Partiler arasında şöyle bir gezinti…
BİR GÜNÜN ııiııîııııssi
t KuıırHAN FİŞEK
SALI
Partiir arasında !söyle Iıir gezinti…
ENDlME soruyorum: “27 Mart
1994’te, Türkiye’de ne oldu?” Türkiye’de hiç birşey olmadı.
Dünya dönüyor. Dolar-mark takımı
kuwetleniyor, Galatasaray Barce_l0na’ya
yenildi, Efes elendi, Galatasaray’da KubiIay’ı kestiler, tarih tekerrür ediyor; Menemen’de adaşını da kesmişlerdi zâten…
Seçim sandıklarının başından anekdotlar akmaya devam ediyor.
“Sayım daha devam edecek mi?” diye sormuş bir SHP’li… Devam edeceğini
öğrenince, meyhaneye gitmiş… Yemek listesi `
sormuş… Yok… “Menemen yapabiliriz!”
demiş garson… Feryatfgan…
“RP kazandı. Ah
Kubilay, vah Menemen!”
i’ i’ ‘A’
Biliyorum, saçmalıyorum bugün…
Saçmalama hürriyeti, anayasa teminatı
altındadır.
Sen oy kullandın, berı oy kullandım,
bizler, hepimiz oy kullandık… Katlanmak zorundayız…
*k ‘A’ ‘A’
SHP’nin bir sandık müşahidi ifade
vermiş… “Benim imzaladığım oy zaptı
bu değildi…”
Sandık müşahitlerinin sorumluluğu,
oy verme saatiyle beraber (“birliktelik”
vaziyetleri) başlar, ilçe seçim kuruluna
damgalı-mühürlü çuvallar teslim edildiğinde biter.
Sana meyhaneye gitme iznini RP’li
sandıkçı verdiyse, Türkiye’nin değil, s0rumsuzların vebalidir.
ı- * a:
Çöpe atılmış oy pusulaları, açılmamış
sandıklar kaç yazar?
Durum ortada…
DYP köy partisiydi, “Kazandıkl” di0 ye Ecevit zil takıp oynar, kırsal kesim oyları geldikçe tikleri tutardı. Durum
değişti. DYP artık şehir partisidir. Yüzde
27’den başlandı, yüzde 2l.75’e inildi.
Tik tutmuyor, ağlamaktan makyaj akı
yor.
PKK’nın Fırat-Dic@le hattının doğusundaki alternatifi Re
SHP mi? Yes, veri& gut… “Birleşelim”
diyen Deniz Baykal,
Karayalçın’a bakacağına, teklifini reddedeceğini bildiği tek tutarlı kişiye, Ecevit’e çağrı çıkarıyor. Sol birleşmez…
Eşyanın tabiatına aykırıdır.
ANAP, Anayol, öbür formüller? OlQ maz, olamaz… Yusuf Bozkurt
Özal’la peşpeşe ikinci seçimini uzak ara
kaybeden Bedrettin Efendi, “merkez
sa ” denilen şeyi birleştirecek olsalardı,
ya palarnaktan cıscıvlak kalmazlardı.
Sağ aynı şekilde çıktı seçimden…
Yüzde 60’a yakın…- Sol değişmedi. “BirIiktelikleri” olsaydı, yüzde 25…
Amaaaannnnnnl Anayasa teminatı
altındaki zırvalama hürriyetimi kullanıyorum…
falı Partisi’dir. Alterna- ş_
«mı-ı YAzıcAMnA
KALEMIM UCUNU ACIYOEUM-ıı
DlFiIer
y anlattı
sıcak bakmayan, ama,
ANAP ve RP’nin sütüne
kalmış bir azınlık hükümetini
de içine sindiremeyen bir
DYP’Ii dostum, kırk yıllık fıkrayı tekrarladı.
“Eve hırsız girmiş, evin
çocuğu yakalamış… Patırtıyı
duyan baba ‘Ne oluyor?’ diye
ses enmiş… ‘Hırsız yakaladım’
demiş çocuk…”
“Getir buraya!”
“Gelmiy0r…”
“Bırak gitsin!”
“Gitmiyor…”
“Bari sen gel!”
“Bırakmıyonn”
Bu fıkrayı tekrar dinlediğimde, SHP üst yönetiminin
toplantısında, “Gitmek mi
zor, kalmak mı zor?” şarkısıyla fon müziği yapılıyordu.
KoAılsvoN hükümetine
MURAT
KARAYALÇIN
PARMAK hesabını, mühendisha- _İl_
nede değil, Mü|kiye’de öğrendiğim
için; bazı aritmetik problemlerin olabilir.
ŞHP’lilerin hepsinin var.”
Iki yıl askerlik yaptın… Uç yıl okusaydın, topçu trigonometrisini öğrenir, Balıkesir lisesinden
atılmaz, genkurbaş olabilirdin…
Savunmaya geçmen için hiç bir sebep yok…
DYP yüzde 21.52, ANAP yüzde 20.96, RP yüzde
19.07, seninkiler yüzde 13.84 yaptı. Bülent beyi
(müsteşar yardımcılığını yapmıştın) bir kenara bırak, onun oylarınla senin oyların birleşmez…
Ama, yüzde 4.5 civarında CHP oyları yanında olsaydı, öbürlerinden ne farkın olacaktı?
Utanmaktan, sıkılmaktan vazgeç!
Ağlaşıp sızlanacağına, oyları yeniden saydıracağına (boşunal), silkele 0 partini… Sandıktaki
parti gözlemcilerin sayı saymayı bilmiyordu. Ustelik, çalınan sandıkların başında hepsi birbirinden sorumsuzdu. Parti disiplinini işlet! Sen kazanırsın…
Kov hepsini, gitsinler…
Ü,
ı
ı
ı
;I
‘-1’
I
l
. ‘ a) ~ “iktidar azınlığı,
______. [âit zaaf çoğunluğu
; ” yozlaştırır…”
(Eric Hoffer, 1956)