Maksat “imar” değil, bayındırlık! (2)

‘ ;cim

AYINDIRLIK bakanı Onur
B Kumbaracıbaşı pek sevilmez… ‘ . ”
Benim gibi kırk yıllık arkadaşları
»sever de, partisi SHP sevmez… Merkez yürütme kumlu toplapmış, ba
~ yındırlık bakanlığına yapılan (ve ya
pılacak) tâyinler- ~
de ‘biraz daha
dikkatli olması,
örgüt mensuplarını kayırması konusunda kendisini uyarmaya karar venniş… _

SHP’.den kopup CHP’ye gidenler hiç sevmez… Parti içi
klasik (ve kronik) `
didişmelerde,
“anti Baykal” olduğu, aktif görev ‘
yaptığı için sevmezler… .

Kendi _partilileri sevmedikten
sonra, öbür partilerin adamları niye
sevsin?
_ ***k

Arkadaşımız Mehmet Korkmaz,

‘ CHP lzmir milletvekili Veli Ak
soy’un Kumbaracıbaşı hakkında
gensoru önergesi hazırladığım yazmıştım dün… ANAP-RP-CHP destekleyecek, 15 SHP’Ii, 17 DYP’Ii oylamaya katılmayarak gensoruya
“zımıi! destek” verecekmiş…

0 Erzincan deprem konutları

için.45 ihale açılmış, Kumbaracı- ‘

başı’nın söylediğine göre ihaleye
509 müteahhit dâvet edilmiş… Oysa, çağrılan müteahhitlerin’ gerçek
sayısı 180’miş…

Kurlhan F ‘SEK

Hedef “imar” değil, bayındırlık! (2)

9 Konut yapımında iddialı büyük firmalar ilk ihaleye çağrılmış,
sonra unutulmuş… “İkinci-üçüncü
sınıf” bazı firmalar, “Katılmayacağız, istihkaklanmızı alamıyonız, batanz!” dernelerine rağmen, “Paranızı veririz!” garantisiyle 7-8 kere dâvet edilmişler…
Sonunda kabul
etmişler…

G) Erzincan
şehir merkezinde, bazı konutların metrekaresi
922.000 liraya,
b a z ı I a r ı
3.950.000 liraya
ihale edilmiş…
Niye? Kayrılan
kimler?

yöneticilerinden
biri, metrekaresi
1.185.000 liradan 310 konutluk bir
sipariş aldıktan sonra, “Sermayeyi
kurtarmaz!” deyince, 19 konutluk
ikinci ihalenin ` metrekaresi
3.950.000 liradan gitmiş…

ß İzmir’in Foça’sında üç bölüğü
barındıracak 22 milyar liralık kışla
inşaatının kimde kalacağı iki gün
önceden belliymiş, bu konuda telgraf haberleşmeleri varmış…

*i*
CHP,İzmir milletvekili Veli Aksoy’un Kumbaracıbaşı hakkındaki

“ğsensomya esas” iddiaları bunlar…
E iği var, fazlası yok… ‘

Onur’u kırk yıldır tanırım, utan-l

gaçtır, konuşmaz… Ben utangaç de
ğilim, duyduğumu yazarım… Cevap .

hakkı saklı olmak üzere…

P ARN AKITTIĞI
. En.’ pılız _ m ‘
(ÇİN Bira kOLı Kamil
yAzpıMı YAPABıLıRIZ
DUR

‘o SHP üst_

. ç J
ıttıiakı mı?
AHİ, Keçeciler, Alsu, Doğan,
öbür “Mesut muhaliûeri” nere
‘de şimdilerde? Bir kayboldular,
sesleri solukları kaç zamandır çıkmaz oldu. Daha kötüsü, “Siz
ANAP’tan hemeıi istifa edin, ben de
cumhurbaşkanlığını bırakırım, beraberce yeni parti kurarız!” diyen
cumhurbeyimizin onları ne aradığı
varmış, ne sorduğu…
Merak ettim sebebini… Yavuz

Gökmen’in “Özal Sendromu” kita- .

bının sayfalarını karıştırdım, sorunun cevabırıı OzaI’ın psikolojisinde
buldum: “Ozal başansızları, becerilcsizleri sevmez, öylelerini hemen
bırakır, bir daha yüzlerine bakmaz…”

Demek ki, ANAP’tan ayrıimalarla, sadece “yeni parti kurma”
sevdası ‘ertelenmedi, üstüne üstlük
suya düşüp boğuldu. Peki, boş durmaktan hoşlanmadığına göre
ne yapacak? Ankara kulislerinde
onunusda fısıltıları var. `

“Ozal siyasî beklentilerini rölantiye aldı, umutlarını Demirel’in di
‘ reksiyonuna bağladı. Dikkat edin,

önüne giden her karamameyi imzaIıyor., Demirel’i rahatsız edecek hiç
bir şey yapmıyor. Meselâ, İLO söz
leşmesini veto ederek Demirel’i ra-›

hatlattı, hatta TÜSlAD’ia hükümet
arasındaki buzları çözdü, eritti. Demirel de, Cindoruk-!ıimaz-Menderes îttifakına karşı, Ozal’a yanaştı.
En azından önümüzdeki altı ay, ‘yapışık kardeşler’ gibi hareket ederlerse şaşmayın…”

“Büyüyünce itfaiyeci olacağım,
yangın söndüreceğim… Ya öyle
olacağım, ya asker-polis… 0
zaman belki kibrit çalerım…”
(Joseph Goebbels, 1901, çocukken)

zal ~

I
en ilgisiz kim?
AZITECİ Türker Sanal otuz
( yıla yakın zamandır DP-APDYP labirentierinin içindedir,
başta baba olmak üzere, herkesi, her
şeyi gözler, bütün girdi-çıktılan bilir.
AP’nin kongresini yorumladı:
“Aç-kapa Adana’ya döndü!”
Arkasından sordu: “Bil bakalım,
kongreye en ilgisiz siyasi parti lideri kimdi?”
Çevresindekiler duralayınca cevabı o verdi: “Erdal be ‘di. Kongre
ye çektiği başan telgıa nın ideceği .

adres”’Yiğit Köker, AP Gene Başkanı’, gönderen de ‘devlet bakanı ve

` başbakan yardımcısı’ sıfatıyla kendi
siydi. Teigrafın metni bende…”

iyimser bir yorum geldi o sırada…
“Erdal bey; dalgınlıkla da olsa, öyle
bir hata yapmaz… Sadettin Bilgiç’le
Yiğit’i birbirine düşümıek için yapmıştır…”

Hep demişimdir, iyimser milletiz
vesselâm…

İLYAS AKTAŞ Çiğköftelahmacun partisi yapıldı, ‘
gazeteler yazdı, kabahatli
gazeteciler oldu. Neymiş
efendim? Böyle şeyler
yazıiınca, meclisin şeref ve
haysiyeti zedeleniyormuş,
gazeteciler yüce meclisin
mahrem yerlerine
girmemeliymiş… DYP dahil,
bütün partilerin üst yöneticileri
söylediler, istediler bunu… Peki,
meclis plan-bütçe komisyonu
‘ başkanı sıfatıyla, kalkıp,

“Politika çok masraflı iş… 4
Gayrimeşıû hareket etmedikçe
milletvekilleri zor geçinir…” .
demişsin… Giderek zor
anlıyorum Türkiye’yi…
Benzetrnek gibi olmasın, ama,
“Hırsızın hiç mi kabaiıati
yok?” fıkrası geliyor aklıma…
Biliyorsan bilmeyenlere anlat!