Magna Carta’nın yeniden keşfi!

cuma” lâfı ters…

° KTlSADl üst bürokrasinin hafta s0
ı nunda Abant’ta toplandığını, “cun
ta” gibi çalışarak karar ürettiğini
yazmıştım…

Dilimi eşek arısı soksun! _ Ma Carta’dır, vergi denetimidir.
Her taşın altında cunta, CIA arayan lngi ere kralları, akıllarına estiği zabir kuşağın ahvâdı olduğumuz için, man, vergi salar, dilediği gibi harcırkapalı kapılar ardında yapılan her top- dı. Kimse lıesap soımazdı, soramazdı.
lantıya junta – 1215 yılında,_bas(“hunta” okunur) 5 ŞuSmßDAN tırdı halk… Ödedamgası vurmak ggşmsßmg_ COK diğim her kuruş ‘
kolay geliyor. sıkıya ARTIK!.. ı. verginin hesabını
Toplantıda bu- sorarım, nereye
lunanlardan biri harcandığını, naaradı, azarladı. sıl harcandığını
“Politikadam soranm… Tamam .
politikacıdan mı?”
uzak, bilime, ta- Oy hakkı isterafsızlığa yakın bir di, denetleme
toplantı yapıp hakkı istedi Ingil1993 yılını konuş- tere ahal isi…
mak istedik. An- Aldı…
kara’da olmaz, Kesici dersine
politikacılar du- devam etti: “T ürnııı› gelir. lstan- kiye’nin ihtiyacı,
‘da olmaz, haberin de, demokrasiyi, Magna Carta’yı yeniden
de tez ulaşır, TUSlAD, TOBB basar, keşfetmektir. Ne 800 yıl sonra

sakin düşünmeye çalışan kafalara
turp sıkılır…”
Söyleyen dostum haklı… “lktisacî

.. m

Uç saat sonra DPT müsteşarı İlhan
Kesici dostum aradı.

Bir fırça da ondan…

“Fırça” demeyelim de, anayasa
dersi, demokrasi dersi…

“Magna Carla diye bir şey duydun
mu?” diye sordu.

Kurthan FISEK

Magna CIIWIIIII VBIIİIİGII llßslll

Duyduğumu söyledim… “Öyleyse
dinle!” dedi, devam etti.

“Demokratikleşmenin özü vergiIendinnedir. Onun da başlangıcı

da olsa, yeniden bulmak, işe sıfırdan
r. .”

Demokrasi vergilendirmektir.
Ödediğin verginin hesabını sorrnaktır.
Vergi öderneyenden hesap sorrnaktır.

Abant’ta bunlar konuşulmuş… “Bir
tek şeyi gizlemeýe haldrımız yok!” dedi Kesici, “Kimin kaç para vergi ödediğini, ödeme ‘p kaçııdığımızı…”

Vergilerin u hafta TBMM gündemine niye geldiğini bilmem anlattırabildlm mi?

Z

ŞOfğEN

I.

ŞOFBENE 7 KURBAN DAHA…

TERÖIZIGTİ YAKALADIK.

KATLİAM YAPAN

Devleti telefonu 900,
eevlrmeven keriz!

URSA emniyet müdürüyle ilgili ihB bar yapıldı. Aslında, müdürle ilgili

değil, faturasını devletin ödediği
makam-lojman telefonuyla ilgili…

Dakikası 5.833 liradan “köşeyi
yor” herkes…

Bursa’dan Ayça kıznnız” 125 milyon
lira kazanmış…

Emniyet müdürümüzün kızı… Köşeyi
dönmek için çevrilen telefon, ya makamın, ya lojmanın… Kaç kere çevrildi,
bilmem…

29.1.1993 tarihinde de, ismi bizde
mahfuz olan bir vatandaşımız, cimbaşsavcılığına başvurmuş…

Doğru mu, bilmem… Ama, doğruysa,
devleti tokatlamanın, köşeyi dönmenin,
bir haddi hesabı, bir terbiyesi, bir edepüslûbu var.

Yazdığıma tekzip gelebilir, ama, P1T’
den, Bursa emniyet lojmanlarının devlete fatura edilen parasını çıkartırım…

Ankara’da _
saran geeelerı

IŞ iyice bastırdı, Ankara’da sıcak
K “tarçınlı şarap” geceleri başladı.

Isıtılıp üstüne tarçın dökülen şarabı
kimler içer, mideleri nasıl kaldırır, bilmem, ama, oluyor işte…

Hilton iflâsın eşiğine gelmiş… Kapıda
ikram edilen iki kadeh şarabı ‘içen çıkıyor, bir daha giriyor, tekrar alıyonnuş…

Işin komiği, milletvekillerine de uygulamak istemişler “azam” iki kadeh” kuralını… Biri sinirlenmiş… “Şarap niye
îlık?” diye sormuş barmene, servisçi kız
ara…

“Elektrik kesildi, ısıtamadık efendim!” cevabını almış…

Çıkmış, geri dönmüş, şarap bu sefer
sıcak…

“Helesen gaco!” diya dellenmiş, “sıcak şarap içmek için iki dakikada bir
vestiyer parası mı verecek yani?”

Ielıerrür eden tılıra

SMANLI paşazadesi Fransa’da

resim tahsil edip lstanbul’a

dönmüş, stüdyo açmış, eve girip çıkan hatunlar sürüsepet, hepsi
alımlı… Mahalleli bıçkınların zoruna
gitmiş, eseslere haber salınmış, baskın
yapılmış… Paşazade ressam fırça atmış
gelenlere… “Benressamım kardeşim!’_’

“Iyi numara var bu resim işinde!”
diye düşünmüş başbıçkın… Evine kadın almaya başlamış, mahalleliyle
esesler bu sefer onu basmış… Dellenmiş bizimki… “Bir resim de mi yapamayacaaz?”

***k

Erzurum-hha büromuzdan Cemal
Çelebi’nin merkeze geçtiği bilgi notunu okurken bu eski fıkra geldi aklıma…

Saçını yaptırmak için gittiği kuaförde Nuri Vatansever ve Sami Toksoy
isimli vatandaşlarımızla fuhuş _aparken yakalanıp sınır dışı edilen zbek
dilberi… Ummügülsümay Şeraliyeva,
sınır dışı edilirken bağırmış…

“Bir saç da mı yaptıramayacağız?”

Peki, Erzurum Ikinci Asliye Ceza
Mahkemesi’nin kendilerini serbest bırakan kararını duyunca, Sami-Nuri
kardeşlerimiz ne demiş?

“Yaşasın adalet!”

Code Napoleon (1804) tabir edilen
ve bizim bütün ceza mevzuatımıza
esas olan Fransız hukukunun değişmez özelliğidir, hayvan hastalığıdır,
girdi mi çıkmaz… Tarihi ısrarla tekenür
ettirir.

llkinde trajedi, ikincisinde fars olarak…

beklediğinin en iyi falcısı, geçmişte
başımıza gelenlerdir…”
(john Shemıan, 1890)

***k
“Eskiden yaptıklan hatâlan
hatırlanıayanlar, a ı hatâlan
tekrarlamaya mah ^mdur…”
(George Santayana, 1918)

MAHİR KAYNAK

M4/ 12 Mart şartlarının oluştuğu (ve oluştunılduf ğu) günlerde, ldris Küçükömer’le Sencer Di
vitçioğlwnun kürsüsünde asistandın… Bir yan
” dan üniversiteye tezini, öbür yandan MlT’e

” raporlarını yazıyordun… Durum ortaya çıkınca azarlamaya kalkıştılar seni… “Bu yaptığına ayı denir, ernanete ihanet
denir!” Zeytinyağı gibi su üstüne nasıl çıktığını ra metli ldris hoca anlattıydı. “Ben, bana verilen devlet görevini, verilen sınırlar içinde yaptım…”
demişsin, “Sizin konuştuldarınızı rapor elseydim hapisten çıkamazdıniz…” Devlet görevi anlayışına hayranım… Apo için de, “MIT ajanı olsa
bile devlet görevi yapmıştır, devlet bunu açıklamaz, açıldamaya halda
yoktur!” diye buyurrnuşsun… Sahi, Uğur da, giderayak, Apo’nun T.C. vatandaşlığının bunca yıldır niye kaldırılmadığını merak ediyordu galiba…