Maganda öldü, yaşasın zonta!

Kurthan FISEK

ARŞAMBA gecesiydi. Ertesi gün
yolculuk var, sakin, başbaşa bir
gece geçirmeye karar verdik
le… Televizyon haberleriyle beraber sofraya oturduk…

Ewelallah, memlekette asayiş berkemâl…

Trafik kazâlarında ölenlerin sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor, basılan karakol sayısı iki, şehit
sayısı üç, polisle
silahlı çatışmaya
giren (ve ölü olarak ele geçen) terörist sayısı dört…
Bütün günlerimiz
böyle geçse, “Ooohhhh be! Hayat

Avı: ifşa( NEDİR K’ a.
gıubımıh DÜGOMUHDIE’
“atarsa”

yasasın zonta!’

yerden çıkmadım…
v: v: ‘k _ı

On bir olmuş, taraka dinmişti. Urkek şekilde sokağa çıkıp ne olduğunu
öğrenmeye tam meraklanmıştım, Carmen’in altından haber bantı geçmeye
başladı. Bitlis’te PKK baskını olmuş,
40 kişi öldürülmüş…

Içim karardı,
gecem zehir oldu.

Ertesi sabahsa,
sinirlerim bozuldu.

Magandanın
birinin kızının (veya oğlunun) düğünü var diye olmuş o patlamalar… Ne o? “Ha
I ?ATI-KERIM
m’ J..

varmış, huzur gel- si”… Ederi 300
di…” diyeceğim… milyon lira…
Haberler bit- Istanbul’da ya
mek üzereyken kanalları dolaşmaya terörist baskını, ya teröristlere karşı
başladım. operasyon var zannetmiştim. Zonta
Özeliyle, kamusuyla, bütün televizyonlar cırt-pırt program değiştirdikleri için, hiç beklemediğim tatlı bir
sürprizle karşılaştım. Francesco R0si’nin Cannen’i çıktı karşıma… Ister filmi seyret, ister geriye kaykılıp gözünü
kapa, Bizet’nin eşsiz müziğini dinle…

Dalıp gitmişim… Kulağımın dibinde, beşersaniyelik aralarla, on patlama oldu. llk patlamada masanın altına
attım kendimi…

Cayırtı bitene kadar saklandığım

nın biri gerdeğe giriyormuş meğerse…

Magandaların devri geçti, zontaların devri başladı. “Zonta”, magandanın çağ atlamışı, John Travolta dinlemişidir. Sazendelerin, hanendelerin
başından aşağıya gül yaprakları, dolar
dökmek “out”, havai fişek gösterisi
yapmak ”in” oldu.

Gün artık zontaların günüdür.

Hayri Kozakçıoğlwna bu konuda
söyleyeceklerim için, elektrikli sandalyeye bekliyorum efendim…

vaı^ fişek gösteri-.

Benim televizvonlarım

LEVİZYONLARIN rekabeti ıı
ı ginç boyutlar edinmeye başladı.
Izleyici bıkkınlık geçirmeye başla
dı. Meselâ, kronik televizyon meraklıları, sabah kalkıp gazetelerde çıkan

‘ akşamki programlara bakıyor, kanal

seçimini sabahtan yapıp işlerine gidiyor, evlerine dönüyorlar.

Seçtiğin kanalı açıyorsun akşam…
Başka program. Iki tanesini yaşadım…

0 TGRT (Türkiye Gazetesi Radyo
Televizyonu) haftalık programını yayınladı. “Kanlı Meyhane” diye bir film
vardı, şaşırdım, saniyesinde bağlandım… “Kanlı Meyhane” meğerse, “Jamaica lnn”miş… Ama, günahlarını almayalım, çeviri hatası düzeltilmiş…

9 Yılların öncesiydi. ”Arap’ın Intikamı” diye bir film gösterilecekti. Karşıma kırkbinbeşyüzotuziki yıllık “Othello” çıktı. Ewelki gün, “Çingenenin
Aşkı” oynayacaktı, ilgilenmedim. Meğerse “Carmen”miş…

“Dünyanın en büyük zevki,
politikacıyı dolandırmaktır…”

(Mark Twain, 1893)

HAYRİ lQOZAkÇIQĞLU

OLAGANUSTU hâl bölge valiliğini üstlendiğin günlerde yayınladığın bir genelge vardı: “Maytap,
mantar, havai fişek satışları yasaktır.
Bayramlarda bu tip gösteriler yapılmayacak, halk paniğe düşürülmeyecektir…” _

Bir buçuk aydır Istanbul’dayım,
her Allah’ın gecesi, kızının veya oğlunun başının bağlanmasını, gerdeğe girmesini kutlamak için çılgınca
havai fişek gösterileri yapılıyor.
Zannedersiniz, ya istanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun, ya
Ulubatlı Hasan’ın doğuşunun bilmemkaçıncı yıldönümleri 101 pâre
top atışıyla kutlanıyor.

Çarşamba gecesini masanın altında- geçirdim. Kulağımın dibinde
ilk patlamayı duyduğumda sığınmıştım oraya…

Ertesi gün gazetelere baktım.

4 .Orada sen de varmışın… Şeref mi
safiri olarak, devleti ve hükümeti
temsilen… Bu tip panik yaratıcı gösterileri Fırat-Dicle hattının doğusunda yasaklarken gösterdiğin celâdet,
cesaret ve devlet cesametini Istanbul’da göstermeni rica ediyorum…
Gürültüden bıktım, Ankara’ya dönüyorum…