Mahkemelerimizin bir tek “kulak arkası” kalmıştı

rinde eşelenirken, iki ilginç mahkeme kararına
gözüm ilişti.

ilki, Mucur (Kırşehir) Asliye
Hukuk Mahkemesi’nin verdiği
bir boşanma kararıydı. Esas no.
1991/129 ve Karar no.
1991/186, sıradan bir boşanma
ilâmıydı. Karı-koca H.M.’Ier arasında uzun süredir devam eden
“aşırı geçimsizlik” boşanmayla
bitiyor, üç çocuktan iki kızın velâyeti anneye, erkek çocuğunun velâyeti babaya veriliyordu. – .

Dâvâ tek başına ilgimi çekmedi ama
isim hafızam kuwetli olduğu için, ikinci bir mahkeme kararıyla karşılaşınca
duraladım. Kozaklı (Nevşehir) Asliye
Hukuk t Mahkemesi’nin Esas no.
1993/186 ve Karar no. 1993/240 sayılı
ilâmıydı bu…

1987 yılında Almanya’ya işçi olarak
giden H.M., memlekette kalan eski karısına nafaka ödememişti. Kadın büyük
geçim zorluğu içindeydi, çocuklarına
bakamıyordu. Mahkemenin kararı normaldi. Iki kız çocuğunun velâyeti de
Almanya’daki babaya verilecekti.

i**

Şimdi sıkı durun… Olayın devamını
izlemeye koyuldum.

30 Nisan 1993 tarihinde, velâyetini
yüklendiği iki kızını yanına getirmek
için müracaat etmiş vatandaşımız… Ilgili belediyenin Yabancılar Dairesi de,
Federal Almanya içişleri Bakanlığı’nın
1990 tarih ve 20.3.1.3 sayılı geçici uygulama yönetmeliğine dayanarak, “soruşturmanın derinleştirilmesi için”, lnternational Sozialdienst (Uluslararası
Sosyal Hizmetler Kurumu) Almanya şubesine istekte bulunmuş…

Pek normal değil ama diyelim, Almanya’da böyle oluyor bu işler…

Asıl vahim olanı, mahallî Yabancılar
Dairesi’nin “soruşturmanın derinleşti
l LMANYA’nın adli arşivle
Mahkemelerimizin bir tek
‘kulak arkasi’ kalmıştı

rilmesi için”, Federal lçişleri Bakanlığı’nın yönetmeliğine atıfla gösterdiği
gerekçe… Aynen aktarıyorum:

ı

“Türk mahkemeleri, veli/etin tayin

ve tespitinde, prensip olar çocuğun
menfaatlerini ön landa tutmu orlar.
Alman mahkeme eriyse, verdik eri kararlarda, çocuFun menfaatlerini ön
planda konıyor ar… ”

*i*

Dıdının dıdısı bir “yabancılar dairesi”, kendini bilmez bir içişleri Bakanlığı’nın geçici yönetmeliğine dayanarak,
Türk mahkemelerine böyle bir karayı
nasıl çalar?

Başbakan “Refah’ı kapatabiliriz!”
diyorsa, DEP kararı yüzünden dış dünyada kopan kıyamete aklımız ermiyorsa, kabahat onların mı, bizim mi?

Oysa, Almanya’daki FFG/16a sayılı
kanuna göre, “Yabancı devletlerin
resmî belgelerinin içeriği peşinen doğru kabul edilir, her türlü idarî karara
esas teşkil eder…”

Bir tek bizimkiler hariç…

Niye “bizimkiler” mi?

Onu da öğrendim…

Mucur ve Kozaklı mahkemelerince
alınan kararın geçerli olup olmadığını
bizim Çocuk Esirgeme ve Sosyal Hizmetler Kurumu uzmanları soruşturmuş… 13.5.1994 tarih, Dosya no.
B.O2.l .SCE.O.78.00.04/Dl-2/94-288 sa
yılı raporuyla…
Anılan kumluş, Başbakanlığa bağlıdır.