Lumpen bunlar… Sever de döver de! (1)
ş KURTHAN FİEK
i l-llmpen bunlar…
Sever de, döver de! (1)
l l UTBOL terörü yeni bir mesele değildır. [Diiınvyada değildir, Türkiye’de değil_
A _ gir. Bğıtundtolplîrêrıılakrğ sarar, sarsar.
f” arre our a ir ç sa şampanyaya endekslı saatli boru bomba” patlaymca kimse_
nmAulnulléllda dêfîtllf. :lışvlîlrişe devam edilir.
ı ına, ener çe ir-i ` gol yeyip yenilince,
.trıbunlerdekı kalabalıklar sokağa dökülür,
yakar› yıkar. SÖVGI’, döver, vurur, öldürür_
‘ i’ *k i’
Ben Fenerliyim… Yani, “kader kurbanı”. .
?aşan on yıl kadar önceydi, Dereağzfna
len e ı lumpen taıfesı, bır gün önce yenilen
enerbahçe nın antrenmanını bastı.
Taşlarla, sopalarla, demirçubuklarla, kama
` larla, bıçaklarla…
Erkekliğin onda dokuzunun kaçmak olduğum* bllmeverrAvkut. Oğul› Erdi, Hasan ve
Küçük Şenol, evrile çevrile dövüldü. Kaleci
İ. Yêsûrıtop tutamazdı.. göğsüne fırlatılan bıçağı
havada tuttu, bıçaklı lumpenin suratına fırlattı.
ı hElisopalı, bıçaklı kalabalığın, “Allah A1a ! dıye tekbir getirerek üstlerine geldiğini’
«mencecik arazi oluverdiler.
A Rıdvan o zaman da şeytandı. “Erkekliğin
_ Onda dokuzu kaçmaksa, onda biri hiç
A şgorunmemektir” kuralından yola çıkarak,
ş antrenmana zaten gitmemişti.
Ar**
A’ l lnsanların can güvenliğini koıumaktan birinci
derecede sorumlu olan, “Devletin ve hüküme. tin il düzeyindeki tek temsilcisi Vali” de Fe
Dercliymiş meğerse… Ne dedi, biliyor musunuz?
‘Antrenör ‘Hiddink’i dövmemişler mi?
Yok yahu! Aaahhhh!”
ş gören Schumacher ve Vokri, erkekliğin on- l
da dokuzunun kaçmak olduğu bilinciyle, he
On yıl sonra Fenerbahçe yıııe yeııııuı. ı en
dikspor’a… Futbolcular linç edilmek istendi, dayak ve kısmi tahribatla kurtuldular.
Quelle alâka demeyin… Tribünlerdeki
lumpenliğin, saldırganlığın, şiddetin yaygınlaşması, ekonomik gidişata bağlıdır. l
Ekonomi boka gittikçe, saldırganlık artar.
i .. _r ., a: v: ı
lngiltere’nin”çok ünlü spor yazarlarından biri
anlatmıştı. V l .
“Thatchefın monetarist felsefesi, çok
aykırı bir ‘insan tipi’ çıkardı ortaya… As
lında bunlara ‘insanî demek de zor, ama,
sıfat yokluğunda diyoruz işte… Onları teşhir etmeyi ise, kendi hesabıma, insanlık ve
gazetecilik görevi sayıyorum. Boyunlarındaki altın zincirlerden, kollarındaki Rollex’lerden, bileklerindeki’ elmas kakmalı
künyelerden, altlanndaki BMW’lerden, yani servetlerini (ve kendilerini) teşhir etmeye aşın düşkünlüklerinden hemencecik tanırsınız bunları… Vergi verme alışkanlıkları yoktur, din-imanları talandır. Yazık! Bir
zamanlar yanından geçmeye cesaret edemedikleri gece kulüpleri, tribünde ancak
hooliganlığını yapabilecekleri futbol kulüpleri, onların tapulu malı artık…”
i( i’ i’
Tuttuğu takımın kaptanını, üstelik de kalecisini
ölesiye dövmeye kalkışanlar “hooligan” mı?
Yoksa, itlaf edilmesi gereken “sokak iti”
(lumpen) mi?
i ‘ . Beşiktaş’a altın yıllarını yaşatıp, her ne hik
metse “kapı önüne konulan” ve Beşiktaş’ın
liglerden yok oluşunu uzaktan izleyen biri var.
Gordon Milne…
Türkçe öğrenmek istemediği için, vaktiyle,
ingilizce söylediydi bana… ş
“Bunu yapanlar hooligan değil, düpedüz serseri…” ı
. ‘k i’ ‘k
Hooliganlığın bile raconu vardır. Vurupkırmak, yıkıp dökmek için, birilerinin futbol oynaması gerektiğinin bilincindedir. Futbolcu olmazsa maç olmaz, maç yapılmazsa hır çıkmaz, maraza çıkarabilmesi için futbol oynanması, futbolcunun sapasağlam olması gerektiğini bilir.
Kendi arasında çatışır, bazen hakeme saldırır,
ama, takımına, futbolcusuna dokunmaz…
**i
insanlarımızın ekonomik sıkıntılarını futbol
tribünlerine hapsedemedik… Sokaklara dökül_ dük, şiddete, saldırganlığa sığındık.
Perşembeye devamını getiririm. ..