Kurthan Fişek

İlber Ortaylı / Milliyet

Kurthan (Fişek)’ı ilk anda gören onu külhani ve etrafa aldırış etmez bir genç olarak düşünebilirdi; oysa insanları dikkatle gözden geçirir, kabalık yapana kabalıkla cevap verir, korsanlığa taviz vermez, hassas insanlara karşı ise son derece zarif de olabilirdi…

Siyasal Bilgiler Fakültesi ilginç öğrencilerin ve öğretim üyelerinin toplandığı bir kurumdu. Kendine özgü bu insanların içinde Ankara’nın ve Türkiye’nin en özgün kurumlarından biri olan Ortadoğu Teknik Üniversitesi mezunu bir asistan vardı. Öğlen voleybol oynar, akşam birasını içer, dergilere siyasi yazı yazar, münakaşa yapar ve bir köşede de okur, yazardı. Hiç unutmam; bir ay kadar ortadan yok olduğu bir vakitte Ümit Hassan kendisine takılarak; “Üstadım birkaç haftadır ortalarda yoktun, bir kitap mı çıkardın acaba?” deyince, eliyle “üç” işareti yaptı. Gerçekten de spor yönetimi kitabıyla birlikte iki risale daha çıkarmıştı. Talebeliğinden beri meşhurdur; Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde İdari Bilimler Fakültesi’ndeyken mühendislikte okuyan arkadaşlarının dönem ödevlerini yazdığı bile olurmuş. Kurthan’ın önüne konuyla ilgili literatür koyun; ne olursa olsun okur, bitiştirir, şema çıkarır ve metne dökerdi. Bunu her iki dilde de yapardı. Kısacası özgün, yetenekli ve zeki insandı.
Kurthan’ı ilk anda gören onu külhani ve etrafa aldırış etmez bir genç olarak düşünebilirdi; oysa insanları dikkatle gözden geçirir, kabalık yapana kabalıkla cevap verir, korsanlığa taviz vermez, hassas insanlara karşı ise son derece zarif de olabilirdi. Bir köşede duranın tevazunu da onun aczine yormayan nadir Türk vatandaşlarındandı. Değeri olan kişiyi mutlaka anlardı, açıkça saygısını belli ederdi. Sınırsız okuyan ve yazan bir gençti. Gençti diyorum hep öyle kaldı ve galiba Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde “Kamu Yönetimi”nin “Kamu Yönetimi” olarak anlaşılıp okutulması ilk defa onun yorumunun ve çalışmasının eseridir. Telaşlı bir tipti. Sınırsız çalışır, sınırsız konuşur, suskunluğu da sınırsızdır. Bu yorucu hayat onu erken yıprattı. Devlet Balesi sanatçılarından eşi Neyran’la dikkatli, hassas ve insanların aradığı bir çifttiler. Mutlaka Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin, çok sevdiği Ankara’nın ve basın dünyasının unutamayacağı portrelerden biri olarak anılarda kalacak.