Mahkemede “neşeli günler”(2)
Mahkemede “neşeli günler” (2)
düştüğü Ankara adliyesini de
ğişmiş bulduğumu yazmıştım
dün… Tek şey aynı kalmış… Dosya
kabarık, şahitler geveze olunca,
beklediğiniz duruşmanın saati sarktıkç_a_ sarkıyor.
Unal İnanç’ın Adnan Kahveci
aleyhine açtığı 500 milyon liralık
tazminat dâvâsını görecek olan
22’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargıcı, şahitlerin listesine baktı, hepsi gazeteci, “Bunlar bir konuşmaya başladılar mı susmak
bilmezler, en
U ZUN aradan sonra yolumun
istedikleri kadar
Sivw HAKlhlLDAVAC ıNıN sııznsı
nat dâvâsını görecekmiş…
Belki babayı görür, elini öperiz
diye koştuk o tarafa, yetişemedik.
Kahveci’nin’avukatı hakimi reddetmiş, o dameseleyi görüşmek için
dâvâyı ertelemiş…
Köskös döndük geri… Az bekledik, sıramız geldi.
i**
Bizim dâvânın konusu, Adnan
Kahveci’nin, “Eşim hakkında tezvirat yapıyor, dedikodu yayıyor,
_ meclis lojman
,ları cinayetine
.bulaştırmaya
alışıyor!” diye
nanç’ı çalıştığı
.DE
NO.
konuşsunlar…” gazetenin patrodedi zahir… nuna şikayet etListenin so› [nesi, onun da
nuna alındı bi- |nanç’ın işine
zim dâvâ,” son vermesiydi.
Melih Yal- (r _. Kahveci’den
nun, Bekir Coş- v &azrninat ılsliyorkun, Semra Çe- du Inanç…
tin, bendeniz, _ Oysa, cinabir yukarı, bir -.v- yetin işlendiği
aşağıya volta atı- ‘“” ‘ ilk günden itibayoruz. ren, istikrarlı şe
Koridorun öbür ucunda koşuşturma oldu. Gazetemizin zehir hafiyesi
Oya Armutçu’ya sordum.
“Orası neresi?”
“Oğuz Okul’un mahkemesi,
24’üncü Asliye Hukuk…”
Turgut Özal’ın açtığı tazminat
dâvâsında, cumhurbaşkanını bölücülükle suçlayarak, _DYP Aksaray
milletvekili Mahmut Oztüılöü beraat ettiren hakimin “mahkemesi”
Kendisine “geri zekalı” diye hitap
eden Süle an Demirel aleyhine
Adnan veci’nin açtığı 500 milyonluk (aşağısı kurtarmıyor) tazmi
kilde, bunun bir “seks cinayeti” olmadığını, Fırat-Dicle hattının doğusundaki bazı sebeplerden, bazı bağlantılardan kaynaklandığını savunmuştu Inanç… Fısıltı gazetesindekilerin aksine, bakan ve milletvekili
eşlerinin olayla ilgisi olmadığını söylemişti.
Dört şahit de bunu anlattı. Savunma şahitlerinin dinlenmesi için
dâvâ ertelendi. _ş
Mahkemelerden, adliye koridorlarından çok sıkılmadıysanız, yarına
Çölaşan-Kahveci dâvâsı var. Sözüm
senettir, yarın bitireceğim…
Kurthcın FIŞEK _
MUAVENET ZIRHLISI RİFAT ÖZBEK
NE ZAHMET, TÖVBE, KAFİR!
“ısııı” vuııı (~v” Joker)
BİI’ İIBİIBIIİII
‘Kİ
I anası…
HP’yi açıp SHP’ye katmak
C için çok uğraşmıştı Erol Tuncer… Beceremedi, denizin ortasında boğulmamak için debelenirken, imdada yetişen ilk tahlisiye
sandalına çıktığında, başına neyin
niye geldiğini fıkrayla anlattı.
İki ananın aynı anda sahip çıktığı
bebeyi Hazret-i SüIeyman’a götürmüşler… Süleyman (baba olanı de
_ ğil) bakmış, kadınların uzlaşmaya
niyeti yok, “Kılıcımı tez getirin, yarısı onun, yarısı öbürünün!” demiş… _
Uzun bir sessizlik… Kadınlardan
biri nihayet atılmış ortaya… “Bölmeyîn, tamamı onun olsun!”
Hazret de, bölünmeye razı olmayan, hakkından vazgeçen kadına
vermiş bebeyi… “Ancak gerçek anne çocuğunu bu kadar sever, hakkından vazgeçer!” diye…
Üç anneli sosyal demokrasimize
bu tarihî anekdot ne kadar gider, ne
kadar uyar bilmiyorum, ama, ben
yazdım, uysa da yazdım, uymasa
da yazdım, kime uyuyorsa uysun…
“İhtilal yapılmaz,
gelir…”
(Che Guevara, 1957)
cingene
pazarlığı
ECLlS’in “fıkrası bol” kulisleM rindé DYP Edirne milletvekili
Evren Bulut anlatmış…
Bizim .kara şopar (göjmen dilinde
“esmer deIikanlı”) Nefze’ye fena mtulmuş, “Abe kaçsana bana!” diye tutturmuş…
Neiîze inatçı… “Bubamdan iste…”
“Vermez be o aç köpek! Der o ufacık dahaaaa…”
“Çık biraz başlık paracığını, güresin, verir mi, vermez mi?”
Neyse, para çıkmamış, dağa kaldırma vaziyetleri, mahkemelik olunmuş…
Hakim babacan, dertleri dinledikten
sonra, babaya dönmüş… “Birbirlerini
sevdikleri besbelli… Ver kızı gitsin…”
Baba sızlanmış… “Çok ufaktır be
hakim bey… Nasıl yatacak o ayının altına…”
Mevcut koalisyon alınmasın! Nasıl
benzetme ama?
TURGUT ÖZAL Cumhurbeye, elektrikli sandalye değil,
acem-arap sultanlarının tahtı yakışır. Ne var ki, “0turtulacak”lan özetlemek, yazıyı kısaltmak
gerekiyor. Sen inmezsen, seni
oradan tanrı kuweti indiremez.
Tabii, vatana ihanet ettiğin sabit
olmazsa… Kedinin fareyIe-oynadığı gibi oynuyorsun hepsiyle…
?Kerizleri paralarından, koltuklarından, umutlarıridan ayırmak
sevaptır!” hesabıyla…