Olur böyle kazalar karakomik gündem hepimizi yakalar

Olur böyle kazalar
karakomik gundem
hepimizi yakalar

UNDAN kaç yıl önceydi, tam hatırlamıyo
Ya yedi, ya sekiz… Dünya tarihinin

ilk gökdeleni olan Empire State Building’in (açılış tarihi: 1931) altından 70 yaşlarında bir adam geçiyordu. Alışverişim yeni bitirmiş,
evine dönüyordu.

Tepesine adam düştü.

Ruh hastasının biri 45’inci kattan atlamıştı; At]ayan yumuşakça yere düştüğü için kurtuldu, yolda
evine giden adamcağız öldü.

“Görünmez kaza” derler buna…

*i*

Bundan daha karakomik bir kaza olup olamayacağını hep düşünmüşümdür.

Görmenin, öğrenmenin yaşı olmadığını iki sene sonra öğrendim…

Florya üzerinden gazeteye gidiyordum… Yol
boş gibiydi. Yüz metre kadar ilerimizde bir ticari
araba vardı. Acelesi talan yoktu, kurallara uyuyordu, ani sağlama-sollama yapmıyordu.

İstanbul’da *böyle araba zor bulunur.

Derken, Yeşilköy Havaalanfm çevreleyen tel
örgüleri bir Japon uçağı parçaladı. Ondeki arabaya bodoslama bindirdi.

Pisti ayarlayamamış o kamikaze…

Bizim arabadan indik, taksinin yanına koştuk…

lunda giderken uçak çarpmasının şaşkınlığı,
sersemliği, sarsınıtısı içindeydi.

Kendisini toparladı, kaza mahalline ilk biz geldiğimiz için sordu.

“Affedersiniz, cep telefonunuz var mı?”

Benrkullanmam, arabayı kullanan arkadaşım
telefonunu uzattı.

Bir numara çevirdi. Karşısına eşi çıktı.

“Kancığım, kusura bakma, şimdi gelemiyorum, epey gecikirim…” dedi, “Uçak
çarptı bana…”

Eşinin bağırtılan hâlâ kulağımdadır.

“Yine mi sarhoşsun be adam! Çocuklar
giyînmiş, seni bekliyor… Hiç gelme artık
eve…”

Şoförde fazla yara-bere yoktu, ama, karayo

i.

~ ‘ hırsızlar Hizbullah’ın hücre evlerinden birine gir
K I’ I

“Kaza kurbanı” adamcağızdan sonrasını öğrendim…

Uç kuruş ekmek _parası için çalışan garibanın
biri… O gün biraz fazla yolcu almış, iki günlük ekmek parasını doğrultmuş. ..

“Haydi, hanım, eve geliyorum… Çocuklarla seni bir kebapçıya, sonra da sinemaya
götüreyim… Hazırlanın…”

Düz yolda giderken uçak çarpacağını kim bilsin?

Kendisi bilmez, karısı inanmaz…

*k i’ i’

Bundan daha karakomiği olur mu?

Elbette olur. Türkiye’nin karakomik gündemine
gelelim…

Hizbullah’a yönelik operasyondaki cesetlerin sayısı, son tesbitlere göre, 48’di. Iki
tanesi çok ilginçti. `

Gazetelerdeki haber notlarını ‘kısaca özetlememe izin verin… ‘

”1 7 yaşındaki Ayetullah Dalgm ve 19 yaşındaki Ali Küçük, Savaş mahallesinde bir evin
bahçesine girdiler. Bahçede bir kümes, kümeste
de paçalı güvercinler vardı. Kuşlar nadideydı’, hırsız gençlerin bütün maksadı güvercinleri çalıp satmaktı. Evden yüksek sesler gelince, hırsızlar çetesinin iki erketesi kaçtı. Ayetullalı ve Ali’den uzun
süre haber alınamadı. Ailelerin ihban üzerine evde yapılan aramada, üç tabanca, iki kalaşnikof,
bol miktarda. örgütsel doküman, domuz bağıyla
bağlanmış iki ceset bulundu. Meğerse, şaşkın

mişler. Ev sahipleri ne bilsin, gelenlerin basit hırsız olduğunu? Ajan majan sanmışlar zâhir. .. ”

i**

Yaman hırsız elbette ev sahibini bastırır. Ama,
hırsızın hiç mi kabahati yok?

“Popodan dalan şaşkın ördek” misali, soyacak başka yer mi kalmadı?

Devleti, bankalan, halkı, insancıklan, depremzedeleri soymaya kalkışsaydınız, oy çalsaydınız,
suluboya resim yapsaydınız, “başımızın tacı”
olmuştunuz netekim…