Nerede o eski askerlikler!

meydan muharebesinde Şük
rü Naili Paşa’nın kurmay başkanıydı. Babam öldükten son’ra, “istiklal madalyası” bendedir.

Çok “asker” büyüdüm. Ama, izleyen dönemlerde, sivilleşmekle beraber, askerlikle
ilişkilerim kopmadı. On sekiz
ay ‘askerlik yaptım, altı ay askeri
mapusta yattım,
mıntaka temizliği
yaptım. 12 EylüI’de de, üçlü
kararnameyle
geldiğim bir yerden üç isimli biri
(O.R.E.) tarafından kovuldum.

Sağlık olsun!
Yarım asırlık öm- ” `
rüne üç başarılı, ikisi başarısız, toplam beş asken^ idare sığdıracak kadar yaşayan biri için “hayat tecrübesi”dir.

RAHMETLİ dedem Sakarya

***k

Demem o değil… “Nerede 0 Eski Askerlikler!” yazımı yazarken,
parasıyla değil mi, kısa (ve kurşun)
askerlik yapanlara karşı kompleksliydim.

Asker milletin asker evlâdı elsiksiz askerlik yapar diye ifritliydim.
Yazdım, cevabımı aldım. Değişen
bir şey yokmuş…

Ha kısa, ha uzun… Ha bedelli,
ha bizimkisi gibi…

BAK NE QİYCEMLYARISIN!
kyEPE M… Müş ‘
GEKı_ AYA :Mız Alış&

«wbßıýıßéûy

Kurthcın FISEK
Nerede o eski asşlıerlikler (memnu

*i*

Bu aşamada adımızın yayınlanmasının ve toplu imzanın suç olacağı nedeniyle isim ve imza göndermiyoruz…

0 Aylık 33 bin lira maaş hakkımız olduğundan hiç haberimiz yok
. . ş tu. Ancak, ikinci
ayın ortalarında,
orada görevli subay/ardan birinin
adımıza toplu
imza attığını ve
maaşların bize
ulaşmadan alındığını öğrendik.

933 bin _lira
belki küçük ve
önemsiz bir rakam, ama, 6 bin
bedelli askerin 2
aylık maaşını hesap ederseniz,
396 milyon liraya geliyor.

G) Problemimiz, yemeklerin değil, kantinin fiyatları… Kantinde bir
çürük kavunun kilo fiyatı 15 bin lira… insaf!

0 Böl’ strogonoflu, balık çorbalı,
krep suzet/i dediğiniz yemekhanede, pilav tenceresine da/dırdığınız
kepçeden sırıtan bir fare Ö/Üsü çıkarsa, siz de minnettar ve medyûn-u
şükran kalmazsınız herhalde…

ß Saygılarımızla…

i***

Ne dememi istiyorsunuz?

Allah’tan çağ dışıyım… Askerlik
anlamında…

1Ei2ı
ıN…

Diyarbakır’da
saııiııi mechul canta

HP’nin Diyarbakır’daki bölge toplantısına gidiliS yordu. Uçak havalandı, kemerler çözüldü, der
ken, el çantaları kompartmanlarından birinin
kapağı_ açıldı, kocaman bir çanta “küt” diye MYK
üyesi Onay Alpagdnun kafasına düştü.

Hemen koşuşmalar oldu, ilk müdahaleler telaş
içinde yapıldı. Ortalık yatışınca, “Çantanın sahibi o
dikkatsiz hıyar kim?” diye soruldu. Ama, kaşla göz
arasında yok edilmişti çanta… SHP’nin kemikleşmiş
alışkanlığıyla, Çakmurcular Karayalçıncıları, onlar
Gürkancıları suçladı, ama, çantanın sahibi bulunamadı.

Gülmeye başladı Alpago… “Faili meçhul cinayetlerin olduğu bir yerde sahibi meçhul çantadan daha
normal ne olur?”

HİÇ sanmıyorum, ama, siz
bu satırları
okurken Bat. man’daki kanlı
‘ tahrik eylemi
ZEKİ ŞANAL nin sorumluları,
Mehmet Sîncar’ın katilleri yakalanmış olabilir.

Ama, tekrar ediyorum, hiç ihtimal vermiyorum…

Vermek mümkün değil, çünkü, Batman’da son
bir yıl içinde 170 “faili meçhul cinayet” işlendi.
Çoğu da gündüz gözüyle… Gazeteler “Batman’da
faili meçhul cinayet” başlığını her atışında aynı
açıklamayı yaptın: “Batman’da işlenen cinayetlerin heEsi faili meçhul d ‘ildir…”

Pe i, mâdem cinayet erin bazılarının “faili mâlûm”, sanıklar nerede? Mahkemeleri göz açıp kapayana kadar yapılıp bitti de, bizim mi haberimiz
yok?

Bir adım daha öteye gidelim… DEP milletvekilleri çarşı-pazar gezerken, esnafla konuşurken, normal şartlarda kum gibi kaynayan güvenlik kuwetleri neredeydi? Tetiği çekenler, çektirenler hakkında tek bir istihbarat kırıntısı da mı gelmedi? Olağanüstü hâl bölgesinde hiç mi olağanüstü tedbir almayı akıl eden yok?

Söylemeye üzülüyorum, ama, bazı valiler kokteyl-kokteyl dolaşır, bazilari havaalanını mesken
edinmiştir, bazısı salt asayişten sorumludur. Bunları yapmazlarsa, ne anladım ben böyle valilikten?

”Türkiye yakın bir
gelecekte ikinci,
“çük bir Amerika
haline
gelecektir…”
(Nihat Erim, 1949)