Nerede o eski askerlikler?
29 &ust; I 990
Kurihcın FISEK
Nerede 0 eski askerlikler?
İZİM zamanı_mızda böyle deB ğildi ”askerlik…”
Davulla, zurnayla, tefle, gözyaşlarıyla, otobüslere, trenlere ”tertipler” doldurulur, vatan borcunu ödemeleri için uğurlanırdı. On sekiz aylığına, yirmi dört
aylığına gidenler,
0 sırayla, analarını, babalarını,
dedelerini, emmilerini, yengelerini, emmoğullarını, sarıkızlarını,
çil horozlarını ve
eşlerini, nişanlılarını, sözlülerini
geride bırakır,
yazdıkları er
mektuplarında
aynı sırayla hepsine selam ederlerdi.
Subaysan subay gazinosunda
tabldota, ersen karavanaya talim
edilirdi. Dinî bayramlar tam bayramdı. Kuru fasulyenin içinden bir
ısırımlık koyun eti çıkması, bayramlıktı, seyranlıktı.
Şimdi, efendim, “bedelli askerlik” icat oldu, askerlik bozuldu.
i***
Yirmi dört ay askerlik yapmış biri olarak kıskanmıyorum bedelli askerleri… Rüzgâr öyle esti, onlar yelkenleri doldurdu, bizse küreğe talim ettik.
“Suçumuz fakir mi olmak?” diye
isyan eden ailelere de üzülmüyorum… “Ben zenginleri severim!” felsefesine, önce anayasa referandumunda, sonra peş peşe iki genel seçimde oy verenler üzülsün… Fakiri
Fırat-Dicle hattının doğusuna, zengini batının sahillerine o felsefe taşıdı.
Ama, zoruma çok giden şeyler
oluyor.
Bedelli (kurşun) askerlerin geçen
seferki tertibiydi. Iki aylığına gitmişlerdi. ”Bayram izni” istediler, veren
çıkmadı, ama,
verilseydi, bir
buçuk aya inecekti vatan borçları…
Şimdikiler bir
ewelkilerden_ de
baskın çıktı. lçtima yapılmış,
herkes yemekhaneye koşmuş…
Ben de olsam
koşarım… Mönüde boullabaise,
yaban mantarlı
boeuf strogonof, şalade nicoisse,
parfait’li coup var. isteyene muhtelif
kolalar, istemeyene Dom Perignon… Tercihe bağlı olarak, ara sıcaklar, soğuklar…
Nöbetçi subay bir şeylerden pirelenmiş, tekrar tâdat (kelle sayımı) istemiş, bizimkiler sinirlenip Tugay
Komutanlığı’na toplu yürüyüşe geçmişler… Uç şey söylemişler.
KAıâAvmA l
0 33 bin lira maaşımız bu ay iki
gün geç ödendi.
9 Yemek fiyatları çok pahalı, ordu- ‘
evlerinin düzeyine indirilsin…
ß Kantinde istediğimiz sigaraları
bulamıyoruz, getirilsin…
Kalmadı 0 eski askerlikler… Bizim zamanımızda erat “Asker”e,
subay “Silahlı Kuvvetler”e talim
ederdi.
gü
Me*
‘su istemezük’
ATMAN’ın Beşin^ ve
BKozIuk ilçelerine bağlı
iki köyün halkı, Köy
Hizmetleri Bölge Müdürlüğü’nün açtığı içme suyu ihalesinin iptali için Valiliğe resmen başvurmuşlar… Ortak
dilekçeyle…
Batman valisi Zeki Şanal
şaşırmış… Projeye göre, içme
susuz’ olan 364 köyden
70’_ine su verilecekmiş…
ihalede yolsuzluk muyapılmış? Bölge halkının lS1<| skandalından midesi mi bulanmış? "Başımızda zâten PKK var, Hizbullah var, faili meçhul cinayetler var. Bir de hırsızlarla, yolsuzlarla uğraşmayalım" mı demişler? Hiçbiri değil... "Çeşme açarsanız huzursuzluk çıkar, kan dökülür" demiş köylüler... Sonra eklemişler: "Tek damla içme suyumuz yok, derelerden su taşıyoruz. Çeşme yapılırsa, çeşme başında sıra kavgası çıkar, kan gövdeyi götürür..." Zeki Şanal'sa "demokratik" tavır koymaya karar vermiş... İçme suyu gitsin mi, gitmesin mi diye, sonbaharda referandum yaptıracakmış ilgili köylerde... Il. .t ANDMYE A TANSU ÇİLLER "KURT politikacı” sınıfına girmeye başladın artık... 'Bundan bir ay önce, "Uç ay süreyle nişanlara, nikâhlara, sünnetlere gitmeyeceğim!” demiştin. Cavit ÇağlarHn kızının görkemli düğününe katılacağını öğrendim. ÇağlarHn sitemli (ve başka) bakışlarına, bıyık altından mahzun (ve başka) tebessümüne dayanamadın herhalde... Uzülme, örnekleri var, "Katılmayacağız dediysek yarından itibaren katılmayacağız demedik herhalde!" dersin, olur L biter. Kurt politikacılığın şânındand/r. ”Burnunun ucundan ötesini görebilen pölitikacıları çok takdir ederim. Uzak görüşlü olurlar. O yüzden de GauI|e'ü beğeniyorum..." (Jean-Paul Sartre, 1957)