Oh be, şükürler olsun, uçak korkumu yendim!

/IKYK Üyesi) ı k

° STANBUL’da iki ay
kaldım, hele şükür,
Ankara’ya dönüyorum bugün… Uçaîa
binmekten artık kor
muyorum. _
Sağolsun Istanbul karayolu trafiği!

*i*

Ben trafikten, arabadan,
kamyondan anlamam…
Yarım asrı geçkin hayatımda, bir saniye bile olsun,›direksiyona oturmadım.

Omrüm vefa ederse de oturmayacağım.

Ama, can pazarına 67 gün süreyle
çıkan “aklı başında” bir vatandaş olarak bazı gözlemlerim oldu. lzninizle
paylaşmak istiyorum.

Prezervatif boyundan tutun da
0 sutyen numarasına kadar her şeye
damgasını vuran Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE), dünya trafik standartlarından hiç haberi olmadığını anladım. On sekiz santimlik “ortalama
prezervatif boyu” tesbit eden bir TSE,
otoyollarda fırtına gibi esen kamyonların kasalarını da 0 kadar yülßek tutar.
Sâdece Türk Malı kamyonlara özgü
bir yülGekliktir bu… Altına girip ezilmek kolaylaşsın diye…

Araba, kamyon kullanmak, hatta
@traktöre binmek bile, medeniyet
işidir, kültür işidir.

Parantez açıp fıkra anlatmak istiyorum.

Güneydoğu bölgemizin türedi zenginlerinden biri, Tanju’nunkinden son
model bir Mercedes almış, GAP gölünün etrafında tur atıyor. Istanbul’da işsiz kalıp oralara göçen bir beyefendi
de kibarca traktör kullanıyor.

Mercedes sahibi sinyalizasyondan
ne anlasın? Kırmızı ışıkta geçerken,
ağır ağır hareketleı ıen traktör sağ yandan bindirmiş… Mercedes’in sahibi fırlamış arabadan… “Helesen babo, görmiysen? Sekiz silindirli, altı vitesli bir
arabadir bu…”

“Aman beyefendi!”

“Kesmiyesin sözümü… Görmiysen… Sekiz vitesli…”

“Beyefendi, lütfen dinleyin, sol kolunuz koptu…”

Bizimkisi bakmış… Kol omuzdan
kopuk…

“Vıışşş kala vıışşş… Rolleks’im de
gitmiştir…”

…….. ııııısıııqıl ..n ..

Oh ‘be, şükürler olsun),
uçak korkumu yendim!

14 iaranıyor.

PAZA

‘kiri’

Araba kullanmak medeniyet işidir.

Medeniyet doğudan batıya ilerler, batıdan doğuya gidildikçe, cehalet, dolayısıyla trafik kazaları artar.
_ Onun için, bize en çok benzeyen
italyan milletinin bizden yüz kere daha az trafik kazası yapmasını yadırgamıyorum.

k**

Ankara’ya dönmek için havaalanına gidiyorum.

Uçak korkumu ye_nmiş olarak…

Uçaktan korkan, istanbul trafiğinde
biraz dolaşsın, otoyollara çılGın, kamikaze pilotlarından daha cesur olur.

Türkiye’de direkt ödenen primlerin
sigorta dallarına göre dağılımını inceledim. Neredeyse üçte ikisi trafik sigortası…

Aklıma, bazılarına göre “dâhiyane”, başkalarına göre “budalaca” bir
fikir geldi. “içkili” veya ”ehliyetsiz”
hâller dışında, suçlunun, suçsuzun zararı kaskodan karşılanıyor.

Suçiunun kaskosunu ödemesinler,
biraz daha dikkatli gidilir.

Görmemişin oğlu olmuş, babası altına BMW, Porsche çekmiş… Cezayı,
ehliyet sahibine değil, plakaya yazsınlar… Göreyim bakayım 0 hız manyaklarını… Onların altına babaları zor araba verir. Zıpkınlığa belediye otobüsüyle giderler, akılları başlarına gelir.

Cezaların artırılması çözüm mü?

Bence değil…

Eskiden cezalar maksimum 250300 bin lira, “çorba parası” 25-30 bin
liraydı. Cezaları on misli artırırsan,
çorba fiyatları da katlanır, eski cezanın
parasına gelir.

Amaaaannnn! Uzattım.

Şükürler olsun, az sonra uçağa binmeye gidiyorum.

Tabiî, TEM karayolundan çıkabilirsem…