Mahkemede “neşeli günler”(3)
Kurlhan F SEK
Mahkemede “neşeli günler” (3)
gibi koku alması, atmaca gibi
etrafı kollaması, çekirge gibi
hop oraya, hop buraya sıçraması gerekir
– POLİS-adliye muhabirinin tazı
_ İnanç-Kahveci dâvâsından çıkmıştık, yemek tatili münasebetiyle
koridorlar bo’ tu.
kamla 1 TL) maddi tazminat dâvâsında, bilirkişi raporu (ve kahve) Yemen’den henüz gelmediği için, oturum “ileri bir tarihe” ertelenmiş…
0ya’nın asık suratının sebebi başkaymış… Mahkeme kalemi kepenk
indirip yemeğe gittiği için, dâvânın
konusunu öğre
Savunma avu tı A [NE nememiş…
Kahve- cm a ııDert d d et.
cî’ye (aynı za- 0 __ me…” e im,
manda yeğen- Q w” Mu USrA “Emin’e sorarız,
beydir kendisi) el anlatır…”
sıkıştık, opüştük, .k * .k
vedalaştık. 0 yo- Y
luna gitti, biz’ yo- arêm . ..Saat
lumuza yürüdük. . :TS k”“” ‘I Yaj
Hürriyet’in ‘ Mü.’ ‘ Ban’ ati”
zehir hafiyesi , ‘Ye Kah ‘İ
Oya Amutçwyaı ının, vecı
“şen gazeteye
gâruyorumîâşın
ıyse go reyim…” _
“Yok abı, ben bıraz daha kalacağım…” dedi, “Kahveci’nin avukatı
üst kata çıkıyor, bir şeyler olabilir…”
Ben gazeteye döndüm, o iz sürmeye koyuldu. ‘
Meğer, Kahveci’nin üçüncü bir
dâvâsı varmış o gün… Bu sefer Emin
Çölaşan’la…
Fıstık gibi haber… “Kahveci
Mahkeme Kuşu Oldu!”
**û
Oya gazeteye döndüğünde asık
surat ıydı. Kahveci’nin Emin Çöla
ımzalı, 23.8.91
tarih ve 6710 sa_ yılı, resrr_ı_i pullu,
antetli yazısı geçti elime… encilik yıllarımda Özal’ın dersi e kıpya çektiğimı yazdığımı, kopya ç menın ınsan em ne saygısızlık ol
duğunu söylüyo u. Devletin dakti- ı
losunun, kâğıdının, zarfının, ulunun böyle şahsî görüşler için kullanılmasına kızdım, cev verdim…”
Cevap mı ne? “Sen ‘msin? Devletin resmî yazısında bu gibi zırvalan nasıl yazarsın?” demiş Emin…
Karşılığı tek liralık tazminat dâvâsı.:.
Eğlenmek istiyorsanız, adliyeye
bekleriz efendim… Ben şahsen (ve
şan hakkında açtığı “bir liralık” (ra- bizzat) çok eğlendim.
. lg,, gi” il)
lllilllllıll
ll tlşşi”
ıı
, I Hıll”
,zigşııe
ili:
NURETTİN SÖZEN FATMA GlRİK
öı=, SONUN ‘ NURİ, KAFİ TAMİR
TEZEKTİR! EITİN
(“FKÖ” Joker) (“NURElTİN” Joker)
mültü sansürü
_ ÜRKİYE çapında ne olur, bil
Tmem, ama, İbrahim Tatlıses’in
yolu Samsun’a düşmesin… Şöyle, ağız tadıyla, ayınları çatlatarak,
“Allah Allaaahhhhh!” diye çığıramayacak…
– Adil Küçük (Samsun-hha) arkadaşımızın haberine göre, Samsun
Müftüsü Burhan Toraman, “Allah”
sözünün şarkılarda, türkülerde geçmesinin, hem okuyanı, hem dinleyeni günaha soktuğunu, imanlannı
zedelediğini söylemiş…
Ajanstan öylesine güzel haberler
geliyor ki, yorum yapmaya gerek
yok, aynen aktar, yeter… .
“Bu vaziyet imanı zedeler…” demiş müftü, “Şarkı sözü yazarları
dikkat etsinler, gerçi din, vicdan, ükir hürriyeti var, Allah’lı şaıkılan yazan ve okuyanlara karşı yaptırımımız ok… Bunlara ancak nasihat etmek e etiniyoıuz. Yurttaşlarımızı
da, Allalı sözünün yanlış kullanıldığı
arabesk şarkılar yerine, Allah’tan
sevgiyle söz eden ve imanı zayıflatmayan tasawuf müziğini dinlemeye
çağırıyoruz…”
UAT ATALAY “Baykalcı” olFduğunu bilmeyen yok, Allah
kabul etsin… Onca küfür ve hakarete rağmen, CHP’ye geçmeyip.SHP’de kalmakta niye ısrar
ettiğini anlamaya da imkân yok…
Küçükken en büyük hayalim itfaiyeci olmaktı, seninki “Truva atı”
olmaksa, nema problem! Ben
olamadım, sana da yedirmezler…
Entlasvııniüzeli
nihayet secildi
ANDlKLl Postası Gazetesi’nin
düzenlediği “Enflasyon Güzeli”
yarışmasının haberini yayınlamıştık geçenlerde… Netice alınmış…
Haberi aynen yayınlıyorum, yorumsuzdur. ‘
“Geçen hafta, ekim a ının enflasyon güzeli yanşmasında irinci, ikinci, üçüncü gelen talihlinin kura ile
belirleneceğini yazmıştık. Resmini
yayınladığımız Tansu Çiller’i telefon
eden 50 okuyucumuzdan 49’u bildiler. Bilemeyen 1 okuyucunun bildiği
halde yalan-yanlış söylediği kanısına
vardık, onu da kuraya kattık. Kazananları kutl or; birincilik ödülü 25,
ikincilik ödü ü 20, üçüncülük ödülü
10 adet enflasyona endeksli mor binlikleri almalarını bekliyoruz…”
Kerim Aydın
yıne dertte
ll ABER KOKAN” bir istihH barat notu geçti elime…
Doğrudan doğruya cumhurbeylik makamına bağlı olan,
onun emriyle çalışan Devlet Denetleme Kurulu, TRT’nin TemmuzAğustos 1992 ana haber bültenlerini
incelemekle görevlendirilmiş…
DDK Müfettişi Alaettin Karaman
TRT’ye gitmiş, “Oda yok, git başka
yerde çalış!” tepkisiyle karşılaşmış…
ilgili bantları almış, TBMM’de bir
yerde didik didik ediyormuş…
Araştırmaya vaktim olmadı, ama,
cumhurbeyliğin, anılan dönemde ne
yaptığını, ne konuştuğunu da merak
etmiyor değilim hani…
tl l ‘fl’ “i”
“Siyasi dedikodu, birinin
uydurduğunu öbürünün
abartmasıdır…”
(Jonathan Swift, 1721)