lk defa mı geliyorsunuz bizim Güney Afrika’ya ?

03,. 03 i. mai?
İlkdefa mı geliyorsunuz

bizim Güney

DAMIN biri “iş bi- ,l

tirmiş” Güney Afrika’da… Etrafı zenci
dolu, herkes sıkıntılı,

eğlence yok…

Varsa, yoksa,
ma”…__

Girmiş. sinema kuyruğuna… Yansı siyah derili, yarısı
beyaz tenli…

Beyaz gişe memuresi şaşırmış… “llk defa mı geliyorsunuz Güney Afrika’ya?”

“Nereden anladmız?”

“Burada beyazlar kuyruğa
girmez… Şimdi, ön tarafa ge
‘ lin, söyleyin, ne istiyorsunuz?
Salon mu, balkon mu?”

Ucuza gelsin diye, salon bileti
istemiş adam… Memure aynı soruyusormuş…

“Ilk defa mı geliyorsunuz

l Güney Afrika’ya?”
ı “Nereden anladmız?”

“Siyahlar salonda, beyazlar
balkonda oturur…”

Çıkmış yukarıya… Koltuklar rahat, havalandırma çalışıyor. Sıkışmış…

“Tuvalet nerede?”

Yol gösterici sormuş… ‘

“ilk defa mı geliyorsunuz
Güney Afrika’ya?”

“Nereden anladımz?”

“Balkondan aşağıya işeseniz yeter…”

Başlamış, küçüksuyunu dökme
“sine
ye…
Aşağıdakilerden biri başını kaldırmış, besbelli canı sıkkın, asabi…
“ilk defa mı geliyorsunuz
Güney Afrika’ya?”
“Nereden anladmız?”
“Aynı yere işeme… Sağa
sola salla… Ettiğinden herkes
nasibini alsın… Sosyal adalet
bunu gerektiriyor bizde…”

iii’

Türkiye’yi Güney Afrika’ya çevirdiler.

.DANASOL’un vergi paketini
görüyorum.

Bankalann, postanelerin, vergi
dairelerinin, bakkallann önündeki
kuyruklan görür gibi oluyorum.

rflîskilere gidiyor hafızamu: “‘

ı
ı

.iş i ‘î
2~ *
. n

frika’ya?

Tasarruf bonolarıyla Kemal ‘
. Kurdaş, emeklilik ikramiyelerinin

tamamıyla Cevher Ozden (Banker Kaştelli), uygulamalarıyla Turgut Ozal, Kemal Horzum,
Ozer Çiller ve Tansu Çiller bitirememişti bu memleketin parasını…
Titan da bitiremez… Parsadan da…

Gönlümüz zengin…

Güneş Taner ve Işın Çelebi
aralarında anlaşsalar bile, onlar da
bitiremeyecekler… °

Ama, “Devlet parasmm gönüllü ve amansız bekçileri”
var aramızda…

Topu topu 1 milyonluk kahve
ithalini yasaklayıp insanımızı bir
fincan acı kahveden mahrum
edenler… Sayın Ecevit…

Çıkardıklan kanunlan “geçmişe dönük” işletmeye çalışanlar…
Sayın Temizel… ” _

i**

Gazeteye gidiyordum. Yazı yazmaya…

Bankaların önünde kuyruklar
gördüm. Para çekiyorlardı.

Vergi dairelerinin önünde kuyruklar gördüm. Para yatırmaya çalışan, bütün maişetini emekli ikramiyelerinin faizine bağlamış ihtiyarcıklar vardı.

Yine paracıklarımız bitmeyecek… Bitiremeyecekler. ..

Kimse bitiremez…

Yastık altına gidecek paralar…

Ustüne soda mı içilir, yoksa
lânet mi okunur, onu şimdiden bilemiyorum işte…

Bildiğim tek şey var.

“Sandık başında konuş
– mak” gibi ilginç bir alışkanlığa sa’ hiptir necip Turk milleti… ş Ç f_ `

g.