Paranoyak olmam, takip edilmediğim anlamına gelmez!

PARANOYAK OLMAM, TÂKİP
EDİLMEDİĞİM ANLAMINA GELMEZ!

Solcunun her türlüsünde derece
farklarıyla paranoya vardır. Paranoya
marazî (hastalıklı) bir ruh hâlidir, teda
visi en güç (hatta imkânsız) hastalıklar
dan biridir.

Hastalara “paranoyak” denir.

Her şeyden devamlı olarak şüphelenir, şüphelerini “hezeyan” düzeyine tırmandırır. Paranoyaklar kendilerince
haklıdır, ama, daha aklı başındaki in
sanlar onlara acır, başlarını sallayıp
yanlarından geçer.

Paranoyanın günlük siyasî hayatı
İ,, nnza yansıyan iki önemli özelliği vardır.

0 Paranoyak paranoyak olduğunu

bilmez…

9 Paranoyak paranoyakın hâlinden

= anlamaz…

İ İ İ
Sıkılmadımzsa, paranoya ve paranoyaklardan biraz daha söz etmek istiyorum.
“Mülayim paranoyak” nisbeten za
İl; rarsızdır. Izbe meyhanelerde, bar köşe
lerinde, entel sohbetlerde sıkça raslarsı
‘.İ nız bunlara… Tekrarladıklan lâflar,’üç
‘ aşağı beş yukarı aynıdır. “Beni kimse

anlamıyor, takdir etmiyor, ayrıca karım
da beni sevmiyor…” Mülayim parano
yaklara mahfellerde, emekli kahvelerin7 ‘î de de raslamak mümkündür. “Karabor
sa aldı yürüdü kardeşim, üçünü sallandıracaksın, biter bu iş!” sözleri kulağınıza çalındı mı, bilin, sözün sahibi ya potansiyel, ya aktif paranoyaktır.

Ama, paranoya akutlaşabilir. Tehlike de 0 zaman başlar.

Savaş, göç, tehcir, sürgün, devamlı tâkip edilme, telefonunun dinlenmesi, hapislik, işkence, öldürülme gibi hezeyanlar

i’ başlar. “Komplo teorileri” geliştirilir. Ken, di görüşlerini başkalarının üstüne yıkıp

TEMPOll2

kurtulur, rahatlar akut paranoyak…

O aşamada dikkatli, tetikte olunması
gerekir. Her an saldırganlaşabilir böyleleri… “Delidir, ne yapsa yeridir!” diyemezsiniz o zaman… Gardınızı almanız
gerekir.

ı› ı› ı›

Sol yelpazede paranoyanın değişik
derecelerine raslanır.

Eski tüfeklerden bir ağabeyimiz vardı. Huysuz, geçimsiz, saldırgan biriydi,
dostu yoktu, herkes ondan uzak durmaya
bakardı. Tipik bir paranoyak olduğu için,
insanların kendisine soğukluğunu polis
tâkibine hamleder, biri kendisine “selamınaleyküm” dediğinde diyene “polis”
damgası vururdu.

Sevgili Uğur’un ikinci ölüm yılındaki
anma törenlerinde aşırı güvenlik tedbiri
yoktu. Doğrusu, şaşırmıştım.

Paranoyak bir dostum uyardı:
ma da çok simitçi ve boyacı var etrafta…
Hımmmmmmmm…”

Yirmi dört yıl önce, “12 Mart bana
karşı yapıldı!” diyenlerirniz oldu. Telefonlarımn devlet istihbarat örgütlerince dinlendiğini düşünerek sevgilisini umûmî
telefon kulübesinden arayan dostlarım
çıktı. Bir tanesi de telefonunu satmıştı.

t t û

Rahmetli CHP’nin ortanın soluna
kaymasmdan sonra, onlar da paranoyak
olmaya başladılar.

Geçen hafta SHP kulislerindeydim.
Çiftleşme kurultayının hazırlıkları duraklamış, dedikoduları hızlanmıştı.

“Gitmeyelim…”

“Niye?”

“Bu Deniz’i bilmezsiniz siz… CHP çatısı altında birleşirsek, ilk kurultayın delegeleri CHP’li olur. Hemen olağanüstü
kurultay toplamr, bizi kapımn önüne koyar…’

“Yapma yaaavwv! Bunu hiç düşünmenıiştim… Haklısın…”

v: ır t

Paranoyakın haklı olduğu hiçbir şey
nıi yok?

Haklarını yemeyelim, haklı oldukları
bazı şeyler var.

Doktor arkadaşlar anlattı. Trafik kazası geçirip aylarca yatağa bağlı kalan
bir paranoyak, etrafının camna kasteden
düşmanlarla dolu olduğunu, bunların
kendisini hastaneye kapatıp öldürmek
için trafik kazâsını hazırladıklarını düşünebilırnıiş…

Yani, paranoya, hepten yersiz, hepten
maddî temelsiz değil… Geçmişte bir trafık kazası var, ama, yorum hezeyanlı…

Bu yazıdan sonra kurultayı izleyeceğim…
Belki döverler.

ııııooıııııoııııı

î komiserlik yaptığın günğ lerde, başka nel_er yaptı: ğını bilmem… Izmir-Isğ tanbul vallliğini de bil: mem, ama, bildiğim bazı
şeylervar.

S önemli valisiydin, dokug nulmazdın…

ğ kaleme aldığı meşhur
: MIT raporunda da adın
ğ sıkça geçti. Mafya baba Iarıyla karışık…

ğyan, söylemeyen üç
; maymundan bıkmaya
ğ başladım.

r “AŞ sırıncı ııucııııııı
o N01 ıııanenı

ÖZER UÇURAN (Malvaılığını lıilemeyecek kadar hesap lukaıası olduğu bunu öğrenip açıklayan ANAPlı/ara teşekkür
ettiği için …….. ..lJ

MEHMET DÖNEN (Attığı imzalardan done done sayadına
yakıştığı için) …………………………………………………………………… ..ll

TANSU ÇİLLER (İcraaliyle değil, eşarlııyla, ğiyimiy/e, parlı’imüyle dünya siyasi tarihine geçeceği için). . . . . . . . . . ..ll

SÜLEYMAN DEMİREL (Avokado kiiriinün etkisiyle fazla ve
Iiizıimsuz konuşmaya başladığı için). ………………….. ..RAPORLU

HÜSAMETTİN CİNDORUK (By-passın etkisiyle fazla ve lüzıimsuz konuşmaya başladığı için). ……………. ..HAPORLU

MESUT YILMAZ (Eıı kanuşulacak zamanda susmayı tercih
ettiği için). …………………………………………………………. ..HAPÜRLU

HİKMET ÇETİN (Denk/erini tup/ayıp tam DSFye giderken,
“tıırnistan” sebebini anlatmak istemediği için) ………………….. ..o

DENİZ BAYKAL (Tam 21 yıldır kendis
adam-örgüt çarpmaya çalıştığı içinl..

‘ zannedip
…. ..U

MURAT KARAYAL
:ıs/ta olduğu için)…..

IN (En son haberini aldığımızda Kıb……………………………….. ..Ü

MÜMTAZ SOYSAL ………………………….. .. ŞİMDİLİK ııııponıu

OLMADI SAYIN… .

NEVZ T AYAZ

(l ınııiyul Eıııck i Bcışkoıııiscııl

Cibali karakolunda

12 Eylül’ün en

Mehmet Eymür’ün

Görmeyen, duyma

, “Ben demedim!” diyorsun… “Ben görmedim!” diyorsun… “Vallağ aaduymadıml” diyorsun…
: Görmediğin, duymadığın, söylemediğin, altında imzan olan “iffetğ bekaret kontrol talimatnaınesüdir.
: ANAP İzmir milletvekili Timur Demir’e yüzde binbeşyüz katılıyoğ rum: “Hiç bir güç benim kızımın iffetini kontrol edemez… Okullar çocu’
: ğumun eğitiminden, bense namusundan sorumluyum… Bunu yapma’
ya kalkışanı vururum…”

Zabıta damarın tuttu galiba…

, Eeeehhhhl Bütün iantiliklerine rağmen (karşın), herkes aslına rüğ cû ediyor sonunda…

HAFTANIN HİKMETİ

“Saçmalak için ille de yabancı dil bilmek gerekmez…
Latince de saçmalarsın, İspanyolca da..”

İFFET-BKÂT TETİ ÇOK İ

Miguel de Cermntes, 1608)

YAŞASIN, ÇAĞ ATLAYAN

F

Tarihin ilk ünlü (ve taıtışılmayanl bakire
si Meryem Ana’ydı. Katolik Kilisesi’nin
dayanılmaz baskıları (ve afoıoz tehdidi) yüzünden, “cinsel ilişkiye girmeden nasıl çocuk peydahlanabileceği” sorusu yüzyıllar boyu tartışıl
madı, tartışılamadı. Derken, ilk mizah yazısı
çıktı: “Bir kız evlenmeden hamile kalmışsa,
bundan ancak teneffüs ettiği hava sorumludur.
Havadaki çocuk yapan moleküller tesadüfen
içeri kaçmıştır…” Yazının tarihi neydi?
a. 1453 b. 1688
c. 1750 d. 1848

Tarihin ikinci en ünlü bakiresi Jeanne

D’Arc, hızla ilerleyen İngiliz ordularına
karşı, hem Fransa Kralı Vll. CharIes’ın tahtını,
hem Fransız monarşisini kurtarmaya azmetmişti. Başardı. Ama, kral nankördü. Kendisine
taht-taç veren Orleanslı 0 çıtıpıtı kızı 95 kişilik
bir zorbalar güruhuna yargılattı, kazığa bağlayıp yaktırdı. Jeanne D’Arc’ın yargılanmayan
tek özelliği neydi?
a. Büyücülüğü
e. Din sapkınlığı

b. Sihirbazlığı
d. Bekareti

Cinsellik tarihi boyunca, masturbasyo

nun, hem kıyasıya eleştiricileri, hem arsIanlar gibi savunuculan oldu. Herkesin kendine
göre bir gerekçesi vardı. Ama, masturbasyonun en beklenmedik savunmasını, İngiltere’nin
eski kraliçelerinden I. Elizabeth yaptı. Masturbasyonu nasıl tarif etti?
a. Bekaretin son kalesi
b. Cinsel zevkin zirvesi
c. Rahatlama vasıtası
d. Başkalarına zarar vermeyen bir
meşgale

Biraz geriye gidelim. Roma imparatorlarından biri, bakirelerin idamını yasakla
İnsanlık tarilıi boyunca “bekaret” kutsandı.
Çağ atlandı, “cinsel devrim ” yaşandı, tomistan edildi, “imar” yine ön plana çıktı.
Çağa ayak uydurmak isteyen
Türkiye, sadece okul müdürlerine verilen “iffet ve bekâreti
konüo “yetkisini, okul-aile birliklerine teslim etti.
Yani, ‘bir bakıma, kişisel denetimden, kollektif kontrole geçti.
On sene önce sorduğum sorulan
tekrarlamak elbette hoşuma gitmez, ama, komedi ölmez…

mıştı. Ama baktı, bakireler arasında suç oranı
arttı, tükürdüğünü de yalayamıyor, ilginç bir
“kanuna karşı hile” yaptı. Cellatlar idamdan
önce bekaret testi yapıyor, durumu gideriyor,
sonra da idamı gerçekleştiriyorlardı. Bu şey
tanca hukuk cambazlığını kime borçluyuz?
a. Neron b. calligula
c. Jül Sezar d. lîberius

Bekaret kemerini kim, ne zaman icat etti?

Kimine göre on birinci yüzyılda, kimine
göre on dördüncü yüzyılda oldu bu iş… Delilsiz,
iddiaların tartışılmasını bir yana bırakalım şimdilik… Bekaret kemerinin yazılı metinlerdeki ilk ay
rıntılı tariline, Konrad Kyeser von Eichstadt’ın
“Bellilortis” (1405) adlı ansiklopedik çalışma
sında raslıyoruz. Ne ansiklopedisiydi bu?
ı. Seks b. Sağlık
e. Din d. Askerlik

Cinsellik tarihi boyunca, bekaretin kut
sandığı günler oldu, yerin dibine balınldığı dönemler geldi. “Bekaret garantisi” olarak
asma kilitli kemer takılmasını savunan en son
kitap 1848’de, İngiltere’de yayınlandı. “Tıbbi
Bir Araştırma Bekareti ve Ahlakı Koruma Üze
rine İlkeler ve GözlemIer”. Peki, uygar dünyada
en son bekaret kemeri patenti ne zaman, nere
de alındı?

a. İngiltere, 1875 b. Fransa, 1889
e. Almanya, 1903 d. Amerika, 1914
Genç kızların bekaretini garanti altına al
mak için bekaret kemerini icat etmişti
Avrupa… Aynı amaca ulaşmak içiıı genç kızla
rın rahim ağızlannın dikilmesine göz yuman, en

son 1974 yılında Dünya Sağlık ÖrgütÜ’ne şika- ‘

yet edilen ülke hangisiydi?
a. Uganda b. Meksika _
c. Sudan d. Birleşik Arap Emirlikleri

‘ CEVAPLAR

duman olan yerde…

` İSMET PAŞA’DA 40 _TİLKİ
BUNLARDA 800 TILKI

Benim şu satırları yazdığım sırada, SHP’yle CHP’nin
ortak (ve ayrı) kulislerinde tilkiler gezinmeye başlamıştı.

Kimsenin Hikmet Çetin’e
bir dediği yok… En azından

” “şimdilik”… Ama, sonra ne

olur, 0 ayrı mesele…

“Birleşme” CHP çatısı altında olursa, CHP`liler olağanüstü kurultay toplayıp,
SHP’nin likidasyonuna gidebilirlenniş… SHP’nin çatısı altında olursa, CHP’nin tasfiyesi
gerçekleşirmiş…

Hürriyet Ankara büromuzdan Saffet Korkmaz arkadaşımız, ilginç bir kulis topladı.

“CHP’nin üçte ikilik delege
çoğunluğunun ‘partinin feshi’

kararını alması mümkün değil… Baykal birleşme doğrultusunda İ
ağırlığını koyarsa, kendi kurultayında azınlıkta kalırsa, Baykal’ın s0
nu demektir. Murat’ın yolu açılır…”

SHP kulislerinde manzara değişikti. Hikmet Çetin’in başkanlığında, SHP’nin çatısı altında, Çiller kabinesinde kimler yer alacaktı?
İsimler her zamanki isimlerdi. CHP’den İsmail Cem, İrfan Gürpınar,
Faik Altun, Mehmet Sevigen ve Algan Hacaloğlu, SHP`den Ercan Karakaş, Aydın Güven Gürkan, Seyû Oktay ve Onur Kumbaracıbaşı…

İşin ilginci, Hikmet Çetin’in adı dolaşmıyordu. Ne yediği, ne içtiği,
ne düşündüğü kimsecikler tarafından sorulmuyordu.

Bu kurultayın da karakolda biteceğine dâir bir his var içimde…

Tabiî, toplanabilirse…

BİR isim BİR İŞLEM

(Haftalık “Pop” Analiziniz)

TARKAN ANTRAKT
( “T” Joker)

AŞKIN NUR YENGİ
EN ŞAŞKIN YORGUN
( “05” Joker)

BURAK KUT ABUK KURT

HARU N KOLÇAK
KALÇANI KORU
(“/”J0ker)

DEFNE SAMYELİ ,
SAF NE YEMELI?

GÖKHAlLKlRDAR __
AHIRA poN, KOR!
(“0” Joker)

MUSTAFA SANDAL
SAFSATA MUNDAR
l “R” Joker)

UMAY UMAY UYUYAMAM
AHMET “HAM” ET!

OYA-BORA OY, ÃLÃBÖRÂİ
( “AL ” Joker)

FIKRA

isatir misaliri, keko lâzı
M sevmez…Lâz uyumludur,
çaktırmadan asimile eder.
Keko azıcık saldırgandır, fena yapar.
Karşı karşıya duran iki “etnik
kahve” varmış…
Reşo sinirlenip basmış…
“Sağda oturanın anasını, solda
oturanın bacısını, avradını…”
Çekip gitmiş…
Temel’in kanına neden sonra dokunmuş… Karşı kahveye geçmiş,
bıçağı masaya saplamış… “Anama, bacıma sövenin …………. ..”
Oturanlar sikorski, geritepmesiz
top, kalaşnikof vesaire çıkarmış,
Temel yumuşamış…
“Uyyyyl Anamı, bacımı aruyrum
daaaa! Yetime niye çızıyursun?”

‘IT3TEMPO