Politikacı niye susmayı bilmez ?

Bin aüıııı ııiıııssi
KURIHAN; FIŞEK

15 Ocak 1994

CUMARTESİ

malzemesi politikacılardı. Onun

gözünde, dörtte biri cahil, dörtte

biri aptal, dörtte biri demagog, dörtte bir
boşboğazdı politikacı makûlesinin…

llginç bir gözlemi daha vardı: “Politi
kacının bu özellikleri, birbirine kapalı de
ildir. Yani, cahilden demag taldan
ğoşbogaz olabilir. En kötüsüýâbîtp özellik

M ARK Iwain’in en büyük mizah

Dün a Tiyatrolar Günü’ne (27 Mart)
denk ge en çok önemli bir mahalli idareler
seçimi var Türkiye’de…
i’ i’ i’

Bedrettin Dalan ofsaytta kalmaya devam ediyor.

Dolmabahçe Sarayı’nın arkasına “konuşlandırılan” Swissotel’e inşaat ruhsatı
niye verdiği sorulduğunda, engin etnik bil

Poitikacı niye susmavı ııiımezz›

gisini konuşturdu. . r ,

‘ “Dolmabahçe Sarayı, sanat adına, ‘mir
marlık adına tam bir” rezâlettir. Zâten ustası da Balyan isimli bir Ermeni’ydi…”

Yani, “Dua edin de Dolmabahçe Sarayı’n_ı yıkmadık!” demeye getirdi.
iyi ki, Ankara’dan seçime girmiyor Da
Lincoln Anıtı’na benzediği için, Anıt .

Kabir’i de yıktırır o şoven kafa…

:::k kişıde toplanabi- i, ,A, _A_

Teşhis bu olun- Oldu bir kere,
ça, tedavisi de vardir Askerlerin terhisleri
herhalde… 3 ay ertelendi.

Toprağı bol, mi. Eleştiriler gelmezahı dâim olsun, Sine geldi; ama, bÜ_Twain şöyle derdi: yük. çoğunluk so”Politikacıya verile- Fllnîlulük gösterdi,
bilecek en büyük alttan aldı.
ceza onu sugtur. savunma
mak, bunun tek yo- bakanı Mehmet
lu da elbirliğiyle se- Gölhan efendi, oğçim kaybettırmek- lunun “ruhsal buna~
tir…” lım sebebiyle tecilli”

seçim dedik de olduğunu unutup,
aklima geldi_ insanların damarına basıyor.

“Anneler, oğulları askerlik yaptıgı için
değil, hasretten ağlıyor. Meselâ, bizım hanım da, rt dışında bulunan evlâdımızın
hasretin en devamlı ağlıyor…”

*i*

Ağzından çıkanı kulağı duymayan politikacıları susturmak gerekir. Mark Twain’in dedigi gibi, bunun en etkili çâresi de,
onlara seçim kaybettinneldir.

sızma vüızüızkeu .
eoızıuusLaz kızım

KİMDl O BAKİYM 7..

Çetin’in kırgınlığı

ARİCİYE bakanı Hikmet Çetin’in
kırıldığını gazeteler yazdı. Gürcistan cumhurbaşkanı Şevardnadze’nin Türkiye’ye gelişine yetişebilmek
için, erken uçağa koşmuş Hikmet Çetin…

“Siz de gelseniziyi 0lur!”‘demiş ÇilIer’e…

Gelmeyip talebe meyhanesine gidince (belki BilI’l bulurum umuduyla), Çetin,
“Başbakandan ayrı niye döndünüz?
Problem mi var aranızda?” sorusuyla
karşılaşmış…

Çetin’in şimdiye kadarki tek hatası bürokratlığını unutmaması oldu.

Kendisini “tanrının erkeklere ve maçolara Iütfû” olarak gören sözdelere sustu, bürokrasisini savundu.

Hariciyenin başından gitmesine gitmez de, sabrı nerede taşıp küfreder, bilmiyorum. Kendi kendine homurdanmaya başlamış…

“Ne kadar

. g _#1
varmış
anlaşılırsın…”
(Ralph Waldo Emerson, 1878)

BALYAN AİLESİ

ESKİ Sahilsaray, eski Beşiktaş
Sarayı, eski Çirağan Sarayı,
Arnavutköy Validesultan Sarayı,
Haliç Defterdarburnu Sarayı,
Aynalıkavak Kasrı, eski istanbul
Darphanesi, Tophane Nusretiye
Camii, Selimiye ve Davutpaşa
kışlaları, Bahçeköy lkinci Mahmut
Bendi, Beyazıt yangın kulesi,
Dolmabahçe Sarayı, Çırağan
Sarayı, Fındıklı’daki Cemile ve
Münire Sultan sarayları, Yeşilköy
Hünkar Köşkü, izmit Hünkâr Kasrı,
eski Yıldız Köşkü, Ortaköy Camii,
Beykoz Deri ve Kösele Fabrikası,
Harbiye Okulu, lkinci Mahmut
Türbesi, Bahçeköy Valide Bendi,
Bakırköy Dokuma Fabrikası,
Beşiktaş Ihlamur Kasrı, Küçüksu
Kasrı, Topkapı Saat Kulesi, Adile
Sultan Kasrı, Beylerbeyi Sarayı,
Bezmialem Valide Sultan Camii,
Galatasaray Lisesi, Malta Köşkü ve
Baltalimanı Sahilsarayı…

Susmayın, konuşun…

“Birinci kuşak göçmenler”
yıksın, bozsun diye yapmadınız
bunları… “Ailecek” hancısınız,
öbürleri yolcu…