Memleketin tek kerizi ben miyim? (2)

ı _K v i_ l . ..
BİR GÜNÜN ııiııîııııai
KURTHAN FİŞEK

10 Mayıs 1994 . .
SALI v.”

Memleketin tek kerizi ben mivim? (2)

CEVAP – Kumarda tek ‘

î*i“*.“~’^*,6*î w

ünkü sohbetimize
Dbugün devam ettim. lsimleri lâzım

olmayan bazı “gecekondu profesörleri” gibi olmadığı için hazırlanmıştı.

SORU – Bizim ekonomide, bir de, “reelhayaîküçükali” ekolünün olduğunu söylediniz. Ustelik,
“ekol” değil, “school” dediniz. Niye?

CEVAP – Esas mesleği Karagöz-Hacıvat oynatmak olan Yeniköylü Hayali Ali
Usta’nın devamı olan bu iktisat okulu,
komşusu bir hanım sayesinde çağ atladı.
Kendini aştı, yeniledi. Uç kare vardır
oyunda… Döviz, Borsa ve Faiz… Tombalaya da benzetebilirsin…Cebindekini bir
gün önceden hoşuna giden kareye basarsın, ertesi sabaha kadar yeme-içmeden
kesilirsin, yarın ya yırtarsın, ya papazı bulursun… Burada önemli olan, yarın ne
olacağı değil, “ovemight” (akşamdan sabaha) keyfidir. Gâvurlardan V. Pareta,
“ekonomik mutluluk” (Pareta optimumu), gecelik zevk, heyecan ve şehvetleri
buradan, bizim Hayali Küçük Ali’den yürütmüş, kendine mâletmiştir. Aslında, bizim malımız, bizim öz icâdımızdır.

SORU – Bütün bunların 5 Nisan kararlarıyla ne ilgisi var?

CEVAP – Senin de hasbelkader ” rof”
olduğunu bilmesem, “aptal ve cahi ” diyeceğim… Neyse, hislerim bana kalsın…
Efendiın, “irrational expectations” (mantıksız beklentiler) ekolünü duydun mu? ‘

SORU – Hayır.

CEVAP – Oyleyse iyi dinle… Bu çizginin devamı, yalnızca bankaları değil, bütün mevduat sahiplerini devletleştirmiştir.
Kumarhane aleyhine çalışan krupiye gördün mü hiç? Hangi krupiye, kurulu rulet
masasında, dolara, marka basma, kağıda
yatır diye tüyo verir? Veriyorsa, yanlış yer
gösterir, yanıltır. Kumarhanenin açığı ka_panmaz, yama aynı kalır, delik açılır.’
Oyle olsa, hemen jandarma veya polis
çağırır, krupiyeyi kovarlar.

SORU – Yani?

Bu x&şiluý}ivîfâîşğîîşuş
M PAIAyı…

kazanan kumarhanedir.
Bütçesi açık veriyorsa, can”si açıksa, 0 kumarhane zâten kepenk indirir. Zorlandığı zamanlar elbette olur.
Bâzılarının .şansı fazlasıyla
yâver gittiği zaman, komşu
kumarhanelerden borç alırsın, telefonlarını, kışlık kömür stoklarını satarsın, kumarhanenin çaycısını, odacısını kovarsın, asli personelin ikramiyelerini ödemezsin, olur biter…

SORU – Kristof Kolomb gibi mi olduk. Amerika’yı biz mi keşfettik?

CEVAP – Kristof Kolomb pusulasız bir
budalaydı. Batıya giderek doğuya varaca›
ğını zannetti, Amerika’nın 300 deniz mili
açığındaki bir adada karaya oturdu, kendisini Hindistan’da sandı. Kerizin biriydi
senin anlayacağın…

SORU – Peki, memleketin tek kerizi
ben miyim?

‘ HALlS KOMlLl

Vesayetiniüstlendi in TÜSlAD’ın
eskisi vardır. “Böyle hü ümet olmaz!”
anlamına gelen gazete ilânları verip
Ecevit’i düşürmüşlerdi.

Aynı çizgiye girildi. “Tansu’yu istemezük!” diyorsunuz… Yazılı mı, görsel mi
ilân verecelGiniz, teferruatta ayrılık, aykırılık var. Nema problem! Malcat “protesto” olsun; söyleyegeğini söyledin…

lshakAlaton, Uzeyir Garih ve seni biraz tanıyorum. Çok eskilerden tanıyorum.
Konuşmaya zorlandığını biliyorum. Eski
Rum evlerinin tepesinden kiremit çalanlar, hızlandırılmış ilkokulu okurken bir tek
“gevezelik” (türkçe kompozisyon ve diksiyon) dersiyle “Saklambaç” dersinden
geçer not alabilenler, bir başkaları tarafından zorlanıyor,

Yirmi senedir izlediğin siyasi çizgiyi
nakzetmeni istiyorlar, ona zorluyorlar.

Ankara’daki espriyi merak ediyorşan, başanamızın yakın çevresi yaptı.
Ilk benden duymuş ol…

“Masturbasyon yapıyor. Tercih
gapmamızı istemesin, Hacı Şakir sa
unlanyla yetiştik, Komili’ninkiIer tahriş ediyor…”

Aktaranların yalancısıyım…

Ozer Çiller demiş bu lâfı…

fıîrkî
&Ilımlı/n

l Battı’ izLiyoız…

Sami Daçe ve Ne tin Cevheri’yle yaptığı ” e.
özel ve izli” telekonfera
metinleri asınasızdı.
Herkes dellendi: “Kim *ı

MlT’çiler ayaklandı: “Bizi ~
işe bulaştınnayın… Dahli
yoktur…”

Haberi yakalayan Y
Günaydın muhabiri gaze
sinden istifa etti: “Haberi ı
adım, ben banda .

en deşifre ettim. An ı

temsilcimiz habere sahip

tı, kendisinin yaptırdığını
ledi ”

Olaya “felegate” diyen
var. “Watergate” çağrışımı..

“Watergate skandalı A
rupa’yı niye fazla etkile
di?” diye sorulan Komün’
Partisi genel sekreteri Ma ı
hais güldüydüüîelefon ı
remiyeti yoktur, muhal dinlemek hükümetin imtiß
zıdır, dinlemeselerdi, din ı
meselerdi görevlerini ih
etmiş olurlardı…”

Mehmet Köstepen (ul ~ı
ma-haberleşme bakanı) a
komünist kafada… “H g
herkesi modern teknoloi’
dinliyor zâten… PTT’nin T’sini özelleştirirsek, sınırlı ç
devlet azınlığı değil, he *›
eşit dinler telefonları…
mokratikleşmeden bunu ‘
lamarnız gerekiyor…”

“Maymundan umut
kesilince insan yaratıldı…
(Mark Twain, 1901)