Paramdaki sıfırlara yine göz diktiler!

1 RTHAN FİEK
i sıfırlara
gğyinéiýlildikiiler!

5 ‘t’ ‘ i EN-.Vgekonomiden anlamam… “Ekonoş- mikpkonularda niye_ yazmıyorsun?”
‘ 7.*

diye sorduklarihda,” “Para kazanmak tan ben, ve eşimyliarcamaktan sâdej ”ceeşimşanlarw diye kestirip atarım…
“ ` ‘Peki, ekonomiden kim anlar? ‘
Askerlerin, belli aralıklarla, “Ekonominin baİ ‘şına hangi mühendisi getirelim?” diye kıvranı, dıklarına bakılırsa, askerler de anlamaz… v
l . Emanet mandanın sırtına herkes yük yükler!

Peki, ekonomiden kim anlar?

” r t*

Aritmetiğin dört işlemini kıvıramayıp liseden tasdikname alan, ama, sonraları, topçu trigonometrisinde büyük deha ve varlık sergileyerek devletin başına oturan, şimdilerde suluboya resim yaparak
medar-i maişet motorunu döndüren biri, bunun cevabını özlü şekilde vermişti.

, “Ekonomi hesap-kitap işidir. Hesap-ki_taptan en iyi mühendisler anlar. En azından
iki kere ikinin dört ettiğini bilirler… İki kere

ikinin üç ettiğini zanneden mühendis çıktığında, onu yolladık, öbürünü getirdik…”
Peki, mühendisler nasıl, ne kadar anlar ekonomiden?- .
i’ i ~ ‘k Ben iktisattan anlamam… Derde düştüğümde, °
Mülkiye (SBF) profesörü Ergun Türkcan’ın bilgi dağarcığına sığınırım… Vaktiyle sorduydum.

‘ “Aritmetik bilip de iktisat bilgisi fukarası
“olan ekonomi profesörlerl bu işten anlamıyor dağ askerler niye mühendisleri seviyor?”

Dediydi. i `

“Bir kere, mühendislerıöğrenmeye çok
meraklıdır, yer-zaman ayırmadan devamlı
öğrenirler. Eşek sırtında okula giderken, ırmak ortasmdaki kayıkta debi ölçerken, uçak
kapısından şapka sallarken bile öğrenmeleri
sürer…” ‘

‘O kadarcık değil elbette… Dahası var. Devam
~ettiydi. – ~

“Mühendislerin umumi kültürleri engindir, zengindir. Meselâ, halkbilim yanları çok
kuwetlidir. Ekonomiye rahatça uygulanabilecek ‘Borç yiğidin kamçısıdır’ gibisinden folklo
. ” er ür ‘r ntıkbilim e ı,

‘Dîtsııaııêdßk, llğırêacat yapma# *
‘ ha çok ithalat yapmamız lâzımi veya ‘Çok borç dış
itibara işarettir’ gibisinden tutarlı mantık yürütebilirler. Yolların yürümekle_ aşınmayacağını’
bilirlaßıa yolları asfaltlar, ya ‘Ev alma, köprü
al’ diyerek inşaat sektörüne kolayca ,hız katarlar. `Katrilyonluk bütçe açıldanni telaffuz etmeyi
ögrenmeliyiz’ diyerek çetele tutar, v ‘çalışmak iste
‘ meyene’ işsiz denir’ deyip sosyallpolitilıa ‘alanını

boş bırakamazlar…”

ı y

ı’ *k *k
– Öğrenmenin sonu, sınırı, aşı yoktur.

Paracıklarımdan “00 ” atılacağını öğrenince, hızlandırılmış ilkokul kaçkınlarının iktisat mantıklarını anlamak için, sevgili Ergun’a sığmdım.

Dedi.
“Ekonominin iki büyük düşmanı vardır.
Biri kâğıt para, öbürü Hintlilerin icat edip
Arapların dünyaya duyurduğu ‘sıfır’ kavtamı…” v

Allah allah! Quelle alaka?

Asker-mühendis matematiğindeki “sıfır”ı
kavramıyla, enilasyondaki “0”ların farklı oldu
ğunu söyledi. .
“Mühendislğr için değersiz olan sıfır,

.soldaki sıfirdırsOysa, ekonomide, para iş
lerinde değersiz olan sıfır, sağdaki ,sıfır
dır.: Paranın sağında ne kadar çok sıfır
varsa, o para o kadar değersizdir…”
Madem öyle, paralanmızdaki bütün sıfırları atarsak köşeyi döneceğimizi söyledim… Yine güldü.
“Attım gitti demekle oirnaz… Tamam, Almanya başardı, Fransa başardı, ama, onlar
› daki para reformu, köklü iktisadi tedbirlerle

destekliydi. Makro dengeleri oturttular, dış
ödeme ve bütçe açıklannı kapathlar, enflasyon hızını neredeyse sıfırladılar. ‘Sıfır atma’
operasyonu, bir tek, defter tutan muhasebecilerle zırt-pırt etiket değiştiren esnafa yaradı. Daha az yazı yazmak zorunda kaldılar…”

*i*

Yani? “Paradan atılan 0000000000`lar,
bakkal-kasap-manav fiyat etiketlerine yansımaz… Paradan atılan sıfırlar, günlük alışverişlere yansımaz, o eski sıfırlar aynı kalır…”

Paracıklarımdan “sıfırlar”ın .atılmasına direnmeye karar verdim.

l