Napolyon da vaktiyle Moskova’ya gittiydi

s’ Napolyon davaktiyle
ı N ranla, hayal kırıklığıyla, yıkımla bitti. Pusu?
lasını şaşırmış adamdı. Uygarlıgın dogu
‘ Adası’nda buldu.

Moskova’ya gittiydi ~

İ ‘ APOLYONun “Moskova Seferi” hüs
dan batıya gittiğini bir türlü anlayamadı.
Gül gibi İngiltere, Amerika dururken, Rusya
steplerine yöneldi. ı _ . _ _’ _
Kıçı dondu, kazık gibi çakılıpkaldı. Gen getırdıler.
Kendisini dört tarafı denızlerle çevrılı Elbe

***y

Hitler de tarihin ünlü pusula ‘şaşkınlarından
biriydi. v __

Sudan korkardı. Eva Braun un zoruyla, uç
ayda bir yıkanırdı. v _ _, _
. ‘ ‘Bıraktık Atlas Okyanusu nu, Manş Denizin!
görünce korkardı.

Amerika’ya, İngiltere’ye gideceğine, Alman ge_nelkurmayının gazına gelip MOŞİŞOV& ya yoneld”
stalingraâda (adı değişmiş olabılır) cakılıp kaldı.

Köskös Berlin’e döndü, orada ıntıhar ettı.

y * * *

‘Doğuya giderek batıyı (ve dünyayı) bulâcêğlýl
zanneden bu pusula şaşkınlarırıın akıl hocası, cograf a bilginleri Kristal Kolomlfdur. ı

‘ ltalyaddı. Tam tersini düşünuyordu. . e
.. .Batıya giderek doğuyu bulacağını ısanıyordu.
Hindistan’ı .keşfettiğini Sanmlşétl› Kubîlm” Orala”
v da bir. yerde, karaya oturdu.
i’ *k *k

?Pusula Şaşkınlığı” evrensel bir hastalıktır.
Jfkişiye özel” (şahsa mahsus) degıldır. ._

‘ma’yı Paris’i, Londra’yı, hatta Hawaii’yi alabilirdi.
` `Erken öldü, öldürüldü. _ _u __
Ahvadından Yavuz Sultan Selım gerı donus
yaptı gitti, Arap âlemiyle debelleş oldu. ‘Aslına
,bakılırsa, kuzeye dğnüp Moskova’ya gidecektl,
‘ ama, sudan: korkat, iki ayda bir yıkanırdı. Araya

Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u aldıydı. Ro-_

v’ Karadeniz girdi. ‘ l

iki’

Sayın başbakanım Bülent Ecevit’in Moskova
‘ geziside aykırı (ve “ikircikli”) tepkilere yol açtı.

Zamansız ve gereksiz gittiği söylendi.

Tam aksine, tam zamanında gittiği savunuldu.

Yirmi yıl gecikmeyle,, ‘_’4Moskova’ya! Mosko

. du? ‘5Moskovalyal’ öskovdya!” sloganıriın’
tarihçesini, “Popüler Siyasi Deyimler Sözlülğü” isimli başyapıttan okuyalım… .
‘ ‘ “ * * * y
Uzun yıllar, siyasi edebiyatımızın gözde ithamlarından bin’ olan .“Moskovacı”lık ilk kez Cumhuriyet Halk Partili/er tarafından Demokrat Partililere
‘karşı kullanılmıştır. Bu yolda ilk suçlamalardan biri
_ ni, DP’nin ülkede seçim emniyeti bulunmadığı

eleştiıisine karşı, CHP’nin yayın organı Ulus gazetesindeki sütununda Falih Rıfkı Atay yaptı.
Atay, 1946 seçimleri öncesinde yazdığı bir makalede şöyle diyordu: “seçimlerin serbest olacağından yalnız Demokrat Parti ile Moskova
şüphe ediyor”. CHPliler daha sonraları da sık
sık DP’nin Moskova ‘nın emriyle hareket ettiğini,
hatta para yardımı aldığını iddia ettiler. DP iktidarı
döneminde ise “Moskovacı” olmakla suçlanan
CHP oldu. Orneğin, Başbakan Adnan Menderes ‘e göre, CHP’nin Ulus gazetesi aracılığıyla DP
hükümeti aleyhinde yaptığı propaganda “Moskova radyosunıın yayınları kadar iğrenç”ti.
Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki dotluktan uzaktutumunun yarattığı hava içerisinde “Moskovacı” olmak, yalnızca “komünistlik” ithamını içermiyor, aynı zamanda, “düşmanla işbirliği yapmak” anlamını taşıyordu.

_ 1965’ten sonra, kendi yerini “ortanın solu”
olarak tanımlayan CHP, bu kez Adalet Partili/er taıafından “oıtanm solu Moskova yolu” denilerek
“MoskovacılıkWa suçlandı. Altmışlı ve yetmiş/i yıllarda, sağ parti ve örgütler solun bütün kesim/elini

i . ,Moskovacılıkla suçladı/ar. “Komünistler Moskov- va ‘ya ” o yılların popüler slogan/amdan biriydi.

k**

Benim bu yazıyı yazmaya oturduğum saatlerde, Bülent Bey M0sk0va’dan dönmek üzereydi.

l : Uçağabinmeye hazırlanıyordu.

Moskova’ya gitmek… Pusulayı şaşırmak…

AKöskös geri dönmek…

Dost-düşman ayırt edemezsen, pusulayı şaşırırsan, ben ne yapayım yani?

:â uydu da köiüûîöiüfkßlf*