Nerede o eski mega muhbirler?
Kurfhcın FISEK
Nerede ll ESKİ mega llllllllllflßf?
tek istihbarat kaynağımız “sa
yın muhbir vatandaş” tabir edilen mahlûktu. Polise, savcıya, mahkemeye tıpış tıpış gider, nedamet
getirir, ne isteniyorsa onu anlatırdı.
Bülbül gibi…
Gel zaman, git zaman, devir değişti, çağ atladık. “Modem telekomünikasyon” vaziyetleri, O55’i çevirdin mi, ya İsmet Sezgin çıkıyor
karşına, ya Seg/G Oktay… Biri dahiliyec_i, öbürü a Iiyeci…
Ilki “Hemen geliyorum!” diyor,
“Kırk sekiz saat mı desem, üç
yüz altmış saat mı desem, 500 gün
mü desem?” havasına yatıyor.
Ne zaman gelirlerse gelsinler,
canları sağ olsun, şahitler var, kalan
sağlar onların, ölenler de onların…
Al birini, vur ötekine, hepsini
çarp eskisinez..
i***
Bizim zamanımızda, hem operasyonlar, hem “duyum kaynaklan”
başkaydı.
E SKİDEN çağın gerisindeydik,
İstanbul’un _sıkıyönetim babası
Faik Türün’dü. Ihbar geldi bir gün…
Hemen radyoya telefon etti, 12 Mart
1971.’in muzafferiyetini tescil ettirmek için, “Uçun Kuşlar Uçun, lz-_
mir’e Doğru” şarkısını söyletti. Basılacak üç örgüt karargâhının yeri yurdu belliydi.
_ Basılan üç “ö ” evi” çıktı.
ln yok, cin yok… _rgüt hiç yo
Kapdaşı Musa “n’ü aradı. O
da 12 Mart’ın hil atlarındandır.
?Radyoda teröristlerin işbirlikçileri .
var. Sabah çaldıkları türkü uyarı
mesajıydı…” dedi, “Kaçmalarını
söyledi…”
Allah’ı var, Faik Türün’ün tufasına gelmedi Vaziyeti kurtarmak için, Hasan Mutlucan’ı yataIğından kaldırttı, serhat türküleri söyetti. .
Yıllar sonra “ihtilal habercisi” olmanın nasıl bir duygu olduğunu sormuştum Mutlucan’a… Onun cevabı
benim cevabımdır.
“Beni bir daha o saatte uyandıranııınnnn…”
M
fsrıvoızuM
ıl:lll.l.l.l`:çiziyıalilıç ı
kENDiM için ieTwRsAM
NAMERDlM-n. .
&imam :CAM
SOSYAL DEMOKRASİ DEMOKRATİK SOL
SOSLU PARTİ
MEDİYOKRASİ PART-TİME SOLDA
(“Uİ” Joker) KRİKO
l y Avı aşağı ayı vukaı
AşAışşığu- ° Lğııııadgirdiğinde
an y- ea ıparY lıül öncesin- çayı çal ırtacade MHP’nin as- ğım…” _
keriydi, daha Mustafa Tasonra Mesut Yıl- şar altta kalmaz,
` `maz’ın başdanışmanı oldu. Mustafa
Taşar başbuğun odasına çay getirir
götürürdü, milliyetçi hareketin neferiydi, ANAP’ın en yüce katlarına tırmandı. Hâlâ oralarda bir yerde…
Dönek döneğin kurdudur.
Aktaran gazeteci dostların yalancısıyım, Taşar hakkında şöyle konuşuyormuş Okuyan…
“Kendisi için ‘otel ayısı’ dedi a,
benzediği için çok tuttu bu teşbib…
Yalnızca siyasî çevrelerde değil,
kendi evinde, çocukları arasında.:
Babalarının eve geldiğini görünce,
Barış Manç0’nun ‘Ayı’ parçasını
koyuyorlar teybe… Sonra ko up
‘Baba, senin şarkını çalıyorlar’ iye
maytaba alıyorlar. Olağanüstü
kongre falan yaparsak, Mustafa sa
0 da karşılık veriyormuş… “Ben otel
a ısıyım, o ayının sahicisi… Ustüne
a ınmıyor, ama, bizim Banş (Manço) onun için bestelemişti şarkıyı…”
“Politikacıya her türlü
sövgünün, askeriyeye sınırsız
sevgi ve övgünün tamamen
serbest olduğu rejime
Türkiye’de ‘demokrasi’ denir…”
(Kulunuz, 13 Eylül 1980)