Memleketimden ‘sine-i millet’ manzaraları (1)
?met
Ya sonrası?
Siyasi tarihimize “Hışımlılar” olarak geçen
“DP’nin C Takımı” (şimdiki sayın cumhurbaşkanı’ miz da dahil), 27 Mayıs, 22 Şubat ve 21 Mayıstan
sonra asabileşti. “Sine-i millete dönelim!”
Yıllar sonra, Tansu Çiller dellendi. “Sine-i mil
lete döneriz haaa!”
Recai Kutan yakınlarda konuştu. “Sine-i mille
te döneriz haaaa!”
Bu son ikisi, vaktiyle koalisyon bile yapmışlardı.
Bu iki kişide simgeleşip somutlaşan, şecaat arzederken popoma sığacak kadar küçülen iki partinin ge
; nel seçimlerdeki oy seyrine bakalım, parantezi açıp
l, kapatahm…
i’ i’ ‘k .
AP-DYP MSP-RP-FP
1973 % 29.8 % 11.8
1977 % 36.9 % 8.5
1987 %191 % 7.2
1991 % 27.0 % 16.9
1995 % 19.2 % 21.4
1999 % 12.0 % 15.4
‘A’ ‘A’ ‘A’
“Sine-i millete dönme” söylemi, kimseye hayır
getirmedi.
1973 yılında “cumhurbaşkanı kim olacak?”
problemi vardı. Cevdet Sunay’ın görev süresini
~ .uzatmak bazı akl-ı ewellerin aklına geldi.
Genelkurmay Başkanı Faruk Gürler cumhurbaş
. kanlığı için en güçlü adaydı.
Gürler kerize getirildi. Genkurbaşlıktan ayrıldı,
kendisine yer açmak için görevinden çekilen Mehen’in yerine kontenjan senatörü oldu.
TBMM’ye girdi.
nay’la devam eden “askeri hânedan” fikrine yatkındı netekim…
Bazı medyamız, “Aklı başmda herkes Gürler’i
cumhurbaşkanı görmekten büyük memnunluk
duyacaktır!” diye kelâm buyururken, öbür bazı
medyarnız “Silahlı Kuwetlerin doğrudan doğruya benimsediği aday dışındaki kimselere yönelınek mantıkla bağdaşır iş değildir!” diyordu.
Fiili sansür ve yönlendirme uygulanıyordu medya
ya…
“Cumhurbaşkanı kim olacak?”
. ‘k ‘A’ ‘k
“Sine-i millete dönme” söylemiyle, “cumhur
3_ başkanı seçme” eylemi bizde paralellik gösterir.
Birbirlerine endekslidir., Kahramanlık taslamak için,
herkes, ama herkes, cumhurbaşkanlığı seçimlerini bekler.
Ceviz akıllannca, “davulcu pazarlığı” yaparlar.
Perşembeye devam ederim… Affınıza sığınarak, iznirıizle…
Sivil kamuoyu da, Cemal Gürsel’le başlayıp Su- 9 1
Memleketimden
‘sine-i millet’
İNE-i millete dönme fikri, siyasetimizde yeni
manzaraları (1)
değildir, yabancı değildir. Aklına esen, canı sıkı
S lan, ayranı kabaran kim varsa, bu gibisinden
şecaat arzeder.
“Sine-i millete dönerim haaaa!”
*k *k i’
Vatanm bağnna hançer dayanmışsa, ulusun bağn
na sığınmak elbette herkesin hakkıdır. Görevidir. Bor- .
cudur.
Ama, o hakkı sâdece Atatürk kullandı, İnönü
kullandı, Karabekir kullandı, Çakmak kullandı.
Kurtuluş Savaşı’nı yaşayanlar, İstiklâl Madalyası
taşıyanlar kullandılar.
Hakkıyla kullandılar.
***k
1946 seçimlerinden sonra, “sine-i millete dönme” tehdidini savurmakta, Demokrat Parti yerden
göğe kadar haklıydı.
Şimdiki oranlarla yüzde 54, o tarihteki rakamlarla yüzde 74 olan jandarma bölgelerindeki seçim
sandıklarından ya hiç çıkmamışlardı, ya yok
denilecek kadar az…
Sine-i millete dönmeleri, şecaat arzetmekti. Yani,
kahramanlık taslamaktı. Merd-i kıpti şecaat arz ederken, sirkatin söyler… Yani, roman vatandaşlarımız
kahramanlık taslarken, suçlannı itiraf eder.
Ama, zamanlamaları uygundu. Akıl-mantık egemen oldu, sine-i millete_ dönmediler, dört yıl beklediler.
Kazandılar.
i ı