Nurhak serbest, Uludağ yasak!
YHA_N |şık’ın dublörünün tâyini Istanbul’a çıkınca, onun
boşalttığı yere Konya’dan
“deplasman” yapıldı.
Fırat-Dicle hattının doğusuna
kerhen (ve salla) geçti Necati Çetinka Büyük konuştu: “Burada,
silah ar değil,
bülbüller ötecek…”
Bülbüller ötmedi, silahlar
konuştu,” ahali
dağlara ve mezraaya çekildi.
Daha kötüsü,
orası neresi, burası neresi, Çetinkaya’nın tesettüre riayet
eden mağazalarında bombalar
DAHA MY
vmcrıýııe Biz NNE “ 7
!IIUDMA CIFMADEK assoms DıvmAP–v
Kurlhan FISEK
urhak serbest, uludağ yasak!
yıplarını önlemek için, tedbirler
alınmış Bursa’da…
0 Tehlikeli çukurların çevresinin direklerle çevrilip aralarına ağ
gerilmesi,
9 Gerekli yerlere fosforlu levhaların konulması,
O) Vurulduğunda uzaklardan sesi duyuIabilecek çanların yerleştirilmesi,
0 Kaybolanların yollarını,
yönlerini bulabilmesi için
ışıklı direklerin
dikilmesi,
6 Kayıpları
arayıp bulma
çalışmaları için
patladı. _ özel eğitilmiş
Adana’da, Is- kar köpekleritanbul’da… nin yetiştirilmesi…
“Denizli’ye verelim kendisini!”
denildi. C.C. devreye girdi,
“Bursa daha iyi gider!” denildi,
orası oldu.
iz**
Fırat-Dicle hattının doğusundaki
en büyük problem dağlardır. Ferman başkentin, dağlar onlarındır.
Necati Çetinkaya dağ hasretini
U ludağ’da_ gideriyor.
Oraya gitti, ayağı uğursuz geldi,
Yıldız Universitesi dağcılarından
17 kişi kayboldu, u’zun arama-tarama sonrası bulundu.
Bursa-hha’dan Erdal Nural arkadaşımızın haberine göre, dağ ka
***k
Aslında, “Uludağh çıkma yasağı”nın sorumlusu Necati Çetinkaya
değil… Seletinin (Erdoğan Şahinoğlu) kararını uyguluyor.
Ama, “Benim iznim olmadan
dağa çıkmak yasaktır!” demeye
getiriyor.
Keşke başka coğrafi* bölgelerimizde de akıl etseydi!
“Yetkimiz yok, yerimiz dar!”
demek kolay…
O “yetki” denilen şey, batıya
gittikçe genişliyor, doğuya gittikçe
daralıyor nedense… Acep sebebi
nedir?
/,
/
am,
//// v- .,
milletvekilinin
attı, disi yok…
UZEYSOYLU (Laz) milletve
killerimizden biri diş hekimine
gitti geçenlerde… Dişlerini tamamen yeniletti. Ama, alışmadık
ağızda protez durmaz, her gece yatarken protezi çıkarıyor. Daha ama,
ağızdan çıkartılan protez, yarılama
su dolu kâsede durmaz…
Yastığının altına saklarmış meğerse…
Konsola bakmış… Göz ikâmesi
gözlük orada, ama, diş ikâmesi protez yok… Korkmuş, yuttuğunu zannetmiş… Tuvalet kapağına tünemiş,
zorlanmış, protezin göründüğü falanyok… Uluslararası hastanelerimizden birine (“bedava” olanı) koşmuş, mide-bağırsak röntgeni çektirmiş… Yine yok…
Iyi mi?
Altı ayda (veya 500 günde) bir
yapılan bahar temizliğine girmiş…
Nihayet bulmuş… Yerde…
İSMAİL KARAKUYU
Hakkında iki şey öğrendim…
Hasbelkader DYP’den Kütahya
milletvekili seçilmişsin… Seçim
bölgendeki Hisarcık kaymakamı
‘ Levent TungsipeHi
sevmiyormuşsun…
Tunçsiper halsiz… Aleyhinde
yazı yazan gazeteciyi tehdit
etmiş… Sen daha haksızsın…
Adamın gazeteci dövmesi,
ramazanda oruç yemesi, içki
içmesi sebebiyle ondan gıcık
kapman normal…
Ama, bunları yaptı diye, 60
memleketlini yanına alıp makam
odasını basman, kaymakam
dövmen anormal…
Sen de gün sayıyorsun
anlaşılan…
VİP saltanatı
devam ediyor!
ÂVURLARIN “vip” (Very
t Important Person) dedikleri
__ şeyin Türkçe_ karşılığı
“ÇUK”tür. Yani, “Çok Unlü Kişi?..
Arslanlar gibi kükreyerek ‘_’_byşıass” yapılan`babanın yeni “ÇUK”
istesinde, “Cumhurbaşkanlığı Konseyi” üyeleri yerlerini koruyor. Yani,
bakanlar herhangi bir törene geliyor,
ama, Nurettin Ersin, Tahsin Şahinkaya, Nejat Tümer, Sedat Celasun
kazâra aynı yere gelirse, 0muz-dirsek, onların önüne geçip yalı kazığı
gibi dikiliyor.
Daha önce o listede kim vardı,
bilmiyorum.
Ama, ayıptır.
“Ben demokratım!” diyenin ayı. bıdır.
Anayasa değiştirdiğini zannedenlere zûldür!
Dinime kütreuen ‘
otoyolunu Iıulsa!
EFA Giray’la Cengiz Altınkaya
Yüce Divan’a gitti. Çok alındı
haspalar… Zorlarına gitti. Gitmesin! Insanı temize çıkarmanın en
temiz yolu, yüce mahkemeye git
mektir.
k ıGidersin, ya temizçıkarsın, ya
ır ı…
Turan Yılmaz kardeşimizin bir
haberini okuyorum bilgisayar ekranından… Giray’la Altınkaya’yı Yüce
Divan’a götüren “fiyat farkı uygulaması” kararının orijinalinin, fikir babasının altında, 11 Mart 1980 tarihi,
Ekrem Ceyhun ve Köksal Toptan’ın
imzaları var.
Z.E. (zortiden ewel) tarihini taşıyor.
Yarası, parası ve hafızası olan go- ‘
cunsun!
“Birine ne kadar hakaret ederse; niz, onun hakkındaki gerçeğe o
‘ kadar yaklaşmış olursunuz…”
(Stephen A. Douglas, 1857)