Ne dememi istiyorsunuz ?
BİR ::nün iıııssi
KURTHAN FİŞEK .
14 Ocak 1994
ı CUMA
‘NSANLARIN yazı yazmaktan, konuşmaktan sıkıldıkları günler olur. “Kerhen” yazıp söylerler. ş
Benim bugünüm de onlardan biri…
Peki, böyle bir “isteksizlik” nereden
kaynaklanır?
Ya söyleyecek söz, eleştirecek biri bulunmadığı için… Ya söylenmesi gerekeni
kendisinden ewel söyleyen biri çıktığı için…
Bugünkü yazımın
içine Rauf Tamer etti.
İstanbul seçimlerini
beş bilinmeyenli denkleme benzetti. 1991
genel seçimlerinin oy
dökümünü” verdi.
ANAP… Obür dört
partiyi al birine, vur
ötekine… Oy ortalamaları 17-18 civarında…
Ama, ilginç bir şey ` ‘
söyledi Tamer…
Burada bizi şaşırtacak tek nesne,
SHP’nin durumu… Sadece o meçhul.
Bir türlü kestiremiyoruz.
Sözen ‘siz veya Sözen ‘li bir 5HP’ye am
veya eksi hiçbir puan yük/eyemiyoruz. Kârını, zararını hiç tahmin edemiyoruz.
Ama yarıştan koptuğunu kimse söyleyemez. SHP’nin çıkaracağı aday mühim.
ılememi istiyorsunuz?
Bakalım kim.?
i’ ‘k i’
Sahi, bakalım kim?
Kültür bakanı Fikri Sağlar ve eşinin ~
verdiği olağanüstü kalitedeki yılbaşı resepsiyonunda, minicik bir şaşkınlık vardı. Tek
alsilik oydu. Amerika’ya uçmak (ve ödül
almak) üzere olan Murat Karayalçın dahil,
hiç kimse, SHP’nin
A_ Ankara büyükşehir be lediye başkanlığına ki min aday gösterileceğiİ: ni bilmiyordu.
“Ankara adayı
kim?” diye sordu misafirler…
“Erol Tuncer” dedi
SHP’nin “en üstünün
üstü” yönetiminden birı…
Erol Tuncer çok es i ki bir isimdir.
“Kaç yaşında yahu?” tepkisi gelince,
“Yetmiş civarında olması lâzım, tam kestiremiyorıım…” cevabı yetişti.
Bunu söyleyen SHP üst yönetimine bir
hatırlatmam var.
Erol Tuncer 1938 Bayburt doğumludur. Elli beş yaşındadır.
Böyle bir parti merkez yoklaması yapsa kaç yazar, ön seçime gitse ne olur? ,
l mK* . `.
CLINTQN ÇlL “sizin ÜRDÜM” neo!…
” seven› Dönbuéu”
ğmîûwqsaaaa
– aızııımayoız…
Mehmet Gülhane l
acık mektup…
SKERLlĞİNİ 18 ay yapmış bir
mkuyucumdan .mektup var
“nümde… Mill^ savunma bakanı
l Mehmet Gölhan beyefendiye 5 soru
soruyor. _ ş
Doğu ve güneydoğudaki kara0 kollarımızın çoğrafî konumu,
“savunma” gereklerine uygun mu?
Karakolların yan duvar kalınlığı
50 santim, tavan 30 santim mi?
Pencereler yan duvarlarda mı?
@Tavanda “baca tipi” olması
gerekmez mi?
Karakolların etrafı mayınlı ve tel
ı örgülü mü.? En az 10 koruma
kangalı olması gerekmez mi?
Karakolların altında sığınak var
mı?
Beş basit soru… Benim aklıma gelmemişti, okuyucumun gelmiş… Cevaplarını terhis eıteleyerek sorun çöz
meyi bilen millî savunma bakanı bili
yordur inşallah…
‘ y “Dünyanın
____.._-İ’_{. tarihi, imtiyazlı
bir azınlığın
tarihidir…”
(Henry Miller, 1956) .
TANSU ÇİLLER
BRÜKSEUden çok etkileyici haberler
geliyor. Clinton cağanoz gibi yanaşmış…
“Talebelik günlerımzde Brüksekdıe oldu]
nuzu yeni ` im. Orada ço e
âlebe lokanzıîe _ güz
keseye uygundur. Bir boş zamanımız olsa da başbaşa yemek yeseydik…” _
Bence problem yok… Hillary’le Özer
düşünsün… _
Neyse, başbakanana talebe kafeteryasında yemek peşinde, başbakanananın
yardımcısı Amerika’da ödül peşinde…
SSK ve Bağ-Kur emeklilerine zamlı
maaş ödemeyi öngören kararnamenin
.imzalanması unutulmuş bu arada… 21
23 Ocak tarihleri arasında, bıraktık zamlısını, normalini alırsa maaşlarına şükretsin emekliler…
Aslında, herkes kendine yontuyor, tek
kabahatli “iktidar” değil… Demokratik
hakları savunurken kolundan çekip aldıkları saatin “Piaget” olduğunu söyleyen llhan Kesici itiraf etti. Saati “Longines”miş…
Dalan’a bir diyeceğim yok… Gecekondu yıkımını şeytana, seçilmesini rüfâilere bı raktı.
“Niye ben?” diye sorabilirsin, “Onların hiç mi suçu yok?”
Belki vardır, ama, düzensizliğin, sorumsuzluğun, aymazlığın, vurdumduymazlığın hesabı iktidardan sorulur. Kuraldır..
rı bilirim, entimdir, her _