Ne dedi? Ne dediii?
ÇARŞAMBA
nin auüu ııiııiııas
KURTHAN FİŞEK
I Ã H..
Ne dedı? ne uedııı?
‘Kİ açık oturumdur İstanbul’u izliyo- sunun yüzde 70’i köylüydü. 0 kanunla
ırum. Belediye başkanı adaylarının şehirli yönetilmez…”
açıklamaları beni çok aydınlattı. Der- Doğru… ‘ -‘
saadet’in üç büyük sonınu varmış… i. i, ,A,
Hava, su, toprak…
On yedinci yüzyıldan kalma tul
bacı teşkilâtı “felçli” .
olduğuna göre, AI- .
lah saklasın, yangın
çıkarsa, eksikleri tamamlanır.
RP’nin adayından etkilendim. Partisi
ş . . . kabuk değiştiriyor.
“İstanbul Boğazı’ndan viski içerek
Türkiye’ye bakılmaz!” diyen Orge
Ateş neral Doğan Gü reş’le aynı mesajı
*** 4 dolaylı İletti. Ba
Bedrettin Da- ğaz’dan bakıldığın
|an’ın konuşmasından çok etkilendim.
“28 Mart sabahı ilk
ne yapacaksınız?”
sorusuna, tülûat tarihimizden bir espriy
da değişik, Dudullu’dan bakıldığında
büsbütün değişik
görüyorsun Istanbul’u… Asken^ helikopterle belediye
Ie karşılık verdi. . .. . . ‘ otobüsünün manza”Nerede kalmıştık?” rası epey farklı…
Öbür siyasî partilerin adayları kibar- Necdet Ozkan’a üzüldüm, BayramIıklarından sustular. paşa’ya üzüldüm. İstanbul’u alamazsa,
Biri çıkıp da “Niye kalmıştınız?” diye hem kendisi (DSP) kaybedecek, hem
sormadı. Bayrampaşa..
Once işi mühendis kafasıyla becerdi- i, * i,
ğrğgğlilrîieğûlılêçêğlgýâî lâhlieqgêğlig Geriye kaldı iki aday… Gönlünüze
niye hezimete uğradı? Kabahat kimdey- goreüiıf… .. d. . , . . ..
di? İstanbul halkının nankörlüğünde mi? Z” u y” Sev ‘m’ 5.’Y.a5′. lîlşlllgln’ Op
Halkımızın Özal Ve ANAptan tnkmasln_ plana çıkardıkça, kendısı sıvrılıyor. Kesı
dan mı?Yoksa Dalan’ın kendisinden mi? Cllyl sevdlm’ “Be” mühendisin? hesap’
‘ i_ * * kitaptan anlarım!” demeye getırer. Da
lan’ın hesap-kitaptan ne anladığını (ve ne
Ertuğrul Günay ilginç bir tesbit yaptı. kadar anladığını) anlayana anlattı.
“Belediyeler Kanunu 64 yıl önce çıkmış- Ben AnkaraIı’yım… Karar Istanbultı…” dedi, “O zaman Türkiye’nin nüfu- lu’nun…
a& .ax ..uk ş
N)Lli(TAN DusTÜi
UCAK DÜ$MEDİ QADECE
BAKAN msn& .a
Ne dedi? ne dedi?
ne demek istedı?
on İstanbul açık oturumunda Da
lan ilginç bir şey söyledi. “TBMM
” eli ‘nden istifa edip de istifası
kabul ilrheyen biri, bir yıl beklemeden bir daha istifa edemez…”
Minik bir eklemesi vardı. “Allah’ın izniyle İstanbul’a belediye başkanı olursam, zaten istifa edeceğim…
Olmazsam, 28 Mart sabahı yine ayrılacağım…”
Ankara’daki son dedikoduyu aktarayım size… Dalan’a kırgın Cindoruk’la Dalan’a baştan karşı Keçeli
arasında, Tansu hanımın haberi olmadan, 48 dakika süren bir telefon
trafiği olmuş…
Dalan için ölüm-kalım savaşı başlıyor. Ya biter, ya biter. Veya bitmişse
bitmiş demektir.
ı
İLHAN KESİCİ
DYP’nin devamı olmak için evleniyorsun, ANAP’ın devamı olmak için
“DFT’den geldiğini” söylüyorsun…
Birincisine itirazım yok, gönül ferman
dinlemez… . __
Ikincisine itirazım var, “Rahmetli Ozal
gibi DPT’ten geliyorum!” demişsin…
ANAP’ın devamısın, tamam! Ama,
“kartvizit” Devlet Planlama Teşkilâtvysa,
“devamı” olduğun kişilerin haddi hesabı
yok…
Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Murat Karayalçın… Hepsi DPT’ciydi.
Tansu Çiller’in bir sürü raporu var orada…
Ya kendi yazmıştır, ya asistanlarına yazdırmıştır.
Etkili olmaya başladın… Ama, birilerinin devamı olmaktan vazgeç… Sonra
kontr-şarkı söylerler… Ya söylerler, ya
Emel hanıma söyletirler.
“Sen DPT’nin neresindensin?”
“Dövüşmekten nefret ediyorum… Yaşamam,
_ [f: geçinmem için başka tavsiyeniz varsa, her
teklife açığım…”
(Muhammed Ali, 1974)