekleyen, anasından meme beklesin

Kelimenin tam anlmnıyla, yetmiş
küsur yıllık tanlııhlıı en seviyesiz
kongresini yaşadı SHP-CHP…

SHP ‘deki komedıyı’ yakından izleyen
bazı zevat, etobur çakal Ve akbabalar
gibi ontalıklarda dolaşmaya başladı.
Öbür kanattakiler de, bir koldan
ANA YOL (veya DOĞR U- VA TAN)
formülüne çağrı çıkarmaya
başladılar. “Doğzuvatan (veya
Anayol) kalmadı, askeri darbe
verelim!” dıyenler bile oldu.

Ben iyiınser insanımdır. Her gece
yatarken, “Bundan daha kötüsü
olmaz! ” derim, pembe rüyalar görüp
uyanırım. Sonılanm var.

d. İlginç fikir, üstünde düşüneceğiz

ANAP’ın MHP kökenli bir başka ağır

topu Yaşar 0kuyan’dır. Koalisyona o
da sıcak bakmıyor. DYP-SHP koaiisyonunun dört yıllık tarihini özetlerken, “görsel
malzeme” olarak ne kullandı?
a. Kırat-Avrat-Pusat
b. ÇataI-Bıçak-Kaşık
c. Draje-Fitil-Pomat
d. Kurşun-Dolar-Ekmek

ANAP’ın icât ettiği “yükselen genç

işadamları”, ANAYOL formülünün ge
cikmesine sıkılıp Ankara’ya geldiler. Mesut
Yılmaz, DYP’nin ara rejim arabulucusu
Coşkun Kırca’yla henüz görüşmemişti.
“Yükselen değerler” önce kime gitti?
a. Bülent Ecevit (DSP)
b. Necmettin Erbakan (RP)
e. Hüsamettin Cindoruk (TBMM)
d. Kenan Evren (Armutalan)

7ANAYOL (veya DOĞRUVATAN) için
görüşmeler yapıldı. Kim kiminle konsomasyona oturdu?

a. Kâmran lnan’la Tansu Çiller

b. Murat Karayalçınla Çiller

c. Çillerle Fettullah Gülen

d. Hepsi birbiriyle

“Ben Tansu’ya ‘çocuk’ dedim. Tansu

da şimdi Mesut’a ‘çocuk’ diyor. Biri
çocuğum olursa, ben öbürünün dedesiyim…” Bu ilginç nesep tartışmasını kime
borçluyuz?
a. Necmettin Erbakan
b. Fettullah Gülen
e. Cemalettin Kaplan
d. Bülent Ecevit

°vls’ı°lz’=l9’p(s’nlıı’q(e’°(z’plı

duman olan yerde…

İMZASIZ MEKTUPLARDAN

NUMARASIZ FAKSLARDAN

HOŞLANMAM,

Aziz Nesin dörtte üçümüzün aptal olduğunu
söyledi, “Yandım anaaammmmml” diye, top
lam 37 tepki çekti.

Yaşar Kemal Der Spiegel dergisine demeç verdi, kıyamet yine koptu. Fakslar yağdı.

Bir tanesi ilgimi çekti.

Kimin sorduğu belli değil… Cevap veren Abdullah Öcaladmış…

SORU- Sanat hakkındaki düşüncelerinizi alabiIir yimiz?

APO- Türk romancı/ığı üzerine, Türk sineması
üzerine bazı düşünceler iletiriz. Hatta sanatçılara bazı çağrılarımız olacaktır. Bizim mücadele
biraz da sanatsaldır. PKK denilen olay baştan
sona bir filmdir. Tra/edisiyle, komedisiyle bir
sanatsal abidedir bana göre. İçeriği, öyle ro
man/ara, hikayelere, filmlere konu olabilir. Ama

ne yazık ki bizim edebiyatçılarımız yok, göze ve kulağa hitap edeıı Sanatçılarımız yok. Olsaydı çok iyi
olurdu. Gerçekten şimdiden i/gi/enmelisiniz. Bu vesileyle çağrıyı yineliyorum. Kürt halkındaki değişmeyi, bir de sanat perspektif/yle siyasi perspektilin dışında ve hatta ideolojik-politik perspektif/n dışında
bir de sanat perspektitıyle yakalayınl Kürdistan ‘da diri/en tarih, diri/en toplum, kadın, çocuk, dağdaki
gerilla müthiş malzemedir. Ve şu görüşü de belirteyim bu vesileyle: Kürtler konusunda iyi bir sanat
eseri, iyi bir roman Nobel ödülü kazanır. Yaşar Kemal’in kulak/an çınlasın verilmediyse. Kürt gerçeğine tam yaklaşılsın almak isteniyorsa Doğru yaklaşılsın, yönelinsin, alınmazsa sorumlusu benim.
SORU – Peki, Yaşar Kemal’i gönderirsem konuşur musunuz? `

APO – Kendisi ruhen açıksa gelsin.
SORU – Vallahi gönderebilirim.

APO – Konuşan, benden taraf selam söyleyin. Kürtleri dolaylı yoldan işleyen birisidir. Yılmaz Güney
sinema yoluyla yapmak istedi Yarım kalan bir Kürt sinemacı/ığı oldu onunki. Acı ile anıyorum. Fakat 0 giderek Kürdistanlılaşıyordu veya Kürt kimliğini vermeye çalışıyordu. Yarım kaldı. Onu tamamlamak için sineması/ara çağrım vardır. Yaşar Kemal, güçlü roman/ar geliştiriyor aslında. Kürt
gerçeğini yakalamaya çalışıyor, dolaylı da olsa. Şimdi bütün gücüyle yönelebilir. Dediğim gibi, bu
onu uluslararası alanda büyük bir üne gölürebilir. Bu yeteneği vardır ve kullanmalıdır. Bunun yanında, birçok yeni genç yazarçizer vardır. onları da uyann, Kürdistan ‘la temas kursun/ar. Türk halkının

edebiyatını zenginleştirir bu.

Böyle bir telefon konuşması cereyan etti mi, etmedi mi?

Bilmiyorum.

Bana ulaşan taks notunu (ve konuşmanın deşifrasyonunul aktarmakla yetiniyorum.

BİR isim BİR İŞLEM
(Haftalık ANAYOL Anagramlarınızl

ANAYOL O YALAN!

DOĞRUVATAN OĞLAN, AvRAT
(“AL”Joker)
MESUT-TANSU SUS, UİAN EMI!
(“l”J0ker)

YILMAZ-ÇILLER ,

YALIM EREZ, ÇEKIL!

( “EKE” Joker)

TANSU YILMAZ

MAYIŞIK SULTAN
( “ŞIK ” Joker)
BERNA YILMAZ BAK, YALIM EREZ

(“EK”Joker)

YALlM EREZ AYRII., EZMEl
KAMRAN İNAN AMAN, NANIK!

COŞKUN KIRCA ŞOK KUMARCI
(“M”J0ker)

KAMRAN INAN _
AMCAN NARIN
(“C” Joker) `

FIKRA

T ürkiye’nin kürtce tedrisat yapan

ilk üniversitesi Beytüşşebapta
açılmış… Talebe takımı hemen bölünmüş… Hizbullah’çılar bir tarafta,
PKK’cıIar bir tarafta… Once sloganlar
atılmış, sonra taşlar…
Universitenin PKK kanadından Re
ş0’nun dikkatini çekmiş… Siperdaşına
dönmüş…
“Anlarnıyrem babo… Bunlar yumuşaktır
galiba.. Taş sert atılır, bunların bilekleri
kırıliyor, bombe yaptırıyrler…”
Hasso yanına düşen nesneye bakmış…
“Yoksen be babo… Dinarnit atiyrler…”