Memur (SHP) Kafasından Memlekete Hayır Gelir mi?

duman olan yerde…

, »gama

MEMUR (SHP) KAFASINDAN
MEMLEKETE HAYIR GELİR Mİ?

‘îf- urat Karayalçın partisinin mal
v’ ._ varlığını açıkladı. Fena sayılmaz…
A .ANAPınkiyle mukayese ettin nıi.

ı_ solda sıfır kalır.

3 i Dayanamadı, kendi servetini

İ 3 de beyıân etti. Uç-beş kuruş para.
temelden girilip henüz bitmemiş iki-üç kooperatif evi, kıçındaki don, üstündeki elbise…

Murat Karayalçın, Yüksel Çakmur. Aydın Güven Gürkan gibilerinden bu meııılekete hayır gelmez…

Kendilerine hayırları yok ki, memlekete
hayırları dokunsun…

c c e

Minik bir hatıram var.

Yüksel Çakmur’un 1978-1979 kerbelâsındaki spor bakanlığı sırasında, hasbelkader, ben de “üst bürokrat” sınıfındandım.
Spor bakanlığına bağlı Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nün adı henüz “Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğü”
olmamıştı, Türkiye’nin
en yatırımcı 5 kuruluşu
arasındaydı.

Yaptığı açıklamalarla “bağış” meselesini doruğa çıkartan SHP eski
genel saymanı Fikret
Unlü de örgütün genel
müdürüydü. Çok eskiden tanırım, bütçesini
denkleştirmeye çalıştıran herkes gibi kuruş
sayar.

Seçim bölgelerine tesis yapılmasını isteyen
milletvekilleriyle, su
görmemiş çocuklarını

Mal beyânında bulundu.

Kendisinden özür dilerim, üstündeki
nıodası geçmiş üç düğmeli takını elbisesinden, başındaki kasketten, ipotekli dairesinden, sigorta emeklisi nııgır nıaaşıııdan_ başka bir şeyi yoktu.

Ittihar ederek anlattı.

CHP de. belki tarihinde ilk defa, Kırklarelinde seçim kaybetti.

İsmini yıaıılış hatırlıyor olabilirim, galiba “Hüsmen”di, keııtin ağası lsnıet So
~lak’ı kenara çekmiş… “Kendisine faydası

dokunınadı, bize niye hayreylesin?” dec e c

SHP tuhaf partidir, eskilerin deyimiyle namus-u mücessemdir. Herkesin çaldığını (ve iş yaptığını) varsayar, kendisinin
çalmadığını (ve dolayısıyla iş yapmadığını) baştan kabullenir.

SHP memur partisidir.

Memur mantalitesini kısaca özetleyelim…
Ticarete yatkın Musevî`lerden farklıdır “memur kafası”… Kendi
evinde oturmaz, kirada
oturur, gayrımenkûle
para yatırmaz, daha
kârlı alanlara yatırım
yapar.

SHP`yi bu “memur
kafası” yaktı.

CHPyi de yakmıştı.

İBaşımın üstüne çekeceğim bir çatı olsun”
kafasıyla, ellerine ne
para geçtiyse, tek parti
döneminde gayrimen
“şampiyon yüzücü” diye
sokuşturan partili velilerle dolup taşardı
bakan odası…

Sayın Çakmur politikacıydı, biz değildik… Ne zaman seçmen görsek kaçardık.

Bir defasında bakan kapısında yakalandım.

Kırsakallı “işbitirici adayı”, besbelli, sayın bakanın tırçasını yemişti.

“Ulanl” dedi kapıdan çıkarken, “Eski
hükümet çok iyiydi. Hem iş yapıyor, hem
yiyorlardı. Bunlar ne yiyorlar, ne iş yapıyorlar…”

o o o

Hep anlatmışımdır. Ankara temsilci
yardımcımız Ismet Solaktan dinlemiştim…

Kırklarelideki seçim hazırlıkları bâbında Karaoğlan konuşacaktı. Bölgenin ağır
topu, ağası ön sıradaydı. Yirmi yıldır çıkarmadığl (ve yenilemeyip eskisiyle idare ettiği) kasketiyle Karaoğlan çıktı kürsüye…
TEMPO 128

< kûl aldılar. Demokrat Parti geldi, ellerinden aldı. Geri almasına aldılar, ama, analarından emdikleri süt burunlarından geldi, 27 Mayıs ihtilali gerekti. ~ __ Akıllanmadılar, yine gayrimenkul yatırımı yaptılar, o binalarını da 12 Eylülde Devlet Güvenlik Mahkemesi aldı. o o o Bu SHP adam olmaz... Hırsızlığın birinci şartı pişkinlik, ikinci şartı karda yürüyüp iz bırakmamak, üçüncü şartı susmaktır. Mallarını açıklarsan, zamanı geldiğinde elinden alırlar. « Mustafa Taşar ("otel ayısı", "eski MHP çaycısı", "ANAP genel sekreteri" vesaire) ne güzel söylüyor: "Malvarlığınızı açıklamanın ne mânâsı, ne faydası var?" Hep demişimdir: "Bir bilene sormalı..." sırınçlîiiocnıııu ı (Yolsuzluk Ara Karnesi) SÜLEYMAN DEMİREL (Sunta, cunta ve yolsuzluk. kendisinden baska herkesi bağladığı TANSU ÇİLLER (Yolsuzlukları SHP'nin iç meselesi olarak görme havasına girdiği için) ................................................ ..0 MURAT KARAYALÇIN (Fakırliğini ilşa ederek, SHP seçmenine, “Kendisine hayrı yok, bize nasıl olsun?" dedirttiği için) IŞIN ÇELEBİ (ANAP döneminin tokatçılığını 3 bardak portakal suyuyla 2 kilo ayvaya indirgediği için) .................. ..0 MUSTAFA TAŞAR ("Partilerin gelir kaynaklarını açıklamanın ne faydası var?” diye sormak süretiyle, yüzsüzlüğun zirvesine tırmandığı için) ................................ ..0 ATALAY COŞKUNOĞLU (1991 itibariyle 20 milyonu zor bulan maaştan 18 yılda 96 milyar lira bıriktirmeyl "normal" bulduğu için) ......................................................................... ..ß EMİN BAŞER (TÜRKSAT tokatını basarılı şekilde unutturduğu için) . . . . . . . . . . . . . . . . , . . . . . . . ..ll SEDAT ÇOLAK (İLKSAN vak asında kaşla goz arasında Tercüman gazetesini gasp ettiği için)..... .............................. ..0 FAİK AKDİL (İSKİ olayında açıklayacağı çok şey olmasına rağmen, ne hikmetse, üç aydır kayıp olduğu için) .............. ..0 EÃGUN GÖKNEL ("Tek keriz ben miyim?" sorusunu cezaevinde ısrarla tekrarladığı için) .................................... ..0 (Haftalık Anagram Analiziniz) SÜLEYMAN DEMlREL BIR DEMET YASEMEN (”BET"J0ker, “LÜLE"Arrtl) İNTERSTAR RESTRAINT??? ('77 ? ?" Joker) HÜSAMETTİN CİNDORUK :Alis TÜH, DEMOKRASİ CENNETİ! ( “EE " Joker) TANSU ÇİLLER ÇERÇI SULTAN ("_C”J0ker) MURAT KARAYALÇİN ÇARÇUR, YATALAK MI? ("Ç" Joker) MESUT YlLMAZ UY, ZAMLI MEST MEHMET GAZİOĞLU EN ZAHMETLI DOGUM (WD "J0ker) AVNİ AKYOL KOLAY VIRANE (“ER'J0ker) MEHMET KAHRAMAN EN HAMARAT HEKIM (“l"Joker) ANAYASA MAHKEMESİ _ AY, MESANE SANA HAKİM ('N"Juker) V' 111 TEMPO 130 ı l ı' - -.-â OSMAN ABİM, SEN DE ANTİ GOMONİSTSİN, EMRET,AAPO'NUN KELLESİNİ GETİHEYİM SANA... i: TAK MORUK, ANLAŞT|Kl FOTOĞRAFLAR: RECEP TANITKAN yerde. . . IÇIJRTHAN FİŞEK: i t SAYIN... MUSTAFA IASAR (MHP Caycısı. Otel .Ay'ısı, Siyaset Dayısı) Murat Karayalçın "delikanlılık" yaptı. Bütün tahsil-terbi› yen tetikçilere çay-kahve taşımakla sınırlı olduğu için, buna sinirlendin, "ANAP Genseki" sıfatıyla sert çıktın: "Adam, yanlışlıklar, yolsuzluklar ortaya çıktıktan sonra mal varlığını açıklıyor, herkes aynını yapsın çağrısında bulunuyor, yanlış yapıyor. Yapıp yapıp zeytinyağı gibi su yüzüne çıkmaya çalışmanın anlamı yok... Ozür dileyip hatası~ nı kabul etmesi gerekir..." Murat Karayalçın çulsuzluğunu açıkladı. Partisinin malını mülkünü ortaya döktü. . Suçlu oldu. Kimin gözünde? ANAP`ı bekleyen 138 yolsuzluk dosyasından 44'ünde adı geçen zâtınızın gözünde... Ardamarın çatlak, ama, çatlak fazla değilse, ağzından çıkanı kulağın duysun... Yoksa, Bekir Coş~ kun'la ilk defa ters düşeceğim... Okuma-yazman varsa belki okumuşsundur: "Badiyi Vurmasınlar!" Ayı yavrucuğuna yazık! .'*-- :iş ı, ~': W. " .ığmîiêailßiı . . ***Aptal siyasetçi, televizyonun karşısına oturur, önce kendisini şeyretmeyi, sonra da hava raporunu bekler..." (Iîm “Garfield” Davis, 1988) Mezraada geçen uzun günlerden sonra, medeniyete kavuşmanın keyfiyle, berbere gitmiş Reşo... "Allengirli uzatma babo! Kürt traşi yıapiyseııl" demiş... Acemi nalbant kürt eşeğinde, acemi _berber memleketlisinde, mahallelisinde öğrenir... Ilk makas darbesi Reş0'nun kulağını götürmüş... İkincisi burnunun ucunu bitirmiş... Gelmiş sakal traşına... Bir ustura oraya, bir ustura buraya, üçüncüsü öbür tarafa, Reşdnun kesilmedik, biçilmedik tarafı kal› mamış... Tam 0 an, Reşdnun sağ kol tarafına takılmış berberin gözü... Sağ kol yok, omuzdan kesik... Sima da fazla yabancı değil... "Taniyr miyem seni?" diye sormuş berber, "Yabancı gelmiyrsen..." ' "Yohtir, tanimiyrsen..." demiş Reşo, "Sağ kolumu Şırnakta, mayın tarlasında kaybetmişemdir..." ...r :hmaısqı l KURTHAN FİŞEK :FISILTI TÜRKİYE'DE MAASLAB... duman olan yerde... "KÜRT PROBLEMİ" ÜSTÜNE SORULAR ııoıcıııoııııııııııııııııvıvıııı9ııoııııooooıııûıııoıııııoıııııııııılı "Kürt Problemi” var. ”PKK Soııııııı" var. lkisiııi birbirinden ayırmak' lazım... K ün problemi ekonomi/dir, yatırımla ıııaııııııılıı hâlledilir. PKK sorunu askeridir. uzmanların dediklerine göre silahla çözülür. Bu "Ibrobleııı-soııın " ıkilenıi nasıl, niye dallıııııp bııdaklandı? Tatlıya bağlanır mı? ııı:ıııııııııııoııııııııııııııı›ııı« SORU 1. Diyarbakır'a "Güneydogunuıı ris'i" denir. Sanayi ağırlıklıdır. Bilin bakalım, nüfusun kaçta kaçı sanayiden ekmek ıyiyor? a. Yüzde 75 b. Yüzde 51 c. Yüzde 30 d. Yüzde 2,8 SORU 2. "Başkent" diye anılan f Diyarbakır'da tarım-kahve nüfusu yaygındır. Yani, ya tezek kokusu çıkar, ya sigara dumanı... 1990 yı- _ lı tesbitlerine göre, hava kirliliği bakımından, Diyarbakır Türkiye Ben bilmem. Liseyi bitiren/erin _vüzde 93 'üııûn işsiz olduğu Diyarbakır'ı raııııııadaıı. kiııısc. aına. liiç kiıııse. ıncselqve neşter ıııranıaz. .. Rıfat Dağ ve Dr. A rilla Göktürk isimli iki genç bilinıeriıı araştırması var. Belki karaınszır ııılıluyııııı. anıa, biliııısel satır ar. larını okudukça, içim biısbıiıüıı kararıyor. ooıııılınılılvoıjııııııoııooııırcı SORU 6. Köylünün yağla, balla beslendiği i dönem bitti. Hepsi hubûbatla idare ediyor, ama, o da yetmiyor. Türkiye`de 2000 kalorinin altında beslenen iller sıralamasında Diyarbakır kaçıncı? ' b. 17 d. 61 SORU 7. Kadınların okur-yazarlığı bizde azdır, yüzde 45 civarındadır. Ahmet Kenan Evren okumaz-yazmazlığı "okuma-yazma seferberliği" sayesinde sıfıra indirdiğini iddia etmişti. GAP bölge kaçıncısıydı? sinde okuma-yazma bila. Birinci meyen kadınların oranı b. İkinci kaçta kaç? c. Beşinci a. Yüzde 14 d. Sonuncu b. Yüzde 33 g c. Yüzde 49 SORU 2. Türkiye'nin d. Yüzde 72 en önemli problemi, gelir dağılımındaki eşitsizliklerdir. Gayrısafî millî hasılaya 31'inci sırada katkıda bulunan Diyarbakır, fert başına millî gelirde kaçıncı sırada ge liyor? a. 3 b. 33 c. 51 d. 74 SORU 4. Hangi abuk icât etti, hatırlamıyorum. ama, "Oncelikli Bölgeler Projesi" vardı bir zamanlar... Türkiye'de bir yılda kullanılan kredileriıı kaçta kaçı Fırat-Dicle hattının doğıısuna gidiyor? a. Yüzde 100 b. Yüzde 99.8 c. Yüzde 99.3 d. Yüzde 0.7 SORU 5. Türkiye'de yetişkin insan başına günde 3.124 kalori tüketilir. Diyarbakır'daki tüketimi tahmin edin bakalım... a. 1201 b. 1734 c. 2808 d. 5154 TEMPO 132 SORU 8. Diyarbakır`da ciddi "mekanizasyon" başladı. Çiftçi. lerin 1.845`i hayvan pulluklu, 3.200'ü traktörlü... Peki, karasaban kullanan kaç kişi var? a. Hiç b. 3-5 ~c. Yarım bin d. 10.992 SORU 9. Türkiye petrolüııüıı yüzde 60'i Diyarbakır'da çıkar. Doğu bölgemizin bu Paris'inde kaç rafıııeri var? a. 1 b. 2 c. 113 d. Hiç SORU 10. "Devletçilik" bizde 1932 yılında başladı. İlk başladığı yerlerden biri de Diyarbakırdı. Devlet orada ne tesisi kurdu? a. Genelev b. Rakı c. Tekstil d. Boru CEVAPLAR 1) d. 21 a, 3) c, 4) d, 5) c, 6) d, 7)d, 8) d, 9) d, 10) b. Nisbeten "genç" sayıldığıııı _yıllarda üniversite hocasıydını. Bürokrasiyi, devlet idaresini anlatırdım. Atla deve değildi anlattıklarım... Ama, bizim hocalarınıızdan öğrendiğimiz bir kuralı. biz de talebelerimize aktarırdık. "Eşit işe eşit ücret öde meyen devlet, kadınlar lıamamına döner. Birbirleriııin ıııaaşını sormaktan, soruşturmaktan, hiç kimse iş yapmaya vakit bulamaz..." _ Onümde Kamu Ortaklığı Idaresfndeki okuyucularımdan birinin mektubu var. Vizyon sahiplerinin en büyük rüyası olan "Ozelleştirme"nin niye kör-topal gittiğini çok iyi özetliyor. "Kimsenin parasında gözümüz yok, ama, zorumuza giden şeyler çok... Ucret adaletsizlikleri iyice sapattı. Neyin kaç paraya özelleştirilip satılacağını karara bağlayan uzman personelin brüt maaşı 13 milyon lira... Uzman yardımcılarınınki brüt 8,5 milyon lira... Sekreterler 8 milyon lira alıyor, KOI başkan yardımcısı sekreterinin eline geçen 10 milyon, başkan sekreterinin aldığı 13 milyon..." Gerisini ben öğrendim. lki yıllık yüksek okul mezunu brüt 12,5 milyon, dört yıllık fakülte mezunu 8,5 milyon alıyor. Başkanın maaşı brüt 17 milyon, yardımcılarınınki brüt 15 milyon... Hiçbir imâ ve ihsasta bulunmuyorum, ama, Kamu Ortaklığı İdaresi, devletin malvarlığını satmakla görevlendirilen bir kuruluştur. Satılanların ederi ve T.C. bütçesinin (katrilyon) birkaç katıdır. Bordromu görüp başkasıyla karşılaştırdığım zaman, "Sat anasını gitsin!" dememek için kendimi zor tutardım doğrusu...