orbanın içine tükürmeyin, hepimiz oradan içiyoruz!

çorbanın içine
tükürmeyin, hepimiz
oradan içiyoruz!

ÜNLÜK gazetelerin bir bölümünü okudum, “zapping” yaparak elektronik
medyanın 0700 haberlerini özetledim,
özümledim.

Evimin önüne çıkıp araba beklemeye koyuldum.

Dünün olmuşlarıyla bugünün, yarının olacakları gözlerimin önünden geçti.

Tansu Çiller’in bir tek zil takıp oynamadığı
vardı.

Bülent Ecevit, akgüvercin uçurduğu günlerdeki gibi, devamlı gülümsüyordu. Kasketini çıkarmış, yeni protezlerini takmıştı.

Yalım Erez CHP’nin nabzını yoklamaya gidiyordu, Çevre Sokaktaki dik merdivenleri tırmanırken ayağı kaydı, burun üstü gidiyordu. Zor tuttular. “Baba”ya özenmişti zahir…

Mesut Yılmaz suskundu, günlük izninin bir
bölümünü kullanıyordu.

Deniz Baykal, sabah başka, akşam üstü başka kıyafetteydi. Her şarkı arasında kostüm değiştiren assolistler gibi, devamlı imaj tazeliyor, enerji
depoluyordu.

Recai Kutan keyifsizdi. ÇiIIer’in, hiç ama
hiç kimseye, yağmurlu günde su, babasının kırkında mevlit şekeri dağıtmayacağını yeni öğrenmişti.

“Çankaya” tepesinde sessizlik ve hazırlık
vardı. Değişen koşullara göre, ya yeni temeller
atılacak, ya bir yerlere boru döşenecekti.

i**

Tesadülün bu kadarı olmaz!

Araba beklerken canım sıkıldı, David Feldman’ın “Köpeklerin Burunları Niye Islaktır?” kitabını okumaya tekrar koyulurken, bizim
mahallede köpek gezdirenlerden birinin iti, sağ
bacağımın yanında durdu, sol bacağını kaldırdı.

Beni ağaç mı zannetti, odun mu? l

Bilemem… Benim bildiğim, eceli gelen itin cami duvarına işediğidir.

O şaşkınlıkla, iki dudağımın arasından soru
çıktı.

“Bu köpek dişi mi, erkek mi?”

_A_ A

›.

‘lürkiyenin gündeminden soyutlanmıştıııı. ..

“Köpekler işerken niye bacaklarını kaldırır?” sorusunun cevabını arıyordum. Fazla
zorlanınadım, cevabı Feldman’ın kitabında buldum.

*i*

Yaygın kanaatin aksine, işeyen köpeklerin bacaklarını kaldırmalannın sebebi, işeyecekleri ağacı ıskalamak veya kazârâ bacaklannı ıslatmak korku veya kaygısı değildir.
Köpeklerin işerken bacaklarını kaldırmalan, mülkiyet duygusunun dışavurumudur.

Köpeklerin “işeme alışkanlıkları” güdüseldir. Dikkat edin, hep aynı ağacın altıııa
işerler… Bacaklannı ne kadar havaya kaldınrlarsa, küçüksuları o kadar uzağa gider. “Burası benim tapulu malımdır, sınırlarım buraya kadardır!” demeye getirirler.

Tabii, dişi köpekle erkek köpeğin “işeme” alışkanlık ve tarzları farklıdır. Biri (dişi) oturarak, çömelerek, durduğu yere yapar. Obürii (erkek) fışkırttığı yere kadar fışkırtır.

Hayvanlann ve özellikle köpeklerin rulı
hâlini tahlil etmeye merak salan Dr. Ben
Klein, “Köpeklerin psikiyatrisi” diye bir
bilim dalı geliştirdi.

“Dişi köpek oturup çöreklendiği yere,
erkek köpek.bacağını kaldınp ettiği yere
kadar gider!” yorumunu yaptı.

*i*

Araba geldi, bindim, köpekleri kurtuldum.
Ama, cami duvarı bulamayıp bacağııııa etıııeye çalışan itlerin imajından kurtulanıadını…
Feldman’dan ayak üstü çok şey öğrendim.
_ Erkek köpeğin, “mülkiyet sahasını belirlemek için” bacağını kaldırarak küçük su döktüğürıü, dişi köpeğin, “oturduğu yeri hâllettiğini”__öğrendim.
Oğrenmenin yaşı yoktur.
18 Nisan’a kadar daha neler öğreneceğiz nelerlKimin, nereye, nasıl ettiğini meselâ…